I just can't do this traducir turco
353 traducción paralela
I guess it was the wrong thing to do, but I just can't seem to get this thing out of my head.
Sanırım yanlış bir iş yaptım ama tüm bu şeyleri aklımdan bir türlü çıkartamıyorum.
I do everything I can to help this idiot avoid looking ridiculous... but someone who can't even manage to kill herself is just pathetic!
Bu ahmak rezil olmasın diye yapabileceğim her şeyi yaptım ama kendini öldürmeyi bile beceremeyen biri, ümitsiz vakadır.
I just can't do this any more.
Böyle sürdüremeyiz.
you can't do this to me funny, I thought I just did it bye now
Bunu bana yapamazsın. Komik, sanırım yaptım bile. Hoş çakal.
I just can't do this.
Ben yapamayacağım.
I just can't imagine who would do this thing.
Bunu yapabilecek biri aklıma gelmiyor.
We are going to this reunion, and you're gonna be proud of me, and I am gonna be proud of you, because when people ask what you do for a living, you're going to say you're a garbage man. Peg, I don't want to go to the reunion. Can't we just forget about the good times and get on with our lives?
ve, Steve, sen de çıplak Don Johnson'dın, ve bir tren tünelden geçti ve evimiz yok olmuştu.
I just can't do this.
Bunu yapamam.
I just can't do this any more.
Bunu daha fazla yapamayacağım, efendim.
I don't know about this. Why can't Will just do it?
Bilmiyorum, neden bu işi Will yapmıyor ki?
All right, brain. You don't like me, and I don't like you... but let's just do this and I can get back to killing you with beer.
Pekala beynim, sen benden hoşlanmıyorsun ben de senden ama şimdi şu testi yap ve ben de seni birayla öldürmeye devam edebileyim.
I just can't do this anymore.
Sadece buna artık katlanamıyorum.
You saw that I tried, but I just can't do this anymore.
Denediğimi gördün ama buna daha fazla katlanamam.
I just feel like I can't do this in December.
Bu aralıkta evlenebileceğimi sanmıyorum.
I just can't do this. I
Bunu yapamam.
I just don't think you can say, "If I do this, then that will happen."
"Böyle yaparsam şöyle olur" diyemezsin bence.
Look, I-I just can't do this, it's really too embarrassing for me.
Benim için utanç verici.
I don't wanna do this anymore, honey. I can't. I just-
Bunu daha fazla yapmak istemiyorum, tatlım.
I can't do this anymore. - I just can't.
- Bunu artık yapamam.
If I don't think about 14 down, then I'm just gonna have a nervous breakdown in this elevator, and I can't do that right now.
Yukarıdan aşağıya 1 4'ü düşünmezsem sinir krizi geçireceğim. Şu an bunu yapamam.
"l can do this, I can do that." Why doesn't the stuff just shut up?
"Bunu yapabilirim, şunu yapabilirim." Neden sadece susmuyor?
We don't have to do anything'cause, look, I can just wear this over the front.
hiç bir şey yapmamıza gerek yok. Çünkü bakın.Bunu böyle kapatırım.
It's just this improvisational- - I can't do it.
Ama bu "doğaçlama" işini yapamıyorum.
- I can't do this, I'm sorry. I just can't.
- Bunu yapamam, üzgünüm. yapamam.
I got to do something - I can't just stand out here like this.
Bir şeyler yapmalıyım Burada öylece duramam.
I can't do this to him. I can't stick him in some crappy place where they're gonna just prop him up in a chair and pump him full of Jell-O.
Onu her saniye bir sandalyede oturtacakları ve devamlı jöle yedirtecekleri berbat bir yere bırakamam.
I opened my eyes, and I... and I saw your face, and I realized I just... I can't do this.
gözlerimi açtım, ve ben... ve ben yüzünü gördüm, ve bunu yapacağıma karar verdim.
I just can't do this.
Sanırım bunu yapamayacağım.
All right. I have just got to tell you this straight off, i can't do this.
Pekala, bunu başta söylemeliyim.
If she doesn't think I can do this, it's just gonna give her one more thing to worry about.
Eğer bunu yapamayacağımı düşünürse, ona sadece endişelenecek birşey daha vermiş olurum.
I sure do wish I could finish all this chocolate batter on my finger. But I just can't! Oh!
Parmağımdaki çikolatanın hepsini bitirebilmeyi çok isterdim ama maalesef, sanırım yapabilirim bye.
( scoffs ) I just- - I don't know if I can do this.
Sadece bunu yapabilir miyim bilmiyorum.
Just don't think I am complaining about this or asking for your help because there's nothing anyone can do.
Yalnız size mızmızlandığımı sanmayın ya da yardımınızı istediğimi falan çünkü dünyada bana yardım edebilecek kimse yok.
- I know you can do this. - I just can't!
Bunu yapabildiğini biliyorum.Ben yapamam!
Listen, I can't do this right now'cause I just promised my mother I would take a walk.
Dinle, şu an bunu yapamam. Çünkü anneme yürüyüşe çıkacağıma söz verdim.
I... I just... I can't do this anymore.
Artık.. artık daha fazla yapamam.
I'm sorry. I just can't do this today.
Üzgünüm bugün devam edemeyeceğim.
I can do this. You just don't think...
Yani şey düşünmüyorsun...
Why? - I just can't do this.
- Bunu yapamam.
I can't do this. Just let me off right now, please.
Bunu yapamayacağım!
Katlin, you know, I just don ´ t think I can do this anymore.
Katlin biliyormusun? Ben artık bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
" " I just can't fucking do this now.
" Bu Ianet tekmeyi şu an atamıyorum.
I can't do this. I just...
Ben bunu yapamayacağım.
You know, just because I'm moving out doesn't mean we still can't do this.
Başka bir yere taşınmam hala bunu yapamayacağımız anlamına gelmiyor.
- I just can't do this.
- Yapamam işte.
Yeah, I do. I just- - I just- - can't get past this.
Ben de istiyorum ama bunu bir türlü aklımdan çıkaramıyorum.
Oh, I just can't believe Midge would do this... after all the years we've been friends.
Onca yıllık arkadaşlığımızdan sonra Midge'in bize bunu yaptığına inanamıyorum.
He's been driving me nuts, living in that car, and I just can't wait to get the hell out of this park and finally do something productive with my life.
O arabada yaşamasıyla falan beni deli ediyor ve bu parktan siktir olup gidip sonunda kendi hayatımla... üretken bir şeyler yapmak için sabırsızlanıyorum.
At first... I just wanted to catch the motherfuckers that shot at me... but now I think I can solve this case... and if I do it before the Miami police do it... that publicity right there'd be everything I need... to get my business off the ground.
İlk başlarda, sadece bana ateş eden alçakları yakalamak istiyordum ama şimdi bu davayı çözebileceğimi düşünüyorum ve eğer bunu Miami polisi yapmadan önce yaparsam oradaki bu tanıtım işimi karaya çıkarmak için ihtiyacım olan her şey sağlar.
Penny, I just can't do this right now, okay?
Şimdi bunu hiç çekemem, tamam mı?
I can't just watch this on TV. I wanna do something.
Olanları sadece TV'den seyredemem.