I didn't want to know traducir turco
1,538 traducción paralela
Well, she didn't want anyone to know. I mean...
Kimsenin bilmesini istemiyor.
I didn't want to know.
Bilmek istemedim.
You want to know why I didn't rush in and tell you?
Neden acele etmeyip sana söylemediğimi bilmek ister misin?
I don't know. He didn't want to talk about it.
Konuşmak istemedi.
You know, I didn't want to alarm you, but they put an implant in you.
Seni endişelendirmek istemedim, ama sana bir implant yerleştirmişler.
You didn't want anyone at the office to know that I was your wife too
Ofisten hiç kimsenin senin karın olduğumu bilmesini de istemedin.
I didn't want you to know about my situation.
Durumumu öğrenmesini istemedim.
I mean, you're tired, hungry, want to go home, and then you just reach inside yourself, and you find the strength that you didn't even know you had.
Yorgunsun, açsın, eve gitmek istiyorsun. Ve sonra özüne dönüp sahip olduğunu bile bilmediğin bir güce sahip oluyorsun.
- You want to know why i didn't call? - Why?
- Neden aramadığımı bilmek ister misin?
I know you didn't want to take care of us.
Bizimle ilgilenmek istemediğini biliyorum.
And I Didn't Want You To Know Because I Didn't Want You
Bilmeni de istemedim.
They wanted me to make it all up... but they didn't want to know that I was making it up.
Hepsini uydurmamı istediler ama benim uydurduğumu bilmek istemediler.
And I didn't want to know what I know.
Ve ben de bildiğimi bilmemek istedim.
I thought you didn't want anybody to know you were getting work done?
Böyle bir şey yaptırdığını bilmelerini istemiyordun.
i didn't want to because i know that we will move
İstemiyordum çünkü, taşınacağımızı biliyordum.
I didn't want her to know who I was. - But...
Kim olduğumu bilmesini istemedim.
I thought that you didn't want me to know, Michael.
Benim bilmemi istemediğini düşünmüştüm, Michael.
You know, for the record, I asked for mdpd involvement, but they didn't want anything to do with the show.
Ayrıca Miami Polisi'nden destek istedim ama programla ilgileri olsun istemediler.
- Oh, God. I didn't know what to do. I didn't want to leave you.
Ne yapacağımı bilemedim.
I want you to know it didn't mean anything.
Bir anlamı olmadığını bilmeni isterim.
-'Cause I didn't want to hurt your feelings, and I didn't want to piss you off, just like I know deep, deep down inside, you don't want to piss me off, either.
Çünkü duygularını incitmek ve seni kızdırmak istemedim. Çünkü, sen de aslında beni hiç kızdırmak istemiyorsun, değil mi?
- I didn't know you'd want to come.
- Gelmek istediğini bilmiyordum.
I didn't want you to know anything, be an accessory.
- Bilmeni istemedim, gerekli değildi.
Listen, I know you said you didn't want to talk...
Dinle, konuşmak istemediğini biliyorum...
Maybe I didn't want to know
Belki de bilmek istemiyordum.
W-well, I didn't want to have to be the one to say it, but, uh... maybe, uh, you know, a gift now and then?
Şey, bunu söylemek istemiyordum ama... belki, ara sıra bir hediye alsan?
I just--I didn't want to hurt your feelings, you know?
Sadece duygularını incitmek istemedim.
Well, you know what, you were really upset, and I just didn't want to add to it by telling you there was an angry ghost- -
Zaten yeterince bunalmıştın bir de bunu söyleyip canın iyice sıkmak istemedim.
He was, like, orchestrating some little show, you know, that I didn't want to be in.
Küçük gösterisini organize ediyordu ve ben de bunun parçası olmak istemiyordum.
And then I know I shouldn't, but then... I didn't want to go back upstairs.
Sonra izlememem gerektiğini anladım, ama sonra yukarıya çıkmak istemedim.
I didn't want anyone to know I was there.
- Hayır. Orada olduğumu kimsenin bilmesini istememiştim.
Because I think he didn't want his people to know he didn't have the weapons.
Çünkü bence o da halkının silahı olmadığını bilmesini istemedi.
He didn't want anyone to know, and I promised him no one would.
Kimsenin bilmesini istemiyordu, ve bende bilmeyeceklerine söz verdim.
He didn't want anyone to know. And I promised him no one would.
Kimsenin bilmesini istemiyordu, ve bende bilmeyeceklerine söz verdim.
You know what? I just didn't want my party to end.
Sadece partimin bitmesini istemedim.
I'm sorry, you know, she didn't want to talk about her family.
Üzgünüm, ailesi hakkında konuşmak istemezdi.
I didn't want to kill him. I know.
Onu öldürmek istemedim.
You know, I didn't want to yell.
Duymasın- - Bağırmak istemedim.
Hey, Will. It's not that I didn't want them to know.
Will, sorun onların öğrenmemesini istememem değil.
If I didn't know you, I would want to hunt you.
Eğer seni tanımasaydım seni avlamak isterdim.
Cole, I can see that you're busy, but I didn't want you to be the last to know.
Cole, görüyorum meşgulsün, ama benden duymanı istedim.
I thought you didn't want to know.
- Haberin yok muydu?
- And, uh, I know you didn't want to go by yourself, and I said I'd take you, no, - really, it's fine.
Tek başına gitmek istemediğini biliyorum,... -... ve seni götüreceğimi söylemiştim. - Hayır, gerçekten, sorun yok.
I just want you to know I wouldn't be with you if I didn't think that we could have something real.
Şunu bilmelisin. Ciddi bir ilişkimiz olacağına inanmasam, seninle olmazdım.
I just didn't, you know, want to deal.
Söylemedim işte, bilirsin, biraz...
I didn't want Setsuko to know.
Setsuko'nun bilmesini istemedim.
Because they want to know if luke here didn't kill master chang, then who was he protecting with his confession?
Çünkü bilmek istiyorlar ki, Luke Üstat Chang'i öldürmediyse, itirafı ile kimi koruyordu?
I didn't want the kids to know what their mother was doing.
Annelerinin neler yaptığını çocukların bilmesini istemedim.
Maybe I just didn't want to know.
Belki de bilmek istemedim.
You could have just said, I don't want to go out with you, you know. I'm a grown woman. Well, I didn't want to go out with you.
Benim dağılmamamı sağlayan tek şey annemin küçük bir felç geçirme düşüncesi ve böylece ben de tekrar onun yanına taşınıp sırtını yıkayabilirim.
This is why I didn't want everyone to know.
Bu yüzden kimsenin bilmesini istemedim.