I'm sorry to disappoint you traducir turco
199 traducción paralela
I'm so sorry to disappoint you... but Lord Ferncliffe was taken frightfully ill with neuritis this afternoon.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için... özür dilerim. Ama Lord Ferncliffe bugün ağır şekilde nevrit hastalığına yakalandı.
Sorry to disappoint you, but I refuse
Kusura bakma, seni hayal kırıklığına uğratacağım ama kabul etmiyorum.
I'm sorry to disappoint you, Mr. Collins, but, Jane is practically engaged.
Sizi kırmak istemem, Bay Collins, ama, Jane nişanlı sayılır.
I'm sorry to disappoint you, Miss Lester... but I'm afraid it's impossible for me to marry you now.
Üzgünüm Bayan Lester, ama sizi hemen evlendirmem imkânsız.
positively... - I'm sorry to disappoint you.
- Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
I'm so sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için çok özür dilerim.
I'm sorry to disappoint you, Mr. Charles.
Size yardım edemediğim için üzgünüm Bay Charles.
I'm sorry to disappoint you, dear, but it isn't what you think.
Hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim canım ama düşündüğün şey değil.
I'm sorry to disappoint you, but don't blame me. Blame the Ulanga.
Üzgünüm ama beni değil Ulanga'yı suçlayın.
I'm sorry to disappoint you, ma'am.
Hayallerinizi yıktığım için üzgünüm.
No, I'm sorry to disappoint you. That's a slight astigmatism.
Sizi düş kırıklığına uğratacağım, ama o bakışlar astigmat yüzünden.
Well, I'm sorry to disappoint you. I'm just here on business.
Hayallerini kırmak istemem, ama buraya iş için geldim.
I'm sorry to disappoint you, Dad, but -
Seni hayâl kırıklığına uğrattığım için özür dilerim.
I'm sorry to disappoint you, Commissioner... but witnesses will tell you I haven't left this place.
Sizi hayal kırıklığına uğratacağım için üzgünüm Komiser ama şahitler buradan ayrılmadığımı size söyleyeceklerdir.
I'm sorry to disappoint you but... I'm afraid you won't find any subversive literature or pornography. Don't touch those record albums.
Boşa aramayın bayım..... orada porno yayın bulamazsınız.
- Sorry to disappoint you, old boy but other than a headache, I'm feeling absolutely chapper, I mean, chipper.
- Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm. Başımdaki hafif ağrı dışında kendimi oldukça cinli hissediyorum. Yani canlı hissediyorum.
Well, I'm sorry to disappoint you, ma'am, but we came all the way across by cattle boat.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm bayan... ama yolcuğu sığır gemisi ile yaptım.
I'm sorry to disappoint you boys.
- Bunun için çok üzgünüm çocuklar.
I'm sorry to disappoint you, but I don't know anything about it.
Seni düş kırıklığına uğrattıysam özür dilerim ama bu konuda bir şey bilmiyorum.
I'm sorry to disappoint the rest of you.
Diğerlerini rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
I'm sorry to disappoint the both of you.
İkinizi de hayal kırıklığına uğratacağıma üzgünüm.
I'm sorry to disappoint you.
Sizi hayal kırıklığına uğratacağım için üzgünüm.
Sorry to disappoint you, but I've known Fielding for years and he's a warm, wonderful human being.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama Fielding'i yıllardır..... tanırım ve o sıcakkanlı, harika bir insandır.
I'm sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığıma üzüldüm.
I'm sorry to disappoint you.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Sorry to disappoint you, Scooter, but I'm gonna be honest with you.
Hayal kırıklığı için üzgünüm, Scooter, ama sana karşı dürüst olacağım.
Look, I'm sorry to disappoint you, but I'm happy.
Bakın, sizi hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim ama ben gayet mutluyum.
I'm sorry to disappoint you, but there's nothing wrong with me.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama, ben yanlış yapmam.
I'm sorry to disappoint you.
Hayalkırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Sorry to disappoint you. I don't want to die on the inside.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Well, I'm sorry to disappoint you, but I haven't found anything.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm, ama ben hiçbir şey bulmadım.
I'm sorry I disappoint you, Sally but you're right to feel that way.
Özür dilerim, seni düş kırıklığına uğratıyorum. Ama öyle hissetmekte haklısın.
I'm sorry to disappoint you.
Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
I know it's going to disappoint some of you and I'm sorry.
Bazılarınız üzülecek biliyorum ve özür diliyorum.
I'm sorry to disappoint you, but you're going to live to enjoy all the glorious fruits life has to offer, acne, shaving, premature ejaculation and your first divorce.
Düş kırıklığı için özür dilerim. Yaşayıp hayatın nimetlerini tadacaksın. Sivilce, tıraş, erken boşalma ve boşanma.
Well, I'm sorry to disappoint you, not to mention the rest of Oxford.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm, bunu Oxford'un geri kalanlarına söylemeyin.
I'm sorry to disappoint you.
Hayal krıklığına uğramana üzüldüm.
I'm sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim.
Sorry to disappoint you, but I am staying.
Seni hayal kırıklığına uğratığım için üzgünüm ama ben kalıyorum.
Well, sorry to disappoint you, but I never set foot on that ship.
Peki ala, seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim, ama... o gemiye asla ayağımı bile basmadım.
- I'm sorry to disappoint you.
- Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
I'm very sorry to disappoint you, but it isn't the doctor.
Düş kırıklığına uğradığın için özür dilerim, ama doktor yok.
I'm sorry to disappoint you, Captain, but I would only have been pretending to fit in to this mortal existence.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için, özür dilerim, Kaptan, ama bu yaşam içinde sadece ölümlüymüşüm gibi yapmam gerekecekti.
I'm terribly sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Yeah, you know, I'm sorry to disappoint everyone's expectations, but I'm fine.
Evet, herkesin beklentisini yıktığım için üzgünüm, ama iyiyim.
Well, I'm sorry to disappoint you, Roz, but I really don't know any tricks.
Seni hüsrana uğratacağım Roz ama ben hile bilmem.
I'm sorry to disappoint you all, but please keep your voices down... so my mama can get her rest.
Uzgunum Siziki kiriyorum, lutfen sesinizi yukseltmeyin... ki benim annem dinlenebilisin.
I'm real sorry to disappoint you, chief, but I ain't talking, unless it's to the man in charge and you ain't him.
Özür dilerim ama sadece asıl baştaki adamla konuşurum. O sen değilsin.
Well, I'm sorry to disappoint you, but I'm fresh out of jokes.
Seni hayal kırıklığını uğrattığım ama daha fazla da kaldıramayacağım.
Well, I'm sorry to disappoint you, I'm not.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm, fakat değilim.