English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I have to go now

I have to go now traducir turco

2,021 traducción paralela
Billu, I have to go now.
Billu, şimdi gitmem gerekiyor.
I guess I have to go now.
Şimdi çıkmam gerekiyor.
- I have to go now.
- Kapatmam gerekiyor.
I have to go now and file a report.
Şimdi gidip bir rapor yazmalıyım.
I have to go now.
Şimdi gitmeliyim.
- I... I have to go now.
Artık gitmem lazım.
I have to go now.
Belliydi zaten!
I have to go now, Curly.
Artık gitmem gerek Curly.
I have to go now.
Gidiyorum.
- Yes, I have to go now.
- Evet, artık gitmem lazım.
I am, but I have to go now.
Artık kapatmalıyım.
But I have to go now.
Ama şimdi gitmem lazım.
Now, whatever plan you have in your head for getting on a date with Kat, I'm going to go out on a limb here, and I'm going to suggest that it probably isn't working based on the fact you have never actually spoken to her.
Kat'le çıkmak için kafandaki plan ne olursa olsun, sana destek olacağım, ve belki de işe yaramayacak, ta ki sen onunla konuşana dek.
Now, I don't have to go,
Şimdi, gitmeme gerek yok.
Now I have to go back to Richmond and beg her for her forgiveness and plead with her not to cancel the wedding that we have been planning for two fucking years, Tucker.
Richmond'a geri dönmek zorundayım affetmesi için ve düğünü iptal etmesin diye yalvarmak için iki yıldır bunu planlıyorduk Tucker.
Now I have to go change.
Üstümü değiştirmem gerekecek.
Now if you'll excuse me, I have to go have major surgery.
Şimdi izin verirsen girmem gereken önemli bir ameliyat var.
So now I have to go to her engagement party and her bridal shower and her bachelorette party and her wedding. And it's endless torture.
Şimdi onun nişan partisine, gelin partisine bekarlığa veda partisine ve düğününe gitmeliyim.
I have to stop at the drug store to refill a prescription, but after that, we'll go right now.
Önce eczaneye uğrayıp ilaçlarımı almam gerekiyor ama ondan sonra "hemen şimdi" insanı olacağız.
Right now. I have to go Right now.
Şimdi gitmek istiyorum.
Now if you will pardon me, I have to go pick up Jake at his mother's.
Kusuruma bakmazsan Jake'i annesinin evinden almaya gideceğim.
Because now I have to go home And put on a corset and pantyhose and a petticoat And look like one of those idiots on top of a wedding cake, and then I have to walk down the aisle and have everyone staring at me.
Çünkü şimdi eve gidip korse, kilotlu çorap ve kombinezon giyeceğim ve o düğün pastasının tepesindeki aptallara benzeyeceğim ve herkes bana bakarken kiliseyi baştan aşağı yürüyeceğim ama olsun, çünkü bugün baştan sona bir ameliyat yaptım.
But right now I have to go get ready For my absolutely nonromantic Dinner with Chuck.
Ama şimdi, Chuck'la romantik olmayan bir yemek için hazırlanmam gerek.
Listen I have... Lines to practice anyway, so I'll go now.
Benim de çalışmam gereken replikler var zaten.
I can call you, But you have to go now.
Seni ararım ama şimdi gitmen gerek.
I have to go in now.
Hemen içeri girmeliyim.
- Isabella I like you. -... but we'd have to go now!
-... ama hemen gitmeliyiz!
Now if you'll excuse me, I have to go meditate and smoke.
Şimdi izin verirsen, meditasyona gidip tüttürmem lazım.
I have to go meet my mom right now, so... I'll just give you a call later... or not.
Şimdi annemle buluşmam gerek, bu yüzden... seni daha sonra ararım... ya da aramam.
I know, but have to go back now.
Biliyorum ama geri dönmek zorundasın.
You're a child, and now I'm gonna go masturbate to pictures of your Mom, which I have.
Şimdi gidip bende olan annenin fotoğraflarına bakarak masturbasyon yapacağım..
We shouldn't have gotten into it now, because you and I - we have to go.
Şimdi yine başlamayalım. Çünkü sen ve ben, biz çıkmak zorundayız.
I know this is hard, Ahsoka, but Anakin has to stay behind, and we have to go now.
Bunun zor olduğunu biliyorum Ahsoka, fakat Anakin geride kalmalı ve biz hemen yola koyulmalıyız.
Now, if you'll excuse me, I have to go seduce a 55-year-old man.
Şimdi müsaade edersen, 55 yaşındaki bir adamı baştan çıkarmam gerekiyor.
I can't go now. I have to watch Rose.
Laboratuvara inip neler olduğuna bir bak.
Now I have to go over there and show her I'm cool with her and Don.
Şimdi oraya gidip onunla bir sorunum olmadığı göstermem gerekecek ve de Don'la.
I can't talk now, I have to go.
Şu an konuşamam, kapatmalıyım.
True subjects would have not dealt with me, Their Princess in such Violence but would petition me for that purpose now I command you Rebels to go home, and say no more and remember your allegiance, you are duly bound to to obey me, your King
Böyle bir şey yapılmış olsa bile, sadık bir halk asla bana, prenslerine, bu kadar şiddetli yöntemlerle karşı çıkmaz, hatta bu amacı gerçekleştirmem için dileklerini beyan ederlerdi. Şimdi, siz asilere, evinize dönmenizi ve başka bir şeye karışmamanızı emrediyorum! Ayrıca, bağlılığınızı hatırlayın.
But alas, there's nothing in here on "Barking Up the Wrong Tree" or even a "Turn Back Now Because This Doesn't End Well for You" section, so I'm going to have to go ahead and wing it.
Yazık ki, ne "hayal âleminde yaşama" bölümünde, ne de "geri dön, sonunda sen üzüleceksin" bölümünde uygun bir şey bulamadım.
Uh, I have to go someplace urgently, right now.
- Benim acilen bir yere gitmem lazım.
Now I have to go home and I have to cook dinner for myself?
Şimdi, birde eve gidince, kendime yemek mi yapacağım?
- Now, I have to go tell her the bad news.
- Şimdi ona kötü haberi vermeliyim. - Elbette.
Great, now I have to go back in.
Harika, şimdi içeri dönmem gerekiyor.
Now I have to go over and deal with these employees and their families.
Şimdi gidip çalışanlarla ve aileleriyle ilgilenmek zorundayım.
I have to work tomorrow and we should go now.
- Yo! Yarın da çalışmam gerek, artık bize müsaade.
I have a guest waiting. Sorry, I need to go now.
Benim şimdi misafirim var, kusura bakmayın.
Well, I don't really have to go right now.
Pekala, şu an gerçekten beceremem.
Now, if you're still in the fetal position in the morning, I'm going to have to insist you go to the emergency room.
Sabah hâlâ cenin pozisyonunda olursan o zaman acile gitmemiz konusunda ısrar edeceğim.
Now that I have this connection, I don't want to go back to the way things were.
Şimdi bu bağlantım olduğu için her şeyin eskisi gibi olmasını istemiyorum.
- Yeah, I have to go meet Vince now.
- Evet, şimdi gidip Vince ile buluşmam gerek.
Aunt Brenda, quick, I have to go to the hospital right now.
Brenda hala, acele et.Hemen şimdi hastaneye gitmeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]