I'm the man traducir turco
14,229 traducción paralela
I'm just tryin'... I'm just sayin'... You're the man, yo.
Demek istediğim, adamsın.
After the fat man came... I would take this can out front of the store and I'd wash it out.
Yağcı adam gittikten sonra bu teneke kovayı dükkanın dışına çıkarıp yıkardım.
Oh, man. I'm going to need to go to the market.
Sanırım markete gitmem gerek.
Yeah, man,'cause that's the story of my life... is I always, I always try my best, you know?
Evet dostum çünkü bu benim hayatımın hikayesi daima en iyisini denemek, anlıyor musunuz?
When I went in, he was talking to a man... so I went right for the tools and took them and ran.
İçeriye girdiğimde bir adamla konuşuyordu ben de aletlere yöneldim, aldım ve kaçtım.
If you're gonna haul freight to Asia for the Central Pacific, I need a deeper understanding of the man representing me.
Central Pacific adına Asya'ya mal taşıyacaksan, beni temsil edecek adamı daha yakından tanımalıyım.
Man I know back East, name of Mickey McGinnes, can have us a thousand Irishmen out here by the time we hit the desert.
Doğudan tanıdığım Mickey McGinnes çöle vardığımızda bin İrlandalı hazır eder.
I'm looking for a young man named Fong. He may have come through here in the past hour.
Fong adında bir delikanlı arıyorum Bir saat kadar önce uğramış olabilir.
I provided the same to every loyal man with an understanding...
Sadık her adama aynısını sağlarım. Bir şartla...
To the best goddamn railroad man I know.
Tanıdığım en iyi demiryolu işçisinin şerefine.
Hand to God, the next man who asks me for a drink, I swear I'll throttle him.
Tanrı şahidim olsun, benden içki isteyecek ilk kişiyi boğazlayacağım.
In fact, it's so full of dick, that I can't pick up the phone and make a simple- - man on the phone :
Aslında, o kadar yarakla dolu ki, telefona cevap dahi verip basit bir konuşma yapamıyorum. Adamım.
I'm Dan, the best man.
Ben Dan, en iyisinden.
If we can find Nicky and get him to help us, then we're gonna need the physical evidence to tie the hit man to the mob boss.
Eğer Nicky'i bulursak ve bize yardım etmesi için getirirsek, çete başını süikastçiye bağlayabilecek... fiziksel kanıtlara ihtiyacımız olacak.
All the cops, man- - you got to tell'em I'm sorry, that I didn't mean for them to have to come out like this.
Dışardaki herkes böyle diyor. Polislerin hepsi, dostum. Onlara üzgün olduğumu söyle benimle böyle uğraşmalarını istememiştim.
If I win, I'm the shit who killed an old man.
Kazanırsam, ihtiyar bir adamı öldüren bir şerefsiz olurum.
If I lose, I'm the shit who was killed by an old man.
Kaybedersem, ihtiyar bir adamın öldürdüğü bir şerefsiz olurum.
I thought he was the man to lead us through the Long Night.
Uzun gecede bize önderlik edecek adam olduğunu sandım.
I am tempted to say that entrusting our fate to the guidance of the small paper man seems like a bad idea.
Kaderimizi kâğıttan küçük bir adamın kılavuzluğuna emanet etmenin kötü bir fikir gibi göründüğünü söylemek zorundayım.
And that's a goddamn tragedy, but I'm not the one that told Corrado Galasso to shove his money up his ass. Man, you act like it was me.
Lanet olası bir trajediydi ama Corrado Galasso'ya parasını kıçına sokmasını söyleyen ben değildim.
I saw you in Rochester, man, start of the tour. Amazing.
Rochester'da turne başlangıcında gördüm adamım harikaydı.
I'm a man of the law.
Kanun adamıyım.
You're the most brilliant man I know.
Sen tanıdığım en akıllı adamsın.
I would very much like you to join me in thanking the man that made the founding of this establishment actually possible.
Bu kuruluşu hayata geçiren adama hep beraber saygılarımızı sunalım.
I'm the man that's been freezing people.
İnsanları donduran kişi bendim.
I'm the man that's been freezing people.
İnsanları donduran kişi bendim. A16.
I'd hoped to extract traces of Fries's formula from the man's tissue, but no such luck.
Fries'ın formülünü çözmek için adamın dokusundan ipucu bulmaya çalışıyordum ama şansım yaver gitmedi.
I saw the man that he was becoming and I did nothing.
Nasıl bir insana dönüştüğünü gördüm ama hiçbir şey yapmadım.
I have to be sure I'm getting the right man.
Doğru adamı tuttuğumdan emin olmak istiyorum.
I'm the man with the ice cream?
Dondurması olan adamım ben.
The man who contracted Matches Malone to kill your parents called himself The Philosopher, and I'd be willing to bet that this is the man who was behind Pinewood.
Aileni öldürmek için Matches Malone'u tutan adamın adı The Philosopher'mış. Ki bence Pinewood işlerinin arkasında da aynı adam var.
I chose to kill a man in cold blood, and it was the wrong choice, crossing that line.
Bir adamı acımasızca öldürmeyi seçtim ve yanlış bir seçimdi, haddimi aştım.
And I may not be the man you'd choose as second in a street fight, but anything I can do to protect Bruce, I will.
Ben de her ne kadar senin kavgada seçeceğin ilk kişi olmasam da Bruce'u korumak için elimden geleni yapacağım.
Hugo Strange said that all this time I've been searching for the man who killed my parents... when really it was my own father.
Hugo Strange bunca zaman ebeveynlerimin katilini aradığımı ama ama o adamın aslında kendi babam olduğunu söyledi.
I'm going undercover as Tex Dallas, billionaire oil man from Dallas, Texas, with ties to the cowboy mafia.
Ben Texas / Dallas'lı kovboy mafyasıyla bağlantılı petrol kralı Tex Dallas kimliğini taşıyacağım. - Olamaz.
Oh, I have a plan to draw out Figgis's man in the FBI :
Figgis'in FBI'daki adamını ortaya çıkarmak için bir planım var.
But it seems I'm the only man in the whole fucking world who can't nail that piece of ass!
Ancak görünüşe göre o götü sikemeyen dünyadaki... tek erkek benim.
There were times that I was persuaded to sue for peace since then, but that was the day that on some level I knew... that England was broken... and that sooner or later a good man must resist it.
O zamandan beri kendimle barışmaya ikna olduğum zamanlar oldu. İngiltere'nin bir noktada bittiğini ve er ya da geç iyi adamların buna... karşı koyması gerektiğini anladığım gündü.
Oh, that man will meet the same end whether you shoot him or some other man hangs him, but I'd like to be quite certain your intentions are true.
Bu adam, sen onu vursan da biri onu assa da aynı sonu tadacak. Ama emin olmak istiyorum. Bakalım niyetin ciddi mi?
I reach orgasm in half the time and I know how to please, yet I do not even dare show a man that I find him attractive.
Yarısında orgazm oluyorum ve nasıl mutlu olacağımı biliyorum, ancak bir adamın çekici bulduğumu göstermeye cesaret edemiyorum bile.
They're putting the man in the ground, I'm not even there, okay?
Adamı gömecekler ve ben orada değilim.
The last time I saw him, he was like, "Listen, man, I'm gonna become a monk,"
Onu son gördüğümde, diyordu ki "Dinle oğlum, bir keşiş olacağım."
But you're the most brilliant man I know.
Ama sen tanıdığım en akıllı adamsın.
Man, I know what day of the week it is.
Adamım, haftanın hangi günüdür bilirim.
Because I wanted to know what the man I'm sleeping with does for a living.
Çünkü yattığım adamın geçinmek için ne yaptığını bilmek istedim.
No, I do have you, and I'm very, very happy to have the man, the man who wrote commercials for the ad agency.
Hayır, bu adamlayım ve çok çok mutluyum.. ve bu adam da bir reklam ajansı için.. reklamlar yazıyor.
Bald Hills must be defended, to the last man!
Bald Hills'i son adama kadar savunmamız lâzım!
Thought I'd seen the worst suffering a man could imagine, but that was...
Bir insanın yaşayabileceği en büyük acıları gördüm sanırdım, fakat bu...
I have a man stationed at the pay phone outside the theater.
Sinemanın dışındaki ankesörlü telefonun yanında bekleyen bir adamım var.
"One man's life or death were but a small price to pay for the acquirement of the knowledge which I sought, for the dominion I should acquire."
"Peşine düştüğüm bilginin ve elde edildikten sonra ırkımızın başlıca düşmanları üstünde kurmamız gereken hâkimiyetin uğruna feda edilecek bir yaşam ya da ölümün çok küçük bir bedel olduğunu söyledim ona."
The way I figure, you saw that mid-life crisis of a vehicle and wisely decided to cut ties with the man, and I don't blame you...
Anladığım kadarıyla o orta yaş kriziyle alınan arabayı görüp akıllıca bir şekilde aradaki bağı koparmak istemişsin. Suçlamıyorum seni, ben de kopardım.
i'm the manager 51
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the only one 38
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the only one 38
i'm the best 59
i'm there for you 31
i'm the same 30
i'm the captain 35
i'm the problem 26
i'm the 104
i'm the director 26
i'm the doctor 177
i'm the victim 31
i'm the only one left 27
i'm there for you 31
i'm the same 30
i'm the captain 35
i'm the problem 26
i'm the 104
i'm the director 26
i'm the doctor 177
i'm the victim 31
i'm the only one left 27