I didn't realize that traducir turco
724 traducción paralela
When you see the bonus, you'll realize that I didn't mean it.
İkramiyeni gördüğünde öyle demek istemediğimi anlayacaksın.
My mistake was I didn't realize that the difference between this glamorous lady and me was that she was with the Comédie Française and I was with Matuschek and Company.
Hatam, bu harika kadın Fransız Tiyatrosu'ndayken benim Matuschek Mağazası'nda çalıştığımın ayrımına varamamamdı.
I didn't realize that.
Bunu fark etmemiştim.
- Yes, but I didn't realize that she knew...
- Evet ama onun bildiğini farketmedim.
She wanted me to talk, to tell her, to convince her That I didn't realize what I was doing, That I didn't understand the business I was in,
Ne yaptığımın farkında olmadığımı nasıl bir işin içinde olduğumu anlamadığımı ve kendisini bu konuda ikna etmemi istiyordu.
I should've told you before, But I didn't realize that how... But all the time you've been in Linze,
Size daha önce söylemeliydim ama buraya kadar- -
I didn't realize that this boy was faced with bitter reality - that he had no room in his thoughts for the romantic dreams of a silly little girl.
O zamanlar bu genç adamın acı bir gerçeklikle yüzleştiğini ve aptal, küçük bir kız ile... romantik hayallerin düşüncelerinde hiçbir yer kaplamadığını fark etmemiştim.
I didn't realize it was that late.
Bu kadar geç olduğunu anlamadım.
It's just that I didn't realize you could dance like that.
Yalnızca, daha önce böyle dans ettiğini görmemiştim.
I think you ought to know that it didn't take me long after we were married to realize what was wrong.
Evlilik sonrası neyin yanlış olduğunu anlamam uzun sürmedi.
The first time, when I forgot to check the mineral rights... and the second time, of course, when I didn't realize... that, naturally, they wouldn't send a fool out here in charge of this...
İlki maden haklarını kontrol etmeyi unuttuğumdaydı ikincisi de aptal bir yetkili göndermeyeceklerini fark ettiğimde.
I didn't realize that I was.
Öyle yaptığımın farkında değildim.
I didn't realize Anne was such an adventuress or that Elsa was so sensitive.
Anne'in bu kadar maceracı bir kadın olduğunu anlayamamıştım. ... ya da Elsa'nın bu kadar hasssas.
I just didn't realize that somewhere we lost it.
Nerede hata yaptık bilmiyorum.
I didn't realize it meant that much to you, honey.
Siz gençler fiziksel işleri halledin. Toby...
Please, I-I didn't realize that I had taken your parking space.
Lütfen, Ben-Ben sizin park yerinizi aldığımı farketmedim.
I didn't, until a few moments ago, realize that it was the home of the millionaire Ballon.
Bir kaç dakika öncesine kadar, bunun milyoner Ballon'un evi olduğunu anlayamamıştım.
Dear colleague, I realize French methods are outdated, that our police are too manic, that you have the secret of the stiff upper lip, but I didn't think Scotland Yard levitated tables.
Bakın, Fransız yöntemlerinin modası geçmiş olabilir, tamam. Polisimiz karışıklık çıkartır, bu da tamam. Yöntemlerinize ait ufak sırlarınız da olabilir.
I didn't realize, that's all.
Farkında değildim.
I didn't realize that man could be monogamous.
İnsanların tek eşli olabileceğini bilmiyordum.
Stu, I didn't realize how much I missed that ugly old mug of yours.
Stu, seni gidi ihtiyar, seni bu kadar özlediğimi bilmiyordum...
No, I didn't realize that.
Jaude Meydanı'nda pek çok insanın tevkif edildiğini pek çok insanın sınır dışı edildiğini biliyor muydunuz?
I didn't realize we'd be getting bonuses like that.
Böyle bonusları olabileceğini hiç düşünmüyordum.
I didn't realize that my body was moving. It's a natural thing to me.
Bedenimin dans ettiğinin farkına varmadım, benim için doğal bir şeydi.
I didn't realize I drank that much.
O kadar çok içtiğimi fark etmedim.
I didn't realize that you were in the middle of this.
Böyle bir şeyin ortasında olduğunuzu bilmiyordum.
I didn't realize that this was the King's food.
Bunun Kral yemeği olduğundan haberim yoktu.
When you asked me to do this, - I didn't realize... and... and I just hope that nothing...
Bunu yapmamı istediğinizde, benden istediğiniz... umarım sadece...
I didn't realize that once renowned, one can't live an ordinary life anymore
Ama şimdi anladım ki Bir kere şöhretli oldun mu artık bir daha normal bir hayatın olamıyor
I didn't realize that we'd accumulated so much stuff.
Bu kadar eşyamız olduğunun farkında değildim.
I didn't realize that... we were expecting you.
- Şey ben, döndüğünü... Biz de seni bekliyorduk.
Didn't you realize that I loved you?
Seni sevdiğimin farkında değil misin?
I tell myself she was only frightened for a moment... that she didn't realize what was happening to her.
... en korkunç kısmı, ancak konuşabildiğim kişi şu zavallı kadın.Kendime onun sadece bir an korktuğunu söylüyorum ona ne olduğunu fark etmediğini.
I didn't realize things were getting that rough.
İşlerin bu kadar zorlaştığını fark etmemiştim.
I didn't realize that that was the arrangement. Um, so what's it been?
Hüküm verilmiştir : "Zanlı büyücülükten suçlu bulunmuştur."
Nowl understand that he reacted as if I'd caught him red-handed, but at the time I didn't realize that.
Aslında, onu gafil avladığım için böyle tepki vermesi normaldi. Ama o zamanlar bunu anlayamamıştım.
I didn't realize that passenger surveillance could be such a tough gig.
Yolcu gözetiminin bu kadar zor bir iş olduğunu fark etmemiştim.
Hey. I didn't realize that was your car. [Glass Shattering]
Senin araban olduğunu bilmiyordum.
Hey, man, I didn't realize that there were so many, um, female fans.
Hey, dostum, Pek fazla kadın fan'ın olduğunu farkedemedim doğrusu.
I DIDN'T REALIZE I WAS THAT FAMOUS.
Meşhur olduğumun farkında değildim.
Not like that adenoidal thing, where I didn't realize I'd had them out. But I was younger.
Aldırdığımı fark etmediğim lenf bezleriyle ilgili olan sorunuma benzer bir şey değil bu seferki.
What are you doing out here? You know. Look, I didn't realize that I put you over your credit limit.
Dün gece bazı laflar edildi, bunu konuştuk ve bilmeni isterim ki, bunu bilerek yapmadığını düşünüyoruz.
Look, I didn't realize that I put you over your credit limit.
Bak, kredi limitini geçtiğini anlayamadım.
i'm sorry i didn't realize that before i asked you in.
Sana sormadan önce bunu fark edemediğim için üzgünüm.
I didn't realize it meant that much to you.
- Senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum.
I didn't realize that that was the arrangement.
Usulün böyle olduğunu anlayamadım.
I'm starting to realize that maybe you didn't hurt yourself jumping over that Mustang.
İyi adamlar böyle demez, " Hey, Bundy, senin için 20 $ bahse girdim.
I didn't realize that was the only day.
O günün benim için tek gün olduğunu fark etmedim.
I didn't realize that you were so domestic.
Bob, sen ne zaman bu kadar evcimen oldun?
I didn't realize that was in there.
Bunun orada olduğunu farketmedim.
Look, I'm sorry, I didn't realize that you had company.
Bak, özür dilerim, misafirin olduğunu farketmedim.
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't want to wake you 60
i didn't realize 188
i didn't see you 162
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't want to wake you 60
i didn't realize 188
i didn't see you 162
i didn't do it on purpose 65
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't do anything 1161
i didn't mean 401
i didn't mean it 356
i didn't say that 1004
i didn't want to 240
i didn't mean it like that 222
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't do anything 1161
i didn't mean 401
i didn't mean it 356
i didn't say that 1004
i didn't want to 240
i didn't mean it like that 222