I didn't mean to bother you traducir turco
45 traducción paralela
I didn't mean to bother you, ma'am.
Sizi rahatsız etmek istemedim madam.
- I didn't mean to bother you with this.
- Sizi bununla rahatsız etmek istemezdim.
I didn't mean to bother you.
Amacım seni rahatsız etmek değildi.
- [I didn't mean to bother you, madam.]
Sizi rahatsız etmek istememiştim, hanımefendi.
I didn't mean to bother you while you were dressing.
Sizi giyinirken rahatsız etmek istemezdim.
I didn't mean to bother you.
Rahatsız etmek istememiştim.
I didn't mean to bother anyone. You have no business here, Jamaica.
Burada işiniz yok Jamaika.
I didn't mean to cause you all this bother.
Tüm bu sıkıntılara neden olmak istemezdim.
I didn't mean to bother you.
Rahatsız etmek istemezdim.
- I didn't mean to bother you.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to bother you, hon',
Selam, rahatsız etmek istemezdim, tatlım.
I didn't mean to bother you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
I really didn't mean to bother you.
- Rory bugün bir okul projesinde çalışacak. Seni rahatsız etmek istememiştim.
I DIDN'T MEAN TO BOTHER YOU.
- Kapa çeneni.
I didn't mean to bother you on your big day.
Seni bu büyük gününde rahatsız etmek istememiştim.
Look, I didn't mean to bother you.
Amacım sizi rahatsız etmek değildi.
I didn't mean to bother you
Sana sıkıntı vermek istemedim.
I'm sorry, I didn't mean to bother you.
Size sorun çıkarmak istemedim, üzgünüm.
I didn't mean to bother you, but can I borrow some Scotch tape and some ten-pound test fishing line?
Korkutmak istemedim. Eğer varsa biraz bant alabilir miyim? Bir de, varsa Bir kaç metre misina?
I didn't mean to bother you.
Sizi rahatsız etmek istememiştim.
Anyway, I didn't mean to bother you.
Neyse, amacım seni rahatsız etmek değildi.
Well, I didn't mean to bother you or anything but I just wanna see if there's any updates, you know, intel on my son's case.
Sizi rahatsız etmek istemedim ama yeni bir bilginiz var mı diye merak ettim oğlumun davasıyla ilgili.
I just--I didn't mean to bother you.
- Hayır. Niyetim rahatsız etmek değildi.
- Sorry, I didn't mean to bother you.
- Özür dilerim, rahatsız etmek istemedim.
Um, I-I didn't mean to bother you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to bother you.
Seni rahatsız etmek istememiştim.
I didn't mean to bother you, but I really thought you liked poker because you were talking to Doc West, and he is a professional- - not on my level.
Sizi rahatsız etmek istemedim, ama Doktor Batı ile konuştuğunuzdan pokeri seviyorsunuz sanmıştım. Üzgünüm. ve o bir profesyonel...
There you go. I, I, I didn't mean to bother you.
Seni sıkmak istememiştim yani...
I'm sorry, I didn't mean to bother you.
Üzgünüm, seni rahatsız etmek istememiştim.
I didn't mean to bother you on your date.
Seni randevunda rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to bother you.
Kendi kendime konuşuyordum.
- Ugh. I really didn't mean to bother you.
Seni rahatsız etmek istemezdim.
I didn't mean to bother you if you're in the middle of something or...
Meşgulsen, rahatsız etmek istemem...
Listen, I'm... sorry I didn't mean to bother you.
Dinle. Ben.. özür dilerim seni rahatsız etmek istememiştim.
I didn't mean to bother you.
Sizi rahatsız etmek istemem.
I'm sorry, I didn't mean to bother you but I wanted to come over and tell you that that was really,
Üzgünüm, rahatsız etmek istemiyorum. Yalnızca şunu söylemek için geldim.
Hey, sorry, I didn't mean to bother you so early, but
Affedersin, bu saatte rahatsız etmeyecektim ama önemli olduğunu düşündüm.
I-I didn't mean to bother you.
Sizi rahatsız etmek istemedim.
Sorry, I didn't mean to bother you.
Affedersiniz, rahatsız etmek istememiştim.
I didn't mean to bother you.
Rahatsız etmek istemedim.
Hey. Sorry, I didn't mean to bother you.
Rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to bother you none, I just...
Sizi rahatsız etmek istememiştim. Sadece...