I'm sure that's not true traducir turco
150 traducción paralela
- I'm sure that's not true.
- Doğru olmadığına eminim.
But I'm not sure that's true or even kind.
Ama bunun doğru olduğundan bile emin değilim.
I'm sure that's not true.
Bunun doğru olmadığına eminim.
I'm sure that's not true of your foreign secretary.
Eminim aynı şey Dışişleri Bakanınız için geçerli değildir.
Oh, I'm sure that's not true.
Oh, bunun doğru olmadığına eminim.
I'm not sure that's true.
Bunun doğru olduğundan emin değilim.
I'm not sure I've ever said that exactly, but... that doesn't mean it's not true.
Peki ala... bunu tam olarak söylediğimden emin değilim, ama... söylememiş olmam bunu doğru olmadığı anlamına gelmez.
Come on, I'm sure that's not true.
Hadi, bu kadar önemli olamaz.
I'm sure that's not true.
Eminim ki öyle değildir.
No, I'm sure that's not true.
Hayır, böyle olmadığına eminim.
I'm sure that's not true.
Eminim, doğru değildir.
I'm not sure that's true for women, though.
Bu kadınlar için geçerli olmayabilir ama.
- Oh, I'm sure that's not true. - Oh, it is.
- Bunun doğru olmadığına eminim.
Oh, I'm sure that's not true.
- Oo eminim ki doğru değildir.
Oh, I'm sure that's not true.
Bunun doğru olmadığına eminim.
I'm sure that's not true.
- Bunun doğru olmadığından eminim. - Öyle mi?
- I'm sure that's not true.
- Bunun doğru olmadığına eminim.
I'm sure that's not true.
Bunun doğru olmadığından eminim.
- I'm sure that's not true.
- Eminim öyle değildir.
I'm not sure that's really true.
Bu pek doğru değil.
Well, I'm sure that's not true.
Eminim bu doğru değildir.
I'm sure that's not true.
Ben bu doğru değildir eminim.
Lucas, I'm sure that's not true.
Lucas bunun doğru olmadığından eminim.
Oh, I'm sure that's not true.
- Eminim bu doğru değildir.
I'm not sure that's true.
Doğru olduğunu pek sanmıyorum.
I'm sure that's not true.
Doğru olmadığından eminim.
I'm sure that's not true.
Bu doğru değil.
I'm not so sure that's true.
Bunun doğruluğundan pek emin değilim.
Mr. District Attorney, I'm not so sure that's true.
Sayın bölge savcısı, ben bunun doğru olduğundan emin değilim.
I'm not sure that's true about severe head injuries.
Bunun şiddetli kafa yaralanmalarında da geçerli olduğunu sanmıyorum.
I'm sure that's not true.
Eminim bu doğru değil.
Oh, I'm sure that's not true. But it is.
- Eminim ki bu doğru değil.
I'm not entirely sure that's true.
Bunun doğru olduğundan pek emin değilim.
I'm not sure that's true, but I'm here to bail him out.
Bunun doğru olduğuna emin değilim,... ama onun kefaletini ödeyip çıkarmaya geldim.
I'm not so sure that's true.
Bunun doğru olduğundan pek emin değilim.
I - I-I... I'm pretty sure that's not true.
Ben, ben... bunun doğru olmadığından eminim.
I'm sure that's not true.
Eminim bu doğru değildir.
Well, A, I'm not sure that's true, and, B, it's been pretty smooth sailing over the last few weeks.
İlk olarak bunun doğru olduğuna emin değilim, ayrıca bir kaç hafta hayli olaysız geçti. Şanslı olduğumu düşünüyorum.
Well, I'm sure that's not true.
- Eminim bu doğru değildir.
- and that's damn sure not true. - And I'm in.
- Geri döndüm.
I'm Sure That's Not True.
- Bunun doğru olmadığına eminim.
I'm sure that's not true.
- Eminim doğru değildir bu.
And I'm trying really hard to make sure That future that I saw does not come true.
Gördüğüm o geleceğin gerçekleşmemesi için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
You know what? I'm not sure that's true.
Aslında bunun doğru olduğundan emin değilim, biliyor musunuz?
i'm sure that's not true.
Doğru olduğunu sanmıyorum.
Well, I'm not so sure that's true.
Bunun doğru olduğundan pek emin değilim.
- Oh, I'm sure that's not true.
- Eminim bu doğru değildir.
- I'm not so sure that's true.
- Ben bundan pek emin değilim.
No, I'm sure that's not true.
Bunun doğru olmadığına eminim.
Sky, look, I'm sure that's not true.
Sky, bunun doğru olmadığına eminim.
I'm sure that's not true.
- Bunun doğru olmadığına eminim.