I don't know how you did it traducir turco
177 traducción paralela
I don't know how you did it.
Nasıl başardınız bilmiyorum.
- Harry, you... - I don't know how he did it.
Nasıl yaptı bilmiyorum.
I don't know how the word got out that I'd sent for you but somehow it did.
Nasıl oldu bilmiyorum ama seni çağırdığım duyuldu.
I don't know how you did it, but you brought me back from the dead.
"Nasıl yaptın bilmiyorum ama beni ölüler diyarından döndürdün."
I don't know how you did it.
Bu işi nasıI becerdin anlamıyorum.
I don't know how you did it, but I thank you a million times.
Nasıl başardın bilmiyorum, ama milyonlarca kez sana teşekkür ederim.
I don't know how you did it but cheers anyway.
Nasıl becerdin bilmiyorum ama gene de tebrikler.
I don't know how you did it. But thank you for my life.
Nasıl yaptın bilmiyorum ama hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
I don't know how you did it.
Nasıl becerdin bilemiyorum.
I don't know how you did it.
Nasıl yaptınız bilmiyorum.
- I don't know how you did it, but you did!
- Nasıl yaptınız bilmiyorum ama yaptınız!
Marina, I don't know how you did it, but you were marvelous.
Marina, nasıl yaptığını bilmiyorum, ama harikaydın.
I don't know how you did it, but I approve.
Nasıl yaptın bilmiyorum, ama benden tam not aldın.
I don`t know. I guess I just picked it up somewhere. Sweetie, did Mom teach you how to do that?
Bilmiyorum.Sanırım biryerden aklımda kalmış olmalı tatlım, yoksa bunu yapmayı sana Annen mi öğretmişti?
I don't know how, but you did it.
Nasıl yaptın bilmiyorum, ama başardın.
I don't know how you did it.
Nasıl becerdin bilmiyorum.
How they did it, I don't know, but I guarantee you this- - it won't happen again.
ama sizi temin ederim bir daha aynısından çıkmayacaktır...
I don't know how you did it.
Ona yardım edemem.
[Birds Chirping] I don't know how you did it, Homer... but you certainly solved that budget crisis.
Nasıl becerdin bilmiyorum Homer ama bütçe sorununu kesinlikle hallettin.
I don't know how you did it... but I want you to keep doing it.
Nasıl becerdiğini bilmiyorum, ama aynı şekilde devam et.
I don't know how you did it, Hoss, but you pulled it off.
Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum ama başardın.
I don't know how you did it, but you did it.
Nasıl yaptın bir fikrim yok ama, başardın!
Look, I don't know how he did it, but what you saw on there is not true.
Bak, onun ne yaptığını bilmiyorum ama gördüklerin doğru değil.
I don't know how, but you did it.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama asıldın.
I don't know how you did it.
Bunu nasıl yaptın bilmiyorum.
I don't know how you did it. You managed to make Mr. Brooks seem like Harrison Ford.
Nasıl yaptığını bilmiyorum ama Bay Brooks'un Harrison Ford gibi görünmesini sağlamışsın.
I don't know how you did it, but I know it's you.
NasıI yaptın bilmiyorum, ama sensin.
I don't know how you've managed it but somehow, I'm actually pleased that all you did was make out with your best friend's girlfriend.
Nasıl becerdin bilmiyorum ama bir şekilde, en yakın arkadaşının kız arkadaşıyla ilişkiye girmene gerçekten memnun oldum.
I don't know what you did or how you did it,
Ne yaptığını ya da nasıl yaptığını bilmiyorum.
Seriously, I don't know how you did it so fast.
Gerçekten. Nasıl bu kadar hızlı çalıştın anlamadım.
Meghan, I don't know how you did it, but we're back in time.
- Meghan, nasıl yaptın bilmiyorum ama geçmişe gittik.
I don't want to know where you did it or even how it was.
Nerede yaptığınızı yada nasıl olduğunu bile bilmek istemiyorum.
I don't know how you did it, but you're gonna pay.
NasıI yaptığını bilmiyorum ama ödeyeceksin bunu.
I don't know how you did it, but you're gonna pay.
NasıI yaptığını bilmiyorum ama bedelini ödeyeceksin.
- I don't know how you did it.
Nasıl yaptın bilmiyorum.
I just don't know how you did it.
Bunu nasıl yaptığını anlayamıyorum.
And if you look into it... actually, I don't know how you would look into it but if you did find out that that is your brother's arm and leg, what would you do?
Eğer biz inceler ve... Aslında bunu nasıl inceleyeceğimizden emin değilim, ama kol ve bacağın sana ait olduğunu bulursak... Ne yapacaksın?
I don't know how you did this. But you're not gonna get away with it.
Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama paçanı kurtaramayacaksın.
Look, I don't know how he did it, but Cole somehow switched realities in his twisted attempt to get you back.
Geri almak için onun bükülmüş girişiminde Bak, ben onun yaptığını bilmiyorum, ama Cole şekilde gerçekleri açık.
I don't know how you did it.
Nasıl başardığını bilmiyorum.
I don't know how you did it, but you found me.
Nasıl becerdiniz bilmiyorum ama beni buldunuz.
I don't know how, but you did it.
Nasıl olduğunu bilmiyorum Ama sen yaptın
Look, Clark, I don't know how you did it, but if it weren't for you, I'd be at the bottom of the Mississippi right about now.
Bak Clark, nasıl yaptın bilmiyorum ama sen olmasaydın şu sıralar Mississippi'nin dibini boylamış olacaktım.
Mom, I don't know how you did it, but it zipped up perfectly.
Anne nasıl yaptığını bilmiyorum ama mükemmel oldu.
Chris, I don't know how you did it dressed as a garbage man but you pulled it off.
Chris, neden çöpçü gibi giyindiğini bilmiyorum... -... ama olayı iyi kıvırdın.
Simpson, I don't know how you're doing it, but you're out putting ten times the power our american plant ever did.
Simpson nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama Amerika'daki tesisin ürettiğinin 10 katını burada üretebiliyoruz.
But I don't know how you did it.
Ama nasıI yaptığını bilmiyorum.
I don't know how you did it, kid, but every single thing I own is now broken or missing.
Nasıl yaptığını bilmiyorum evlat ama sahip olduğum her şey kayıp veya kırık.
I don't know how you did it, but everything worked out exactly as planned.
bunu nasıl yaptığını bilmiyorum, ama her şey tam olarak planlandığı gibi gidiyor
I don't know how you did it for so long.
Bu berbet ve bu uzun süredir böyle.
You have got to give me something here, because you cannot just say that you don't want to talk about it, because I saw Lukes today, and I waved at him, and I did not know how to act.
Ya da "Annemin saçlarını kazıtıp, kabak kafaya dönüşmesini istediğine inanamıyorum" el sallaması mıydı? Saçlarımı kazıtmamı istemedi. Ondan nefret etmemelisin.