I gotta tell you something traducir turco
327 traducción paralela
I gotta tell you something.
Sana bir şey söylemem lazım.
Mrs. Delle Rose, I gotta tell you something.
Bayan Delle Rose, Size şunu söyleyeceğim.
Bart, I gotta tell you something about Mary.
Bart, Mary hakkında sana birşey söylemeliyim.
I gotta tell you something, Pa.
Sana bir şey söyleyeyim baba.
You know, I gotta tell you something.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
But I gotta tell you something.
Ama sana şunu söylemeliyim.
- Listen, I gotta tell you something.
- Beni dinle, sana bir şey söyleyeceğim.
I gotta tell you something about me.
Sana benim hakkında bir şey söylemeliyim.
I gotta tell you something.
Sana bir şey söylemeliyim.
- Come on, I gotta tell you something.
- Sana birşey söyleyeceğim.
Look, I gotta tell you something.
Birşey söylemek zorundayım.
I gotta tell you something.
Birşey söylemeliyim.
Hey, I gotta tell you something.
Sana bir şey söylemeliyim.
I gotta tell you something, but swear on your mother's name that you won't tell anybody.
Bir şey söyleyeceğim, ama annenin şerefi üstüne yemin et... kimseye söylemeyeceksin.
Jane, I gotta tell you something.
- Jane sana bir şey söylemem lazım.
I gotta tell you something, you know.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I gotta tell you something about Tito
Size Tito hakkında bir şey söyleyeceğim
- Jerry, I gotta tell you something too.
- Jerry, benim de sana söylemem gereken bir şey var?
I gotta tell you something.
Sana bir şey söylemem gerek.
Dad, I gotta tell you something.
Baba sana bir şey söylemeliyim.
I know, I gonna back off but I gotta tell you something.
Geri çekiliyorum ama sana bir şey diyeceğim.
Alex, I gotta tell you something. I can't leave.
Alex sana bir şey söylemek zorundayım.
YEAH? I GOTTA TELL YOU SOMETHING.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I gotta tell you something.
Size bir şey söylemem gerek!
Look, I gotta tell you something.
Bak, sana bir şey demem gerek.
I gotta tell you something. Lloyd.
Sana bir şey söylemem lazım Lloyd.
I gotta tell you something, Wyatt.
Sana bir şey söylemeliyim Wyatt.
There's something important I gotta tell you.
Sana söylemem gereken önemli bir mevzu var.
General, I gotta tell you something.
- Başkanla konuşurum.
Before we get started, there's something I gotta tell you.
İşe koyulmadan önce sana söylemem gereken bir şey var.
Look, I gotta tell you something.
İşi yapacak.
- I've gotta tell you something.
- Sana bir şey söylemem gerek.
There is something I gotta tell you!
Size anlatmam gerekiyor!
- There's something I gotta tell you.
- Sana söylemem gereken bir şey var.
I got something I gotta tell you.
Sana bir şey söylemem gerekiyor.
There's something I gotta tell you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Charlie, there's something I gotta tell you.
- Sana söylemem gereken birşey var.
There's something I gotta tell you, man.
- Sana söylemem gereken birşey var adamım.
And I'll tell you guys something, you gotta get off the street,'cause the cops know the guys that hit The Battery will be coming through here.
Ve size şunu söyleyeyim, sokaklarda pek görünmeyin çünkü polis, Battery'i alt üst edenlerin bu tarafa geldiğini biliyor.
Let me tell you something about athletes. I mean, after a game, we've got to relax, we gotta come down.
Sana atletler hakkında birşey söyleyeyim.Bir oyun sonra rahatlayacağız.
Don't get upset, man, but there's something I gotta tell you.
Umutsuzluğa kapılma ama sana söylemem gereken bir şey var.
I got something I gotta tell you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
But before we go, there's something I gotta tell you.
Ama atlamadan önce, sana söylemem gereken bir şey var.
And I gotta tell you that, on this floor, that's really something.
...... ve biliyor musun, bu katta bu gerçekten önemli birşey!
I've gotta tell you something.
Sana bir şey söylemeliyim.
- There's something I gotta tell you!
- Sana söylemek istediğim bir şey var!
There's something I gotta tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
- Daddy, dear... there's something I've gotta tell you that's gonna give you quite a shock.
- Baba, sevgili babacığım... Sana söylemem gereken bir şey var bu sana şok gibi gelebilir.
Now, I won't tell him you're not my daughter, but you gotta do something for me.
Şimdi, ona kızım olmadığını söylemem, ama sen de benim için bir şey yaparsan.
Kayla, there's something I gotta tell you.
Kayla sana birşey söylemem gerek.
MacGyver, there's something I've gotta tell you.
- MacGyver... Sana bir şey söylemem gerek.