I haven't seen him in traducir turco
414 traducción paralela
I haven't seen him that angry in quite a long while.
Uzun süredir onu böyle sinirli görmemiştim.
I haven't seen him but once since that night in the drugstore.
O gece eczanede gördüğümden beridir hiç görüşmedim ki.
I haven't seen him in three months.
Onu üç aydır görmedim.
I haven't seen him or been in contact with him for months!
Aylardır onunla ne görüşüyorum ne de haber alıyorum!
Mr Cedar is, and I haven't seen him in two days.
Avukat Bay Cedar ve onu iki gündür görmedim.
I haven't seen him look so peaceful in a long time.
Onu, uzun zamandır bu kadar huzurlu görmemiştim.
- I haven't seen him in a week.
- Bir haftadır görmedim onu.
I haven't seen him in months.
Aylardır görmedim onu.
I know a very good heavy. I haven't seen him in some time.
İri kıyım birini tanıyorum.Bir süredir görmedim.
"I haven't seen him at the club " or at the horse show in years. "
"Yıllardır ne kulüpte ne at yarışlarında gördüm."
Yes, but I haven't seen him in four years.
Evet, fakat onu dört yıldır görmedim.
I haven't seen him in such a state since he was kicked in the head by a polo pony.
Bir polo atı kafasını tekmelediğinden..... bu yana hiç böyle görmemiştim onu.
- I haven't seen him, not here in Spain.
- Görmedim ki, özellikle de İspanya'da.
Somebody else is watching it too. I've seen him in the dark. I haven't gotten close enough to catch him and find out who it is.
Başka biri daha gözetliyor ama kimin olduğunu öğrenemedim.
I wish I could help, but I haven't seen him since that horrible day in the hospital.
Keşke yardım edebilseydim ancak hastanedeki o korkunç günden sonra onu bir daha görmedim.
- No, I haven't seen him in ages.
- Hayır, uzun zamandır görmedim.
I haven't seen him this chipper in years.
Onu yıllardır böyle neşeli görmedim.
I haven't seen him in... must be (... ) years, oh, you know canon Jones, don't you?
Onu yıllardır görmedim. Oh, rahip Jones'u tanıyorsun, değil mi?
I haven't seen him in a while.
Yıllardır onu görmüyorum.
I haven't seen him in ten years, but he writes constantly.
10 yıldır onu görmedim ama bana sürekli yazar.
- I haven't seen him in ages.
- Uzun süredir görüşmedik.
I haven't seen him in ten years... but if Zato...
Onu on yıldır görmüyorum... Fakat eğer sen bile, Zato- -
I haven't seen him in three months.
Üç aydır görmedim.
Haven't seen him in years, yet I always feel he's out there doing something I'd rather not know about.
Yıllardır kendisini görmedim, ama ortalıkta bilmediğim bir şeyler yapmakta olduğunu hep hissediyordum.
I haven't seen him in years.
Bunu isteyemem.
Yes, but I haven't seen him in years.
Evet, ama senelerdir onu görmüyordum!
I haven't seen him in a decade, Taffy.
Onu 10 yıldır görmedim, Taffy.
I haven't seen him for more than two minutes in three days.
Onu 3 günde iki dakikadan çok görmedim.
- I haven't seen him in three years.
- Onu üç yıldır görmüyorum.
- I haven't seen him in 25.
Ama 25 yıldır görmüyorum. Öyle mi?
If you don't tell us where the golden snake is... you'll not leave here today I am not related to him in any way I haven't even seen him
Eğer Altın Yılanın yerini söylemezsen burdan canlı çıkamazsın Onunla tanışıklığım olmadı...
I haven't seen him in years. He told me you were friends. RUPERT :
Onu yıllardır görmüyordum bana sizin arkadaşınız olduğunu söyledi.
I haven't seen him since he was in the hospital being born.
Onu hastanedeki doğumundan bu yana görmemiştim.
I don't know, I haven't seen him in over 4 years.
Bilmem, onu 4 yıldan uzun süredir görmüyorum.
I haven't seen him in 30 years.
Onu 30 yıldır görmüyorum.
He took off. I haven't seen him in a week.
Beni terk etti, bir hafta oluyor.
I haven't seen him in a few days, but you might want to try him at the car lot on the next block over.
Onu bir kaç gündür görmedim, ama yan sokaktaki otoparka bakabilirsiniz.
I HAVEN'T SEEN HIM IN 2 OR 3 YEARS. 2 OR 3 YEARS?
2. 3 yıldır pek birbirimizi görmemiştik.
I haven't seen him look this good in years.
Yıllardır, ona bu kadar iyi bakanı görmedim.
Yeah, we were in, uh, sixth grade together. Uh, but I haven't seen him since then.
6. sınıfta birlikteydik ama o zamandan beri görmedim.
I haven't seen him in many days.
Onu birkaç gün görmedim.
About tony... i haven't seen him in... 12... 13 years, you know?
Onu 12, 13 seneden... beri görmüyorum... biliyor musun?
I haven't seen him in a while and I've never been here before, but I will bet my bile duct that he's got some kind of success manual behind the bar.
Onu uzun süredir görmüyorum ve buraya ilk kez geliyorum ama... bahse girerim barın altında bir yerde bir tür "başarı kitabı" vardır.
He's back in town and, well, I haven't seen him for a while.
Şehre döndü. Onu uzun zamandır görmemiştim.
No, I haven't seen him in a few weeks.
Hayır, onu birkaç haftadır görmedim!
I haven't seen him in a lifetime.
Görüşmeyeli neredeyse yıllar oldu.
I haven't seen him in so long.
Uzun zamandır görmedim onu.
I haven't seen him in a long time.
Onu uzun zamandır görmüyorum.
- No. That's my husband, but I haven't seen him in months.
O benim kocam, ama aylardır hiç görmedim.
- I haven't seen him in months.
- Aylardır onu görmüyorum.
I haven't seen him in months.
Onu aylardır görmedim.