English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I do not know you

I do not know you traducir turco

3,566 traducción paralela
I know you. Do I not?
Seni tanıyorum, değil mi?
And I do know you're not that person anymore.
Ayrıca artık o kişi olmadığını da biliyorum.
I know you're just trying to do what's best, but this is not it.
En iyi olan şeyi yapmaya çalıştığını biliyorum, ama bu o değil.
And I know that you're a junkie, which I do not want you to think I'm judging.
Senin bağımlı olduğunu biliyorum ama bunu söylerken sakın seni yargıladığımı falan düşünme.
I do not do the Hawaiian mystery meat. You know this.
Hawaii usulü esrarlı et falan yemem.
You know, I still feel that you do not...
Ben hâlâ bu şekilde- -
Do you wanna know why I'm not returning your phone calls?
Neden aramalarına dönmüyorum biliyor musun?
Now, I want to know what you did or more likely did not do to cause this.
Buna sebep olacak ne yaptığını veya daha doğrusu ne yapmadığını bilmek istiyorum.
You know, I must say I do not handle many of these cases.
Söylemeliyim ki bu gibi davaların çoğuna bakmıyorum.
I do not know why you were just so awful to him.
Neden böyle berbat bir tavır sergiledin ki ona?
You're not stupid enough to do a thing like that because you know how upset I would be if I found out it was you.
Öyle bir şey yapacak kadar aklın var çünkü eğer sen söylesen ne kadar üzüleceğimi biliyorsun.
I know that you do not like me and that you plot against the king.
Beni sevmediğini ve krala komplo kurduğunu biliyorum.
Oh, Mum, you know, sometimes I feel that you're not that interested in her and then you do something like this.
Ah, anne, bazen onunla ilgilenemediğimi biliyordum bu yüzden de böyle bir şey yapmak istedin demek.
You do not know how I feel.
Nasıl hissettiğimi bilemezsin.
How do I know you're not someone pretending to be my faerie grandfather?
Peri büyükbabam gibi davranan biri olmadığını nereden bileceğim?
'I know you do not want to marry Henry Tudor,'but he will come now Richard no longer has an heir.
'Henry Tudor ile evlenmek istemediğini biliyorum,'fakat Richard'ın varisi olmazsa, şimdi o gelecek.
Well, you do know that I'm not this Belle that you're always talking about?
Şey, sanırım benim herzaman konuştuğun Belle olmadığımı biliyorsun?
How do I know you're not going to take my ideas and publish them as your own?
Benim fikirlerimi alıp, kendininmiş gibi yayınlamayacağını nereden bileyim?
How do I know you're not going to do that with mine?
Aynısını senin bana yapmayacağını ben neveden bileyim?
I know that a lot of guys have disappointed you in the past, but I will not do that.
Ben öyle yapmaycağım.
You know, there's not much I can do without the body.
Ceset olmadan bir şey söyleyemem.
Lemon, I know you mean well, but I'm not really sure you should do this, okay?
Lemon, biliyorum iyi niyetlisin, ama bunu yapmalı mısın, emin değilim?
Yeah, yeah, I do know him, and... how did I not know that you two were married?
Evet, evet, Onu tanıyorum, ve... ikinizin evli olduğunu nasıl öğrenmedim?
I know we're not the best of friends or anything, but do you honestly believe I would kill a man?
En iyi arkadaş falan olmadığımızı biliyorum, ama gerçekten birini öldürebileceğime inanıyor musun?
I just think, you know, if you want to wake her up you should do shit she likes, not shit she hates.
Ama en azından onu uyandırmak istiyorsanız sevmediği şeyler yerine sevdiği şeyleri denemelisiniz bence.
And, you know, my mother may or may not have regrets, but I do, and all of those movie dreams I was having with the unhappy endings, the truth is, I do believe in happy endings.
Annem pişman olabilir olmayabilir. Ama ben pişmanım. Sürekli gördüğüm mutsuz sonla biten olayları ama ben mutlu sona inanıyorum.
How do you know I'm not your grandmother?
Büyükannenizin ben olmadığımı nereden biliyorsunuz?
If you remember our time in Mesopotamia the way I do you know I'm a lover, not a fighter.
Benim gibi Mezopotamya'daki zamanı hatırlarsan bir savaşçıdan çok aşık olduğumu bilirsin.
Yo, Nichols, I know you're probably not supposed to talk to me and everything, but could you do me a solid and tell Red I'm gonna make it right?
Nichols, benimle konuşmaman falan gerektiğini biliyorum. Ama bana bir iyilik yapıp Red'e işleri yoluna koyacağımı söyler misin?
I'm gonna be real with you, James, that's gonna require a conference call, and I do not know how to do that.
Sana açık olacağım James, bu toplu arama gerektirir, ve ben nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Do you know what? I'm not actually that hungry at the moment.
Biliyor musun, şu an hiç aç değilim.
- I know. You do not want one of those on your back.
Öyle birisinin ensende olmasını istemezsin.
Well, how do I know you're not just saying that?
Öyle sallamadığını nereden bileceğim peki?
Date night, which you and I know I do not have, so I said I'd cover for him.
Gece randevusu vardı. benim bir randevum olmadığını sen de ben de biliyoruz. bu yüzden ben de senin yerine çalışırım dedi.
He may not be able to see that, but i know you do.
O bunu göremiyor olabilir, ama senin gördüğünü biliyorum.
If it's not Sam, then how do I know about you and Tori Spelling? - What?
Eğer gerçek Sam değilsem sen ve Tori Spelling'i nereden biliyorum?
How do I know you're not hunting me or Castiel like the other angels?
Diğer melekler gibi bana veya Castiel'e zarar vermeyeceğini nereden bileceğim?
I am deeply hurt that you do not know me well enough to know that I would screw this up for you.
Beni yeterince iyi tanımadığınız ve işleri batırabileceğimi tahmin edemediğiniz için, çok kırıldım..
I know that you do not like me and that you plot against the king.
Benden hoşlanmadığını ve Krala komplo kurduğunu biliyorum.
I know you technically have free rein over this place, but believe me when I tell you, you do not want to mess with me, not today.
Teknik olarak burada kontrolün sende olduğunu biliyorum ama sana şunu söylediğimde bana inan benimle uğraşmak istemezsin, özellikle de bugün.
My husband and I and our children, after she was gone, do you know, we just jumped in the car and drove up to Michigan, which is something we never used to do, just because it was a huge emotional thing, not to have her...
O gittikten sonra kocam, ben ve çocuklar arabaya atladığımız gibi Michigan'a gittik. Bu hiç yapmadığımız bir şeydi. Onun olmamasının sebep olduğu büyük bir duygu boşalımıydı.
How do you know I'm not independently wealthy?
Onlardan bağımsız zengin olmadığımı nereden biliyorsun?
Probably not. Do you know what I'm saying?
Anlatabildim mi?
Carl, I hope I'm not being too forward, but, how do you know this woman?
Carl, haddimi aşıyorsam affet ama acaba bu kadını nereden tanıyorsun?
I do not know the details but I guess we will probably take you cross-country by car...
Ayrıntıları bilmiyorum ama sanırım seni arabayla ülkenin öbür köşesine götüreceğiz...
- Well, you know what? If you're not cleaning it up, I do not want to be told...
- Tamam o zaman sen temizlemiyorsan ben de temizlemem!
I go home and think of you till the morning you do not know, you do not know, sweet darling how my heart is pounding how my heart beats for you
Eve gidip sabaha kadar seni düşüneceğim Bilmiyorsun, bilmiyorsun, tatlı sevgilim Kalbim nasıl çarpıyor kalbim senin için nasıl atıyor
No, he does not know and nor do I. What don't you know?
- Hayır bilmiyor. Ben de bilmiyorum. - Neyi bilmiyorsunuz?
Close it, I do not know how you do it.
Ucunu kapat. Nasıl yaptığını bilmiyorum.
That is the name of my mother, I do not know what you are talking about.
Annemin ismidir o. Neden bahsettiğinizi anlamadım.
My nose is pressed up to the glass of life right now, and I want to thank you for that. I do. Because, you know, it reminded me never to let my guard down, not when something Mellie this way comes.
Şu anda burnumu hayatın camına yaslamış durumdayım ve beni bu duruma düşürdüğün için sana bir teşekkür borçluyum çünkü sayende Mellie'nin uğursuzluklarından biri bu yana gelirken gardımı indirmemem gerektiğini hatırlamış oldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]