I didn't mean to intrude traducir turco
54 traducción paralela
- I didn't mean to intrude, sir.
- Rahatsız etmek istemezdim, efendim.
I didn't mean to intrude.
Davetsiz girmek istemezdim.
I didn't mean to intrude, but I was out walking, - and the happy sounds attracted me.
Karışmak istemedim ama sadece yürüyordum ve neşeli sesler ilgimi çekti.
I didn't mean to intrude.
Araya girmek istemedim.
I'm terribly sorry. I didn't mean to intrude.
Rahatsız etmek istememiştim.
I didn't mean to intrude.
Rahatsız etmek istememiştim.
I don't mean to intrude but I didn't hear from you...
Rahatsız etmek istemezdim, ama beni aramadınız.
i don't mean to intrude on your grief, mr. ross, but i believe you need my help now more than ever with your wife gone.
? EVEN THOUGH I DIDN'T KNOW? ?
I didn't mean to intrude Forgive me
İzinsiz girmek istemedim.
Forgive me, Your Highness. I didn't mean to intrude.
- Beni bağışlayın, Majesteleri.
I didn't mean to intrude.
Kesmek istemezdim.
- Well, I didn't mean to intrude.
- Rahatsız etmek istemem.
- I didn't mean to intrude.
- Rahatsız etmedim ya?
I didn't mean to intrude on your first night in your new home.
Yeni evinizdeki ilk akşamınızda sizi rahatsız ettim.
Hey. Sorry. I didn't mean to intrude.
Özür dilerim, bölmek istemedim.
Sorry. I didn't mean to intrude.
Üzgünüm, davetsiz gelmek istemezdim.
I didn't mean to intrude, Mr. Captain, Skipper, Thingy.
İzinsiz girmek istemedim, kaptan ya da her neyse işte.
Listen, Sarah, I didn't mean to intrude earlier when we spoke tonight.
Dinle Sarah, dün gece konuştuğumuzda niyetim, öyle paldır küldür dalmak değildi.
I didn't mean to intrude.
Rahatsız etmek istemedim. İstersen...
Sorry, I didn't mean to intrude.
Özür dilerim, rahatsız etmek istemedim.
Oh, I didn't mean to intrude, I just...
Davetsizce gelmek istemezdim. Sadece...
I didn't mean to intrude.
İzinsiz girmek istemedim.
Sorry, i didn't mean to intrude.
Özür dilerim, bölmek istemezdim.
I didn't mean to intrude.
Ortanıza düşmek istememiştim.
I didn't mean to intrude.
Bölmek istememiştim.
Avdo. I didn't mean to intrude.
Avdo, seni rahatsız etmek istemedim.
I'm so sorry, I really didn't mean to intrude.
Üzgünüm, çatkapı gelmek istemezdim.
UM, I DIDN'T MEAN TO INTRUDE, SIR.
UM, ben, SIR davetsiz istemedim.
I didn't mean to intrude.
Bölmek istemezdim.
I didn't mean to intrude.
Burnumu sokmak istememiştim.
I didn't mean to intrude.
Üzgünüm, rahatsız etmek istememiştim.
I'm sorry. I-I didn't mean to intrude.
Pardon, rahatsız etmek istemezdim.
I didn't mean to intrude.
Sizi rahatsız etmek istememiştim.
- I didn't mean to intrude.
- Rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to intrude.
Rahatsız etmek istemedim.
Sorry, I didn't mean to intrude.
- Pardon, bölmek istemedim.
- I didn't mean to intrude.
- Rahatsız etmek istemem.
I'm sorry, I didn't mean to intrude.
Üzgünüm, bölmek istemedim.
I didn't mean to intrude.
- Çat kapı girmek istememiştim.
Carter, I really didn't mean to intrude.
Carter gerçekten karıştırmak istemedim.
Well, I... I didn't mean to intrude, but you must, of course, be aware you are the object of quite some interest right now.
İşinizi bölmek istememiştim ama siz de şu an epey ilgi çekici bir konu olduğunuzun farkında olmalısın.
I didn't mean to intrude at all.
İzinsiz girmek istememiştim.
Well, I didn ´ t mean to intrude.
Karışmak istemedim.
I'm sorry, I didn't mean to intrude.
Pardon davetsiz gelmek istemezdim.
I didn't mean to intrude.
Davetsiz gelmek istememiştim.