English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I don't remember that

I don't remember that traducir turco

1,562 traducción paralela
Hang on, I don't remember telling you that.
Bir dakika, size böyle bir şey demedim ki.
I don't really remember that version.
Bu versiyonunu hatırlamıyorum.
There isn't a day that I don't remember August 4th
4 Ağustos'u hatırlamadan bir günüm geçmiyor.
I don't remember you being that ugly.
Seni bu kadar çirkin hatırlamıyorum.
I don't remember that at all.
- Hiç hatırlamıyorum.
Which means that Ruthie Draper is gonna pick you up at 6 : 00, - and you're gonna have drinks! - I don't even remember Ruthie...
Ruthie Draper seni saat altıda alacak ve bir şeyler içmeye gideceksiniz
I don't remember that.
Hatırlamıyorum.
I don't remember that.
Bunu hatırlamıyorum.
I mean, you were drunk the entire time... but I can't imagine that you don't remember it.
Sürekli sarhoştun ama hatırlamamana inanamam.
Oh, I don't remember that.
Oh, bunu hatırlamıyorum.
That was his story. I don't remember anything like that.
Bu onun hikayesiydi, ben böyle bir şey hatırlamıyorum.
I don't even remember seeing that on the props list.
Bu şeyi sahne ekipmanları listesinde gördüğümü bile hatırlamıyorum.
I don't remember that name.
İsmini hatırlamadım.
I don't remember anything that happened that night.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
During the week. Do you remember what day that was? Uh, I don't know.
- Hangi gün gittiğinizi hatırlıyor musun?
I don't know why I can't remember that.
Neden hatırlayamadım bilmiyorum.
Don't even remember sleeping with that lady, but I did.
O kadınla yattığımı hatırlamıyorum bile, ama yattım.
I don't know, you're the one that said it was, you said it was fluff, remember.
Bilmiyorum, abartı olduğunu söyleyen sendin hatırlarsan.
I don't remember you having that mole before.
Bu benin sende daha önce olduğunu hatırlamıyorum.
I don't even remember you saying that.
Bunu söylediğinizi hatırlamıyorum bile.
I think it's a blessing that you don't remember.
Bence hatırlamıyor olman çok daha iyi.
I don't remember that.
Hiç hatırlamıyorum.
No, I don't remember that.
Yok, hatırlamıyorum.
I don't remember much from that day.
O günü fazla hatırlamıyorum.
Yeah, it sounds like music that maybe I would have recorded, but I don't remember doing it, so...
Eskiden kaydettiğim ama şu an hatırlamadığım bir şarkı gibi duruyor, bu yüzden...
Yeah, sometimes if I, like, don't feel like actually recording properly with a mike, I'll just do that so I can remember the notes of the song or the idea, you know.
Evet mikrofonu kullanmak istemediğim zamanlarda bunu kullanıyorum böylece notlarımı ya da o zamanki hislerimi hatırlayabiliyorum.
Look, that night I got high at the hotel, I don't even remember much.
Bak, otelde uçtuğum zamanı, çok hatırlamıyorum.
And here's the funny part, as unforgettable as that Super Bowl was, here it is 23 years later and I don't remember who won... Hell, I don't even remember who played.
Ve işte eğlenceli kısım Final Maçı ne kadar unutulmaz olsa bile yirmi üç yıl geçti ve ben kimin kazandığını bile hatırlamıyorum kahretsin, kimlerin oynadığını bile hatırlamıyorum.
I don't remember that one.
Hayır. Fermuarı takılmıştı.
How many times have I told you? I don't really remember how I felt that day or what I wore!
O gün ne hissettiğimi ya da ne giydiğimi gerçekten hatırlamıyorum.
That's funny, I don't really remember.
- Ben hatırlayamıyorum.
Honestly, I... I don't remember a lot about that time.
Doğrusu, o zamanları çok az hatırlıyorum.
hours- - hours of our lives- - many hours that are all I can think about, and you seriously don't remember?
Saatler... hayatımızdan saatler... şu an bütün düşündüğüm şey o saatler, ve sen cidden hatırlamıyor musun?
I don't remember anything about that night.
O geceyle ilgili hiç bir şey hatırlamıyorum.
I did all that, and I don't remember any of it?
Bütün bunları yaptım, ve hiç birini hatırlamıyor muyum?
I don't remember anything that happened last night.
Dün gece olanlar hakkında hiç birşey hatırlamıyorum.
I don't remember that.
Ha?
That part I don't remember so well, but, uh, I got pictures.
Birlikte banyo yapardık. O kısmını çok iyi hatırlamıyorum ama resimler var.
I don't know why I keep fooling myself into thinking that one of these years you're actually going to remember.
Neden bilmiyorum ama bir sefer de hatırlayacağını ummaya devam ediyorum.
After that, I don't remember anything.
Ondan sonra,... hiçbirsey hatırlamıyorum.
I don't remember that name.
Bu adı hatırlamıyorum.
Cause I wasn't sure it was you that was the remedial one or was it you I don't remember.4
Çünkü senin küçük kardeş olup olmadığından emin değilim ya da küçük olan sensin. Tam hatırlamıyorum.
Yeah, I don't remember that, but I'm still missing some large chunks from that year.
Onu hatırlamıyorum. O sene yaşananların büyük kısmını hatırlamıyorum.
And then, I don't know, after she was gone, I remember lying in bed for the first time and just feeling silence, you know? And then realizing that for the rest of my life it was gone.
Ve sonra, annem öldüğünde yatağıma uzandığım ilk anda sessizliği hissettiğimi ve hayatımın geri kalanı boyunca, artık onun olmayacağını farkettiğimi hatırlıyorum.
I don't really remember writing that part down on my closet doors.
Dolabın kapısına bunu yazdığımı hatırlamıyorum.
You don't remember how much I Iove you? You've forgotten that..
Seni ne kadar çok sevdiğimi hatırlamıyorsun!
My first years in college were memorable in the sense that Even if we had a thing once. I don't really remember that much.
Kolejdeki ilk yılımı şöyle bir hatırlamaya çalışıyorum, ama pek o kadar da bir şey hatırlamıyorum.
Remember, girls, that moisturized lip is essential for a great kiss, and I don't have to remind you to use mouth wash tomorrow.
Hatırlayalım, kızlar, nemli dudaklar harika bir öpücük için esastır ve yarına ağız temizliğini hatırlatmıyorum bile...
After everything that's happened, I don't want to remember him like that.
Tüm olanlardan sonra onu öyle hatırlamak istemiyorum.
I told you that I remember my mum, but I don't remember my father.
Annemi hatılrladığımı ama babamı hatırlamadığımı söyledim.
I don't remember that case.
Ama o olayı hatırlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]