I can't tell you why traducir turco
375 traducción paralela
" I must say farewell forever, and I can't even tell you why.
" Sonsuza dek elveda demem gerekiyor ve sana nedenini söyleyemem.
I can tell you why Mr. Tolliver won't answer that question.
Bay Tolliver'ın bu soruya neden cevap vermediğini açıklayabilirim.
I can't tell you why.
- Neden olduğunu söyleyemem.
Why don't you tell me where I can reach your people... and I'll try my best?
Neden bana ailelerinizin nerede olduğunu söylemiyorsunuz? Elimden gelen her şeyi yaparım.
Look, why don't I save you a lot of trouble and tell you what you want to know... and you can tell Debby and that'll keep you busy until I'm dressed.
Bak, niçin seni bir sürü zahmetten kurtarıp bilmek istediğini söylemiyorum. Sen de Debby'e anlatırsın. Bu sizi ben giyinene kadar meşgul eder.
- I can't understand why you didn't tell me.
- Bana neden söylemediğini anlamıyorum.
I can't tell you why this is essential.
Bunun neden gerekli olduğunu size söyleyemem.
No, and I'll tell you something else. I can't think why you did it.
Niçin yardım ettiğini anlamıyorum.
I can't tell you, but if Pederobba answers, you will understand why.
Hayır, sana söyleyemem. Pederobba cevap verirse, nedenini anlarsın. Teşekkür ederim.
Why, I can't even begin to tell you the things he's done for my son.
Hele oğlum için yaptığı şeyleri size anlatmaya nereden başlasam bilemem.
If you ask me, I can't tell you why.
Sebebini de söyleyemem.
I can't tell you why there are men like Spangler.
Orada neden Spangler gibi adamlar var, size söyleyemem..
No, don't answer me, I'll tell you why I can't.
Hayır, cevap vermeyin, ben söyleyeyim.
I can't tell you why.
Size sebebini söyleyemem.
I can't tell you why, but I really need.
Söyleyemem ama çalışmam gerek.
That's precisely why I can't tell you
Söyleyemediğim de tam olarak budur!
- I can't tell you why not.
- Nedenini size söyleyemem.
Though I can't tell you why
Ama sebebini söyleyemiyorum
I don't know why you can't tell me what's wrong with him.
Onun ne sorunu olduğunu bana niye söylemediğini anlamıyorum.
All my life's a circle, but I can't tell you why
Tüm hayatım bir döngü, ama nedenini söyleyemem
Now can you see why I didn't want to tell you.
- Simdi sana neden soylemedigimi anladin mi?
I will tell you, Mr. Wang, if you can tell me why one of the most brilliant minds of the century can't say prepositions or articles.
Söylerim Bay Wang, ama önce siz, yüzyïlïn en parlak zekalarïndan birinin neden ismin - i halini bilmedigini söyleyin.
Why can't you be like your granddaddy, the African and get some learning? " I'll tell you why.
Neden Afrikalı deden gibi olupta bir şeyler öğrenmiyorsun? " Nedenini söyleyeyim.
Can't see a reason why you'd make up lies to tell me. I don't matter anyhow.
Umursamama rağmen... niçin, makyajın konusunda yalan söylediğini anlamıyorum.
I don't understand.Why can't you just go to the police tell them who they're looking for?
Neden sadece polise gidip onlara kimi aramaları gerektiğini söylemiyorsun?
Something important which I can't tell you If that's the case... why should I pay you?
Sana söyleyemeyeceğim kadar önemli o zaman neden... altınımı aldın?
I can't tell you why.
Bilemem.
Please, I can't tell you why, but it's just not right.
Sam lütfen, nedenini söyleyemem ama bu hiç doğru olmaz.
Can you tell me why I can't give it to you?
Neden vermemem gerektiğini de söyleyecek misin?
Then you tell me why can't I finish what I'm saying?
Sonra da bana neden sözümü bitiremiyorum diyorsun.
I can't tell you why I know what I know, because if I told you you'd never believe me.
Bunu nasıl bildiğimi sana söyleyemem, çünkü söylesem bana hayatta inanmazsın.
Now you understand why I can't tell Dorothy?
Şimdi neden Dorothy'ye söyleyemeyeceğimi anlıyor musun?
No, we can't, and I'll tell you why.
Hayır, gidemeyiz ve nedenini açıklayacağım.
If I tell you, can you manage not to put it down or or.. .. or tell me why it won't work or.. .. is in bad journalistic taste or anything like that?
Sana söylersem, eleştirmeyeceğine ya da neden olmayacağını söylemeyeceğine haber değeri olmadığına dair bir şey demeyeceğine emin misin?
I can tell you're upset, Fred, but I can't tell why.
Kızgın olduğunu görebiliyorum, Fred, ama nedenini bilmiyorum.
What did she say? I don't know why you can't tell her.
Neden söyleyemiyorsun anlamıyorum.
I can't tell you why, so please don't ask me, but for Paul's sake, for both our sakes, I tried to come to terms with him.
Nedenini söyleyemem o yüzden lütfen sormayın ama Paul'un hatırına, ikimizin hatırına, onunla anlaşmaya çalıştım.
Well, we can't do something that you want, and I'll tell you why.
Sizin istediğiniz bir şey yapamayız,
I can't tell my mama i got kicked out. Now, why should i let you back into my school?
Seni neden okuluma geri kabul etmeliyim, söyler misin?
I can't tell you why or how but we need your help and we need it right away.
- Nasıl olacağını bilmiyorum ama yardımın gerek, hem de hemen. - Ne gerekiyorsa yaparım.
You know I can't tell you anything, so why do you ask?
Biliyorsun ki bir şey söyleyemem. Neden soruyorsun?
Will you call them and explain and tell them why I can't?
Onları arayıp niye gelemeyeceğimi izah eder misin?
I can't stop them or tell you why I say them.
Onlara engel olamadığım gibi, size nedenini de söyleyemiyorum.
Why did you tell me that if I can't say anything?
Bir şey söyleyemeyeceksem, bana ne demeye söyledin?
And why can't you tell me where I was born? Just that.
Neden benim nerede doğduğumu söylemiyorsun?
Why can't you tell him what you know I would think?
ne düşüneceğimi ona neden söyleyemedin sanki?
Why don't you tell me, then you can be sure I know.
Neden sen söylemiyorsun, böylece bilip bilmediğimden emin olabilirsin.
Why don't you tell me what we're looking for. Maybe I can help.
Bana ne aradığımızı söyle.
- I can't tell you why she was taken.
- Scully'nin neden kaçırıldığını sana söyleyemem.
If you can tell me why I shouldn't fire you without using the letter "E"... you can keep your job.
"E" harfini kullanmadan neden seni kovmamam gerektiğini açıklarsan, işine devam edebilirsin.
I just came over to tell you why I can`t see you anymore.
Sizi bir daha neden göremeyeceğimi söylemek için geldim.