I have to go to the bathroom traducir turco
552 traducción paralela
I have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmem gerekiyor.
I have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmem gerek.
I have to go to the bathroom.
Lavaboya gideceğim.
I, uh... I have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmem lazım.
I have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmeliyim.
- I have to go to the bathroom.
- Banyoya girmek zorundayım.
I have to go to the bathroom.
Banyoya gitmeliyim.
I have to go to the bathroom.
Banyoya gitmem lazım.
I have to go to the bathroom.
Lavaboya gitmem gerek.
I have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmem gerek!
And I have to go to the bathroom.
Ayrıca tuvalete gitmem gerekiyor.
Seita, I have to go to the bathroom.
Seita, tuvalete gitmem gerek.
- Mom, I have to go to the bathroom. - Hey, hey.
Anne, banyoya gitmem gerek.
- I have to go to the bathroom.
- Banyoya gitmem lazım.
I think I have to go to the bathroom.
Sanırım lavaboya gitsem iyi olur.
I have to go to the bathroom.
Çok içtim, işemeliyim.
[Anne-Marie whispering] I have to go to the bathroom.
- Tuvalete gitmem lazım.
I have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmem lazım.
I have to go to the bathroom, too.
Benim de tuvalete gitmem lazım.
Honey, I have to go to the bathroom. But don't you worry about it.
Hayatım, benim tuvalete gitmem gerek.
No more, "I have to go to the bathroom."
Artık yok, "Ben tuvalete gitmem lazım."
- I have to go to the bathroom.
- Lavaboya gitmeliyim.
I have to go to the bathroom.
Banyoya gitmem gerek.
I have to go to the bathroom. Okay.
- Lavaboya gidecegim.
- One more step and you're dead. - I have to go to the bathroom.
- bir adım daha atarsan ölürsün - tuvalete gitmem gerekiyor Bart
I have to go to the bathroom.
Lavaboya gitmem gerekiyor.
Uh, before we go up, I have to go to the bathroom.
Gitmeden önce tuvalete girmem gerek. - Hayır, George.
Excuse me, I have to go to the bathroom.
Özür dilerim, tuvalete gitmem gerekiyor.
He's sleeping, and I have to go to the bathroom.
Mışıl mışıl uyuyor ve tuvaletim geldi.
Hi, Carrie. I have to go to the bathroom.
Merhaba Carrie. tuvalete gitmeliyim.
I have to go to the bathroom.
Tuvalete gidiyorum.
- I have to go to the bathroom.
- Tuvalete girmem lâzım.
Agent Mulder, I have to go to the bathroom.
Ajan Mulder, lavaboya gitmeliyim.
Uh-oh! I think I have to go into the bathroom for a minute.
Bir dakikalığına banyoya gitmem gerek.
With the money I'm paying here do I have to jiggle every time I go to the bathroom?
O kadar para ver, ondan sonra da her seferinde sifonu çekip bırak.
- I just have to go to the bathroom.
- Lavaboya gitmeliyim.
Yeah, and I didn't have time to go to the bathroom.
Evet ve benim tuvalete gidecek vaktim olmadı.
Have fun. I remember when womens used to go to the bathroom together.
Hatırlıyorum da, kadınlar eskiden tuvalete birlikte giderlerdi.
But first, i just have to go to the bathroom.
Ama önce tuvalete gitmem gerekiyor.
Every time I put it on, you have to go to the bathroom.
Ne zaman çalsam, tuvalete gitmek zorunda kalıyorsun.
- I just have to go to the bathroom.
- ne var? - sadece banyoya gitmek istiyorum.
I really have to go to the bathroom.
Hemen tuvalete gitmeliyim.
I have to go to the bathroom.
Benim banyoya gitmem lazım.
You know, because eventually I'm gonna have to go to the bathroom.
Çünkü er geç tuvalete gitmem gerekecek.
Sure, you have to eat a bowl full of the private parts of horses but then you go to the bathroom on the lawn and somebody says you did good. That's all I wanted :
Tabi bir atın mahrem yerlerini bir kaptan yemek gerekiyor ve tuvaletini bahçeye yapıyorsun sonra biri sana aferin diyor ama yine de tek istediğim bu.
But, Peg, now I have no place to go to the bathroom!
Ama Peg, ama artık tuvalet için gidebileceğim bir yer yok.
I also have to go to the bathroom, so I'll make this quick.
Ayrıca tuvalete de gitmem gerek, O yüzden kısa keseceğim.
I really have to go to the bathroom.
Artık tuvalete gitmem şart.
I'm thinking this Duke guy walks a lot like you when you have to go to the bathroom.
Bence bu Duke denen adam sen tuvalete giderken ki gibi yürüyor.
Al, I have to go to the bathroom.
Al, tuvalete gitmem lazım.
I wouldn't have minded, but I was running home to go to the bathroom.
Başka zaman olsa önemserdim, ama evdeki tuvalete doğru koşuyordum.