I've got a question for you traducir turco
75 traducción paralela
Hold on, Mark. I've got a question for you.
Sana bir sorum var, Mark.
Now I've got a question for you.
Bir sorum var : Sizin veya annenizin konuyla ilgili bilginiz var mı?
I've got a question for you.
Sana bir sorum var Diane.
Hi, Nathan, I've got a question for you.
Merhaba Nathan, Sana bir sorum var.
I've got a question for you.
Size bir sorum var.
I've got a question for you.
Bir sorum var sana.
I've got a question for you.
Sana bir sorum var.
I've got a question for you.
- Benim de size bir sorum var.
But I've got a question for you.
Ama bir sorum var.
Well, i've got a question for you.
Sana bir sorum var.
I've got a question for you, if you don't mind, Mr. Lane.
Sakıncası yoksa, bir sorum olacak Bay Lane.
Listen, I've got a question for you.
Bak, sana bir sorum var.
No, I've got a question for you. How's your aunt, by the way?
- Hayır sana bir sorum var
Now I've got a question for you
Benim de sana bir sorum var.
Hey, Marie, while you're holding that Bible, I've got a question for you.
Marie, hazır İncil elindeyken sana bir sorum olacak.
I've got a better question for you :
Benim sana daha iyi bir sorum var.
I've got a question for you.
Bir sorum var.
I've got a question for you.
Sana birşey soracağım.
I've got a question for you.
- Sana bir sorum olacak.
Hey I've got a question for you.
Kafamı kurcalayan bir soru var.
Look, about tomorrow, I've got a question for you.
Yarın için size bir sorum olacak.
I've got a question for you.
Bir şey soracağım.
Well, as long as you're feeling talkative, I've got a question for you.
Kendini konuşkan hissettiğin an benim de sana bir sorum olacak.
Okay, I've got a question for you.
Sana bir sorum olacak.
I've got a question for you.
Red, sana bir sorum var.
I've got a question for you.
Sana bir sorum var..
Well, I've got a question for you.
Sana bir sorum var.
Frank, I've got a question for you.
Frank, sana bir şey soracağım.
Boys, I've got a question for you.
Beyler, size bir sorum var :
Hey, Charlie, I've got a question for you.
Charlie, sana bir sorum var.
I've got a quick question for you.
Sana ufak bir sorum var.
I've got a question for you first.
- Bir saniye. Bir şey sorabilir miyim?
- I've got a question for you.
- Sana bir sorum var.
I've got a question for you
Sana bir sorum var.
Gary, I've got a question for you.
Gary, sana bir sorum var...
Yeah. I've got a question for you.
Evet, ama size bir sorum var.
- OK, I've got a question for you.
Pekâlâ, sana bir sorum var. - Sen...
i've got a question for you, dr. alvarez.
Size bir sorum var Dr. Alvarez.
Harold, I've got a question for you.
Harold sana bir sorum var.
Now, I got a question for you, and I know you're gonna tell me the answer.
Şimdi sana bir sorum var ve cevabı söyleyeceğini biliyorum.
Dr. Grey, I've got a question for you.
Dr. Grey, size bir sorum var.
I've got a question for you.
Bir sorum daha var.
I understand you've got a question or two for us.
- Sanırım birkaç sorunuz var.
So, Mousetrap, I've got a question for you.
Pekala Fare kapanı, sana bir sorum olacak.
I've got a question for you :
Sana bir soru soracağım :
'Cause if it is, I've got a question for you.
Eğer sensen, sana bir sorum olacak.
Oh, I've got a question for you.
Senin için bir sorum var.
I've got a question for you.
Biz burada ne yapıyoruz?
I've got a question for you.
Size bir sorum olacak.
Sure... she found rahul the rock star fine i will... but i've got a question for you you had a party for malvika last night... but you kept chasing preity all through the party because she was upset!
Doğru ya, çünkü Rock yıldızı Rahul'u buldu. - Saçmalama. - Defol.
- Hey, I've got a question for you. - Sure.
- Baksana, bir şey sorabilir miyim?