I'm waiting traducir turco
9,370 traducción paralela
That's jolly kind of you, but I'm waiting for my wife.
- Çok naziksiniz ama karımı bekliyorum.
If he wants to send for me, I will be waiting for him.
Beni çağırtmak isterse onu bekliyor olacağım.
While I was waiting for you, I searche through the neighborhoo. I foun that.
Seni beklerken civarı araştırdım ve bunu buldum.
I'm waiting for marriage.
Ben evlenmeyi bekliyorum.
I'm waiting in front of the hotel.
Otelin önünde bekliyorum.
I'm sorry, are you still waiting around for, like, a fucking tip or something?
Afedersin de, hâlâ bahşis alırım umudyla falan mı dikiliyorsun orada?
Oh... I'm waiting.
Bekliyorum.
I hope we didn't keep you waiting too long.
Umarım çok bekletmemişizdir.
- I'm not waiting to tell them.
- Beklemiyorum ki.
Hope I didn't keep you waiting.
Umarım bekletmemişimdir.
Got to get the paperwork filed this afternoon. I'm not waiting around till next week to file some forms.
Öğlen evrakların dosyalanmış olması gerekiyor, bunun için gelecek haftaya kadar beklemeyeceğim.
I'm just waiting for someone I can trust.
Sadece güvenebileceğim birisi bekliyorum.
I'M Waiting For You.
Seni bekliyorum.
I'm waiting.
- Bekliyorum.
Should I use the hallways as a waiting room?
Bekleme odası olarak, koridorları mı kullanmalıyım?
So instead of waiting three weeks for the $ 4 I'm owed, you're offering to pay me $ 1 right now?
Yani bana üç hafta sonra 4 $ almak yerine şimdi 1 $ ödemeyi öneriyorsun?
I'm okay sitting in the waiting room, waiting. ( both chuckle ) ( sighs )
Bekleme odasında oturmak istiyorum bekliyorum.
♪ I'd hold a finger waiting ♪
# Tutarım bekleyerek parmağı #
I was waiting in line to use the bathroom in Pre-k, and it took so long that I wet my pants.
Anaokulunda çişimi yapmak için kuyrukta bekliyordum kuyruk çok uzundu ve pantolonumu ıslatmıştım.
Been waiting all night... I'm sure.
Eminim bütün gece beklemişsinizdir.
My little one's waiting for me at home, and he gets anxious if I'm gone too long.
Benim ufaklık beni evde bekliyor eğer çok uzun süre kalırsam sinirleniyor.
- Excuse me. I'm sorry, but this young man was hit by a car, and we have been waiting for nearly an hour for someone to see him, that is after driving him here ourselves, because an ambulance never bothered to show up at the scene.
Kusura bakmayın da, bu genç adama bir araba çarptı ve ben neredeyse bir saattir onu biri görsün diye bekliyorum.
You said : "Kate, I'm going to stroll out like Paul Newman, you'll be waiting in the car and then we'll drive away like we got a free toaster."
Dedin ki : "Kate, Paul Newman gibi hemen halledip geliceğim sen arabada bekliceksin ve sonra hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edicez."
- I'm not waiting.
- Beklemeyeceğim...
Ever since I was a little girl, it's like I-I've been holding my breath... waiting for something, something I can't even put a name to to fall into place so that I could finally breathe.
Küçüklüğümden beri sürekli nefesimi tutardım sanki adını koyamadığım bir şeyi beklerdim. Taşlar oturduğunda sonunda nefes alabilecektim.
Hi, I-I'm still waiting for someone, but in the meantime, I would love a bottle of sparkling water.
Merhaba, hala birini bekliyorum ama bir bardak su alabilirim.
I'm still waiting for this teenage rebellion that everyone keeps telling me is on the horizon.
Ben hala ergenlik isyanları için bekliyorum. Herkes bana bunun ufukta olduğunu söyleyip duruyor.
- Ye...... - I'm waiting.
Bekliyorum.
There are a thousand Grounders camped in the woods waiting to go get my friends, and they can't move because... because I can't figure this out.
Ormanda kamplamış binlerce dünyalı arkadaşlarımı kurtarmayı bekliyor ve harekete geçemiyorlar çünkü... -... şunu çözemiyorum.
♪ I'll be waiting ♪ I will be waiting
# Bekliyor olacağım # # Bekliyor olacağım #
♪ I'll be waiting
# Bekliyor olacağım #
♪ I will be waiting
# Bekliyor olacağım #
You think I'm waiting on you?
Ayağına servis yapacağımı mı sandın?
So, while I'm waiting to do something for you, there's a little something that you can do for me.
Ben senin için bir şeyler yapmayı beklerken senin de benim için yapabileceğin bir şey var.
As I was waiting in a cave, not sure if I was gonna make it, I kept seeing this image, and I knew that it was important, and I couldn't forget.
Mağarada beklerken,... başarabileceğimden emin değilken, durmadan bu imgeyi görüyordum ve bunun önemli olduğunu fark ettim ve unutamadım.
I've been waiting for the perfect moment, and I certainly didn't think that it'd be a time where I'm covered in alpaca droppings and mud, but I just cannot wait any longer, because...
Ve bunun alpaka dışkısıyla kaplı olduğum an olacağı hiç aklıma gelmezdi ama daha fazla bekleyemeyeceğim.
That is one of the finest detectives I have ever known, and he is standing out there alone, waiting to see if he's gonna blow up.
O şimdiye kadar tanıdığım en iyi dedektiflerden biri... ve dışarda tek başına ayakta, patlayıp patlamayacağını bekliyor.
I'm not waiting till tomorrow.
Yarına kadar beklemeyeceğim.
I have to go now, my family is waiting.
Şimdi gitmem lazım, ailem bekliyor.
I'm late, and my students are waiting for me.
Geç kaldım ve öğrencilerim beni bekliyor.
I'm waiting to speak with President Petrov.
Başbakan Petrov'la konuşmam gerek.
I'm so sorry to keep you waiting.
Beklettiğim için üzgünüm.
Maybe I should just let you go Knowing I'm out there, waiting for you.
Belki de seni bırakmalıyım, orada olduğumu ve seni beklediğimi bilirken.
I'm waiting for you.
Sizi bekliyorum.
I'm waiting.
Bekliyorum.
( groans ) If I fly back tomorrow and find Annete waiting with the papers, you'll be sorry.
Yarın uçup Annete'yı bulacağım eğer gazetelerle beni bekliyor olursa buna pişman olacaksın.
Oh, I'm so sorry to keep you waiting.
- Beklettiğim için çok üzgünüm.
I'm waiting on this Velcoro burnout to make like Rockford?
O bitik Velcoro'nun Rockford gibi olayı çözmesini mi bekleyeceğim?
I've been waiting my whole life for that.
Tüm hayatım boyunca bunu bekledim.
I'm waiting in line.
Sırada bekliyorum.
Can I help you, miss? I'm waiting for the sheriff.
- Size yardım ı olabilir, bayan?
i'm waiting for you 98
i'm waiting for someone 45
waiting 432
waiting for you 189
waiting for me 66
waiting for us 32
waiting to die 18
waiting room 17
waiting for 19
waiting for someone 27
i'm waiting for someone 45
waiting 432
waiting for you 189
waiting for me 66
waiting for us 32
waiting to die 18
waiting room 17
waiting for 19
waiting for someone 27
waiting for what 38
i'm watching you 97
i'm working right now 17
i'm with 29
i'm watching 80
i'm working 521
i'm worried about you 332
i'm with a friend 20
i'm with you now 22
i'm walking 73
i'm watching you 97
i'm working right now 17
i'm with 29
i'm watching 80
i'm working 521
i'm worried about you 332
i'm with a friend 20
i'm with you now 22
i'm walking 73
i'm way ahead of you 64
i'm with you there 18
i'm warning you 559
i'm wondering 72
i'm writing 37
i'm working here 57
i'm with you 610
i'm walking away 18
i'm with a patient 20
i'm working on it 576
i'm with you there 18
i'm warning you 559
i'm wondering 72
i'm writing 37
i'm working here 57
i'm with you 610
i'm walking away 18
i'm with a patient 20
i'm working on it 576
i'm wide awake 33
i'm well aware 59
i'm worried 402
i'm well 147
i'm worn out 32
i'm with them 16
i'm winning 52
i'm with him 72
i'm with her 59
i'm well aware 59
i'm worried 402
i'm well 147
i'm worn out 32
i'm with them 16
i'm winning 52
i'm with him 72
i'm with her 59