I'm still traducir turco
33,873 traducción paralela
I know you're bummed that Timothy and I split, but everyone still gets to stay friends.
Timothy ve ben ayrıldığımız için mutsuz oldugunu biliyorum ama herkes arkadaş kalabilir.
I'm still waiting to hear.
Belli olunca haber verecekler.
It was 12 hours ago, and I'm still sweating.
12 saat oldu ama hala terliyorum.
But I still love acting, and so I'm considering a double major of theater and German.
Ama hala oyunculuğu çok seviyorum. Bu yüzden Almanca ve oyunculuk üzerine çift ana dal düşünüyorum.
but I'm still rationing, so if I have a saltine, then I might put ten on the plate, but there might be 20 if it's a Cheez-It.
Ama söz konusu tuzlu krakerse, işin kitabına uygun bi şekilde, tabağa sadece 10 adet kraker koyuyorum. Yani daha önce de dediğim gibi peynirli krakerse bu sayı 20 olabiliyor.
And... maybe it's'cause I'm still singing at Froggy's and I'm not as far along as I thought I would be.
Yani... belki de benim hala Froggy's de şarkı söylemem, ya da belki de anne olabilecek bir yapıda olmamamdır.
Yeah, I mean, if you hadn't been here trying to meet your crazy crush, then you probably still would have been at home asleep, and I'd be the only one left alive from our family... with no one to laugh at my sick jokes.
Demek istediğim, çılgın sevgilinle buluşmaya çalışmasaydın, muhtemelen hala evde uyuyor olacaktın ben de ailemizden sağ kalan tek kişi olacaktım. İğrenç esprilerime gülecek kimse kalmayacaktı.
I can help and still make my 3 : 00 appointment.
Yardım edebilir ve hala saat 3.00'teki randevuma yetişebilirim.
So I wrote an algorithm to search for schools that still require Latin and cross-indexed it with a web search of tutoring services that teach Latin and, well this woman works at a private school in Brooklyn Heights.
Ben de hala latince gerektiren okulları bulmak için bir algoritma yazdım. Latince öğreten özel servisleri bir internet tarayıcısına indeksledim. Bu kadın Brooklyn Heights'da özel bir okulda çalışıyor.
I'm still black.
Ben hala siyahım.
I hope it's okay we still came.
Yine de gelmemiz umarım sorun değildir.
Well, I'd still use the bathroom and the kitchen for showering and cooking, but I would use the multipurpose room for everything else, and I'd be living across the hall from my ex and his new girlfriend.
Duş ve yemek için yine de banyo ve mutfağı kullanırdım ama bu çok amaçlı odayı bunların dışında bir şey için kullanıp eski erkek arkadaşım ve onun yeni kız arkadaşıyla karşı karşıya oturur olurdum.
But I'm still going to need that run sheet, though, - to give to Goodwin, all right?
- Ama yine de Goodwin'e vermem için evrakı doldurmanız gerek, tamam mı?
I'm already roped in. Run while you still can, Sylvie.
Ben çoktan söz verdim ama sen kaçabiliyorken kaç Sylvie.
I don't like it either but, Flynn is still out here somewhere, and if we're gonna find him, we're gonna have to work together, okay?
Benim de hiç hoşuma gitmiyor ama Flynn hala buralarda bir yerlerde, ve eğer onu bulacaksak birlikte hareket etmemiz gerekiyor, tamam mı?
Father, when the same thing happened to me, you'd have thought there was none of me left. But I was still in there.
Peder, aynı şey başıma geldiğinde benden bir şeyler kaldığına ihtimal vermezdiniz ama yine de oradaydım.
I guess, technically, still a shame on us.
sanırım teknik olarak yine bizim.
How did you know I was still alive?
Yaşadığımı nereden anladın?
I'm still taking it.
Gene de alıyorum.
You know what, I think I could still pull this off without her.
Biliyor musun, sanırım hala bunu onsuz yapabilirim.
All I know is that my daughter's still alive.
Tek bildiğim kızımın hala hayatta olduğu.
Because I'm starting to wonder if you still have it.
Çünkü hala yapabiliyor musun merak ediyorum.
I meant that we are still working on it.
Hâlâ üzerinde çalıştığımızı kastetmiştim.
You know, I have to admit, when I first got here, I thought that you were gonna do everything you could to get me out of the White House, not be the reason I'm still here.
Yalan söylemeyeyim, buraya ilk geldiğimde beni Beyaz Saray'dan atmak için elinden geleni yaparsın sanmıştım.
If I was still the Process leader, this would have never happened.
Ben hâlâ Süreç lideri olsaydım bunlar olmazdı.
- I'm still waiting for proof.
- Hâlâ kanıt bekliyorum.
I think she's still in.
Sanırım o hâlâ içeride.
Yeah, but I am still here.
Evet ama hâlâ buradayım.
How would I know if I'm ready when I still don't know what we're doing?
Hâlâ ne yaptığımızı bilmiyorken hazır olup olmadığımı nereden bileyim?
And I don't actually have to leave the country until after the holidays, so we still have New Year's.
Ayrıca resmi tatil bitene kadar ülkeyi terk etmek zorunda da değilim yani elimizde hala bir yılbaşımız var.
I was still a jerk to you, but bottom line, we're... We're glad we got to know you.
seni tanıdığımıza çok memnunuz.
Look, I know this is still new, Rags, but...
Bunun yeni bir şey olduğunun farkındayım Rags.
I'm sorry if you don't like my questions, Mr. Dalal, but you still have to answer them.
Sorularımı sevmediyseniz üzgünüm, Bay Dalal ama yine de onlara cevap vermek zorundasınız.
- I still can't get over the accident.
- Hala kazayı unutamadım.
David, i'm still the Chief Security Officer.
David, ben hâlâ Güvenlik Şefiyim.
I'm still what I am
Ben hala aynı insanım
Still I'm with you I am with you
- Hala seninleyim - Ben seninleyim
Now, we were young and dumb, and frankly, it's a miracle I still have all my fingers, so what I'm about to do, don't ever try at home.
Yani, gençtik, saftık ve doğrusu hala bütün parmaklarımın yerinde olması bir mucize, ve birazdan yapacağım şeyi, sakın evde denemeyin.
Mac, I'm still a little fuzzy on how dish soap is gonna help us move that.
Mac, bulaşık deterjanı bunu hareket ettirmemizi nasıl sağlayacak hala şüphelerim var.
Oh, no, I'm still hella mad.
Hayır, fena halde kızgınım.
Still, if his physical form survives, there's a chance that I can restore him.
Yine de, onun fiziksel formu yaşarsa, onu kurtarma şansımız olabilir.
I close my eyes, I'm... I'm still just gonna see her getting taken, you know?
Gözümü her kapattığımda, onun kaçırılışını görüyorum anlıyor musun?
You know, I'm still emotionally and somewhat physically scarred from when you attacked me last Halloween.
Geçen Cadılar Bayramı'nda bana saldırdığından beri hala duygusal ve fiziksel olarak yaralıyım.
I still haven't gotten up the guts to tell my parents.
- Aileme söyleyecek cesareti bulamadım daha.
Except I'm still there...
Ama ben hala oradayım.
But I still needed a little more time.
Ama biraz daha zamana ihtiyacım vardı.
I'm still thinking about that movie last night.
Hâlâ dün akşamki filmi düşünüyorum.
Respectfully, sir, I still have some more questions.
İzninizle efendim, daha soracak sorularım var.
I tried to let it go, but I just knew that I wouldn't be able to live with myself knowing that you were still out there.
Boşvermekten yoruldum, ama farkettim ki, senin hala hayatta olduğunu bile bile yaşayamazdım.
Because I'm still married.
Çünkü hâlâ evliyim.
I'm still processing it. Oh, can I get a pass, too?
Beni de geçebilir miyiz?