I can't go there traducir turco
1,107 traducción paralela
I miss you, Andre, but I've decided I can't go on feeling that you're not there for me.
Seni özlüyorum, Andre. Ama yola, bir türlü yanımda olmadığın gerçeğiyle, devam etmemeye karar verdim.
Jerry, I can't let you go back in there.
İçeridekinin ne olduğunu bilmiyoruz.
I need someone that can look around the house... and when there are no paper towels, they go to a store and buy some paper towels!
Evi çevirecek birine ve kağıt havlular bitince lanet olası markete gidip kağıt havlu alacak birisine ihtiyacım var.
With my bad legs, I can't go down there.
Hasta ayaklarımla, aşağıya inemiyorum.
I need someone that can look around the house, and when there are no paper towels... they go to the goddam store and buy some paper towels.
Evi çevirecek birine ve kağıt havlular bitince lanet olası markete gidip kağıt havlu alacak birisine ihtiyacım var.
I can't go in there.
İçeri giremiyorum.
I can't go back in there with no food.
Oraya elim boş gidemem.
I can't go out there.
Oraya gidemem ki.
'I won't go there, I can't go there...'... can't go down that country road.
"sertleştirir kalbimi" "artık gitmeyeceğim" hala özgürken değil... "
Go down there, I can't help you.
Oraya giderseniz, size yardım edemem.
You can't go in there, flout the rules, and then think I'm gonna share.
Gidiyorsun oraya yüzsüz bir şekilde bütün kuralları çiğniyorsun sonra da gelmiş seninle bunu paylaşacağımı düşünüyorsun!
There are worse ways to go, but I can't think of a more undignified one than autoerotic asphyxiation.
Daha kötüleri de var ama "havasızlıktan boğulma" dan daha berbat bir ölüm düşünemiyorum.
Dad, I can't go in there.
Baba oraya giremem.
I can't go in there.
Oraya gidemem.
And then I want to go in one place, but I can't go there, and, you know, I have to go crazy.
Sonra da evime gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Deliye dönüyorum.
- I can't go in there.
- Oraya giremem.
Why don't I just go back there, shoot him in the head, and we can get the hell outta here.
Neden gidip onu kafasının arkasından vurduktan sonra buradan defolmuyoruz?
I can't let you go there alone.
Oraya yalnız gitmene izin veremem.
- I can't go in there.
Oraya giremem!
You see, for a while there, I knew what it was like to be special and I can't go back to what I was.
Bir süreliğine, özel olmanın nasıl bir şey olduğunu anladım ve bir daha eski halime geri dönemem.
I can't go near there.
Oraya yaklaşamam, Frank.
I can't advise you to go there yourself.
Sana da oraya gitmeni tavsiye etmiyorum.
- I can't let you go down there.
- Oraya gitmenize izin veremem.
It's a blessed haven, sheltered and unspoiled, which is the very reason why I can't allow you to go there under any circumstances.
Orası bir cennet, korunaklı ve bozulmamış, bu yüzden hiçbir şart altında, sizden birisinin oraya gitmesine müsaade edemem.
There aren't any women who can go through what I've been
Benim çektiklerime tahammül edebilen fazla kadın yoktur.
Look I can't go out there.
Bakın dışarı çıkamam. Çıkarsam, beni hapse atacaklar. Hapiste ailemi geçindiremem.
No, I go around there because I can't stand this.
Hayır Ray. Oraya gidiyorum çünkü buna artık katlanamıyorum.
What an idea! If I can't do it, you got to go there.
İnşallah uyandığında hemen Şato'ya dönmesi gerekmiyordur.
I can't let you go down there.
Oraya inmenize izin veremem.
There's no reason why I can't go to him.
O'nunla gitmemem için bir sebep yok.
I can't go there.
Oraya gidemem.
I can't go out there.
Sahneye çıkamam.
I'm so sorry to bother you, Dr Crane, but I had an awful row with Sherry, and I can't go back there.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm Doktor Crane. Sherry ile fena kavga ettik. Oraya gidemem.
Well, I had it back at my place but I can't go there now.
Evimde. Ama şimdi gidemem. Sana daha sonra vereceğim.
I can't let Voyager go into that dangerous part of space without some idea of what's there.
Orada iken, herhangi bir fikir sahibi olmadan, Voyager'ın uzayın o tehlikeli bölgesinin içine girmesine müsaade edemem.
I mean he obviously worked this thing out pretty well, Scully, so if there's anything you can get out of Mrs. Tanner tonight, anything at all, at this point we don't have much else to go on.
Bu işi çok güzel planlamış, Scully. Bayan Tanner'den öğrenebileceğin en ufak şey bile şu noktada bize çok yardımcı olur.
I can't go there with you, Xena.
- Seninle oraya gidemem, Zeyna...
Guess I can't let you go up there alone. I'm with you.
- Oraya yalnız gitmene izin veremem.
I can't go back in there.
İçeri tekrar giremem.
I can't let you go in there.
Girmene izin veremem.
- Then I can't ask you to go out there.
- O zaman oraya gitmeni isteyemem.
I can't let you go there in the state you're in.
İçinde bulunduğun durumdan dolayı, oraya gitmene izin veremem.
I can't prove and there's suspicion enough to go around. It can't be Gurney.
Kanıtlayamam... ama yeterince şüphe var.
I can't go back in there asking the judge to allow a sham.
Haklıysam. Ama oğluyla konuşabilirim.
I can't go back there.
O yere gidemem.
I can't go in there at all?
Ben oraya hiç giremeyecek miyim?
Oh sure, I say one thing wrong and all of a sudden I can't go over there anymore.
Elbette. Yanlış bir şey söylüyorum ve birden oraya gitmem yasaklanıyor.
I can't go in there.
Oraya giremem.
- You know why I can't go in there?
- Neden oraya gidemediğimi biliyor musun?
I can't go back there!
Oraya geri dönmem!
( Sandy : ) I can't go in there!
Oraya giremem!
i can't 15664
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't see 575
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't see you anymore 48
i can't help it 628
i can't explain it 227
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't see you anymore 48
i can't help it 628
i can't explain it 227