I don't know her name traducir turco
292 traducción paralela
I don't know that girl's name, but I love her.
Kızın soyadını bilmiyorum ama seviyorum onu.
Her name then was... i don't want to know, thank you.
- Onun adı... - Bilmek istemiyorum teşekkür ederim.
I don't know why I associate with you, Mr. Barnard or Mr. Chalmers Bryant or Mr. Embezzler, or whatever your name may be.
Neden sizinle arkadaşlık ediyorum bilmem Bay Barnard, ya da Bay Chalmers Bryant... ya da Bay Dolandırıcı, ya da adınız her neyse.
I don't know what her name was.
Adını bilmiyorum.
I don't know her name, but she may put you wise to when he'll be back.
Adını bilmiyorum ama belki size ne zaman geleceğini söyler.
Maybe, but I don't know her name.
Belki de, ama adını bilmiyorum.
I don't know her first name.
Adını bilmiyorum.
I should've introduced you, but I don't know her last name.
Seni onunla tanıştırmam gerekirdi ama onun soyadını bilmiyorum.
You know everything about me, practically from the time I was born... and I don't even know your first name.
Siz neredeyse doğduğum andan beri benim hakkımda her şeyi biliyorsunuz ama ben sizin ilk adınızı bile bilmiyorum.
Brown eyes, I think, but I don't know her name or where she lives.
Kahverengi gözleri vardı sanırım ama- - Ne adını ne de evini biliyorum.
I don't even know her name.
Adını bile bilmiyorum.
I don't even know her name.
Daha adını bile bilmiyorum.
I don't know her name.
- İsmini bilmiyorum
I don't know why I have so much trouble remembering her name.
Onun adını anımsamakta niçin bu kadar çok sıkıntı çekiyorum, bilmiyorum.
I don't know her last name, just Anita.
Soyadını bilmiyorum, sadece Anita.
I don't know this other beast's name but we'll find out all the facts about her before too long, huh?
Ötekinin adını bilmiyorum, ama birazdan onun hakkında her şeyi öğreniriz.
I don't know her last name.
Soyadını bilmiyorum.
I don't know her other name, but I know her quite well.
Soyadını bilemiyorum ama kendisini oldukça iyi tanırım.
My patients don't like indiscreet questions, and so I might not know her name, nor who she is.
Hastalarım düşüncesiz sorulardan hoşlanmazlar. Yani ismini veya kim olduğunu bilmeyebilirim.
I don't know her name.
Adını bilmiyorum.
- I don't know her name yet.
- Adını henüz bilmiyorum.
A lady here, I don't know her name, says we don't want to see castles here.
Tanıdığım bir hanım, buradaki kaleleri görmenin önemsiz olduğunu söylüyor.
Oh, I don't know her name, but she sure was crying when that taxi drove off.
Oh, ismini bilmiyorum,... ama taksi giderken kesinlikle ağlıyordu.
- I don't know her name.
- Ismini bilmiyorum.
- I don't know. She didn't say her name.
- Bilmiyorum, adını söylemedi.
- I don't know her name!
- Bilmiyorum!
Look, Miss, er, Marble, or whatever your name is, I don't know what you're doing here, but you cannot stay.
Bakın bayan, adınız her neyse, burada kalamazsınız.
I don't know what her last name is.
Soyadının ne olduğunu bilmiyorum.
- You don't know her first name. - I do.
- İlk adını bile bilmiyorsunuz.
I don't know her name
Adını bilmiyorum.
I don't even know her last name.
Soyadını bile bilmiyorum.
I don't know her name, but she could take him off your hands.
Adını bilmiyorum ama Koç onu dışarı çıkartırsa, kadın onu yakanızdan kurtarır.
I don`t even know her name
Adını bile bilmiyorum.
Well I don't know her name but the lady called and Mr. Holmes went out.
Eeh, adını blimiyorum ama hanımefendi aradı ve Bay Holmes dışarı çıktı.
And I suppose you don't know what her name is?
Adını bilmiyor musun yani?
I don't know if you know her, her name's Angela.
Angela'yı tanıyor musun bilmiyorum.
- I don't know what her name is.
- Bilmiyorum adını.
I know where she works, but I don't know her name.
Çalıştığı yeri biliyorum ama adını bilmiyorum.
My God, I don't know her last name!
Olamaz, soyadını bile bilmiyorum.
I am in love with a woman in your hotel and I don't know her last name.
Otelinizde kalan bir kadına aşığım ve soyadını bilmiyorum.
I don't know what trigger's him, but if he reads her name in the paper, I think he'll do something about it.
Bütün bunları yapmasına ne sebep oluyor bilmiyorum ama, kızın ismini gazetede okuduysa, bu konuda birşey yapacaktır.
Goochie, goo. What's her name? I don't know.
- Bilmiyorum.
I don't know her name, but she held up a liquor store last year.
İsmini bilmiyorum, ama geçen yıl bir likör dükkanı açtı.
- I don't know. She ain't said her name.
Adını söylemedi ;
I don't even know her name.
dini bile bilmiyorum.
I don't even know her name.
- Adını bile bilmiyorum
- I don't know her name.
- Adını bilmiyorum.
I don't know her name but they're torturing her.
Adını bilmiyorum ama ona işgence ediyorlar.
Sorry, I don't know her full name.
Üzgünüm, tam adını bilmiyorum.
Indeed, we might have, you see, if not for the fact that I've-I've just met this, uh, woman to whom I'd be glad to introduce you, except I-I don't know what her name is yet, so, uh...
Bu mümkün olabilirdi ancak gördüğünüz üzere bu bayanla tanıştım. Sizi de tanıştırmayı çok isterim. Gerçi henüz ismini bilmiyorum...
I don't know her name.
Kadının adını bilmiyorum.