I can't tell you how sorry i am traducir turco
93 traducción paralela
My dear, I can't tell you how sorry I am... but I hope with all my heart that Jekyll will have something to say for himself.
Tatlım, ne kadar üzüldüğümü anlatamam... tüm kalbimle umuyorum ki Jekyll'ın geçerli bir nedeni vardır.
I can't tell you how extremely sorry I am to hear that.
Bunu duyduğuma ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Oh, dear. I can't tell you how sorry I am.
- Ne kadar üzgünüm anlatamam.
I can't tell you how sorry I am... that my thoughtlessness has brought to you.
Düşüncesizliğimin seni soktuğu durumdan ötürü... ne kadar üzgün olduğumu söyleyemem... Mikrofon! Dikkat et!
I can't tell you how sorry I am, Tillie.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam, Tillie.
I can't tell you how sorry I am.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I can't tell you how sorry I am.
Ne kadar özür dilesem azdır.
I really can't tell you how sorry I am about taking you for a criminal.
Sizi bir suçlu yerine koyduğum için ne kadar üzgün olduğumu gerçekten anlatamam
Dear carl-adam, i can't tell you how terribly sorry i am to come here and spoil your wedding.
Sevgili Carl-Adam, senden nasıl özür dileyeceğimi bilemiyorum. Buraya düğününü bozmak için geldim.
I can't tell you how sorry I am.
Çok özür dilerim.
I can't tell you how sorry I am.
Size ne kadar üzgün olduğumu söyleyemem.
I can't tell you how sorry I am about the coat.
Palto için ne kadar üzgünüm, bilemezsiniz.
Listen, I can't tell you how sorry I am to have kept you.
Sizi telefonda tutmaktan dolayı ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
- I can't tell you how sorry I am.
- Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I... I can't tell you how sorry I am about what happened last night.
Geçen akşam olanlar yüzünden,
I can't tell you how sorry I am.
Ne kadar üzgünüm anlatamam.
I can't tell you how sorry I am for what happened.
Bu olaylardan dolayı ne kadar üzgünüm bilemezsiniz.
To tell you how sorry I am about the mistake and if there's anything at all I can do for you, please don't hesitate to ask.
Sizin için yapabileceğim bir şey varsa lütfen sormaktan çekinmeyin.
And I can't tell you how sorry I am that cops are easy.
Ve polislerin bu kadar kolay olmasına ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
I wanted to tell you that you have a lovely voice and to say how sorry I am I can't buy you dinner.
Güzel bir sesiniz olduğunu ve size... yemek ısmarlayamayacağıma üzüldüğümü söylemek istedim.
Ibrahim, I respect you, can't tell you how sorry I am for all that's befallen you.
İbrahim sana saygı duyarım ve bu başına gelenlere ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Marya, I... I can't tell you how truly sorry I am.
Marya, ben... ne kadar üzgün olduğumu sana anlatamam.
Rollie, I can't tell you how sorry I am this happened.
Bak Rollie, olanlar için ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I can't tell you how sorry I am for you, son.
Senin için ne kadar üzgün olduğumu sana anlatamam, evlat.
I can't tell you how sorry I am. Is someone talking?
Sen gittin duman alarmı aldın, fakat evde küçücük bir yangın bile çıkmadı.
I can't tell you how sorry I am.
Nasıl üzgün olduğumu söyleyemem.
I can't tell you how sorry I am. Is someone talking?
ne kadar üzgün olduğumu anlatamam biri bir şey mi dedi?
I can't tell you how sorry I am.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam sana.
I can't tell you how sorry I am about your partner.
Ortağın için ne kadar üzgün olduğumu sana anlatamam.
I can't tell you how sorry I am.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. Sana seslendim.
I can't tell you how sorry I am.
Ne kadar üzgün olduğumu bilemezsin.
Oh, Niles, I can't tell you again how sorry I am for meddling.
Niles. Tekrar söylüyorum... İşine karıştığım için çok üzgünüm Niles.
I can't tell you, how sorry I am, for acting the way I did.
Yaptığım davranıştan ötürü ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
Bulldog, I can't tell you how sorry I am...
Bulldog, ne kadar üzgün olduğumu söyleyemem. Hey, Hayır, hayır, hayır...
I can't tell you how sorry I am that I got you involved in this.
Senide buna bulaştırdığım için senden nasıl özür dileyeceğimi bilimiyorum.
I can't tell you how sorry I am to see you on that side of the aisle.
Martin, seni o koltukta gördüğüm için ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I can't tell you how sorry I am for your loss, Dawson.
Kaybınız için ne kadar üzgün olduğumu söylesem azdır, Dawson.
I can't tell you how sorry I am, Captain.
Kaptan size ne kadar üzgün olduğumu söyleyebilirim.
Trish, I can't tell you how sorry I am.
Trish, ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I just can't tell you how sorry I am.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
I can't tell you how sorry I am to miss that.
Bunu kaçıracak olmaktan ne kadar üzüntü duyduğumu anlatamam.
As his father, I can't tell you how sorry I am
Babası olarak ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
Miss Pratt, I can't tell you how sorry I am.
Bayan Pratt, Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
And I can't begin to tell you on this damn machine how sorry I am.
Ve bu aptal makineye sana ne kadar üzgün olduğumu anlatmak istemiyorum.
- I'm sorry, But... I can't tell you how happy I am!
- Üzgünüm, ama sana ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
I can't begin to tell you how sorry I am for the way I have treated you.
Sana davranışlarım yüzünden ne kadar üzgün olduğumu anlatmaya başlayamıyorum.
I can't tell you how sorry I am that you've had to go through all of this.
Bunları yaşamak zorunda kaldığınız için çok üzgünüm.
I can't tell you how sorry I am about that.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam.
Betty, i can't begin to tell you How sorry i am.
Betty, senden ne kadar özür dilesem azdır.
I can't begin to tell you how sorry I am.
Ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
I can't tell you how sorry I am.
Öyle üzgünüm ki.