English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I just don't like it

I just don't like it traducir turco

1,174 traducción paralela
Instead of our normal thing, we're just gonna sit back and enjoy some holiday songs! And, if you don't like it, well, I guess you can suck my tiny little balls!
Normal şeyin yerine, oturup arkamıza yaslanacağız ve bir kaç tatil şarkısı dinleyeceğiz, Ve eğer beğenmezseniz benim ufacık taşaklarımı yalayabilirsiniz
Don't get me wrong, I don't mind having a chinwag with a honey, but I just like to do it after waggling her chin, you know what I mean?
Beni yanlış anlamayın, balla yapılanı da severim ama ben bunu çenesini salladıktan sonra yapmayı severim, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
It's just that when I feel bad... I don't cry like a little girl.
Yanlızca ben kendimi kötü hissettiğimde küçük bir kız çocuğu gibi ağlamıyorum.
I just don't think it's right... keeping him under wraps... like we was ashamed of him.
Bence utanıyormuşuz gibi üstünü örtmemiz doğru değil.
I just don't feel like it.
Öyle hissediyorum.
I don't judge about it intellectually. I just don't want to be like my mom.
Entellektüel olarak bunu yargılamayacağım, sadece annem gibi olmak istemiyorum.
I just don't like it playing with Jennifer, that's all.
Jennifer ile oynamasını istemiyorum. Bunu güvenli bulmuyorum.
I nearly killed myself the last 5 years... to get it, and then lose it, just like that. I don't want to lose it.
Kaybetmek istemiyorum.
- I don't know. I just like to say it.
Sadece söylemek hoşuma gidiyor.
No, it's not like I don't mean that, I mean - It's just sort of complicated, and I can't really explain.
Durumlar biraz karışık ve açıklamam zor.
- Minus a two weeks when I'm ill and another two because I just don't fucking feel like it.
2 hafta düş, hastalık falan... 2 hafta da canım istemediği için gitmem...
Just think what it was like for people during the siege. I don't think we have the right to complain. Madame, youdon't have the right to complain.
Yeni seçilen,... eyaletleri temsil eden, Ulusal Meclis'in, örneğin kiraların ödenmesi gibi,... saçmasapan kararname ve yasalar çıkarmış olması utanç verici bir şey!
I don't know, it's just it always seems like it starts raining right about now.
Bilemiyorum. Her an yağmur yağmaya başlayacakmış gibi geliyor.
I don't know, it just seems like somebody's dropping signs right in front of me. Literally.
Bilmiyorum, birileri önüme işaret bırakıyor gibi gözüküyor.
I mean, I don't want to give it up. It's just that I don't really feel like I'm ready to- -
Vazgeçmek istemiyorum ama hazır değilim galiba.
I was wrong and you were right, and I'm not just saying that so we don't have to talk about it anymore, like at home.
Ben haksızdım, sen haklıydın, ve bunda ciddiyim. Böylelikle evdeki gibi kavga etmek zorunda değiliz.
I understand. It's just that I like to see you with them, because I don't get to see you like that anymore.
Sadece seni onlarla birlikte görmek istedim çünkü artık seni o şekilde göremiyorum.
I'm just saying it's not like they don't have a point.
Diyorum ki haksız sayılmazlar.
Oh, when I see a card I like, I just buy it, even if I don't need it.
Hoşuma giden bir kart gördügümde ihtiyacım olmasa bile alıyorum.
I don't know it just sounds like one hell of a party.
- Bilmiyorum, ama sağlam bir parti var gibi.
I just don't feel like it.
Ama canım istemiyor.
No, I just don't like it up there.
Hayır. Sadece ben burayı sevmiyorum.
I just don't like it that you fucked her!
Sadece onu becermiş olman hoşuma gitmiyor!
I just don't want... I just don't want it to be like everybody else.
Diğerlerininki gibi olsun istemiyorum.
I don't know man, it's like, I'm just so tight.
Bilmiyorum, dostum. Yani, o kadar gerginim ki.
I don't understand how she could have accepted it just like that.
Hem bu yüzüğü nasıl öylece kabul ediverdiğini de anlayamıyorum.
- Dismiss me like I don't exist. It is not just you.
Beni burada yokmuşum gibi görmezden geliyorsun.
I don't know what it is, but people just don't seem to send thank you notes like they used to.
Nedendir bilmiyorum ama insanlar artık eskisi kadar sık teşekkür notu yollamıyor bence.
Just like you people, sucking all the sweet juices and then spitting it out You think I don't know?
Sizin gibi hasta insanlar, meyvenin suyunu içip posasını tükürür. Bilmiyor muyum sanki?
Nothing. I just don't feel like it.
Bir şey yok, canım gitmek istemiyor.
It's just, I don't fuckin'like you.
Yalnizca, senden hoşlanmiyorum.
However, just because I don't like a law it's not up to me to substitute my judgment for legislative intent.
Bununla beraber, sadece yasayı beğenmiyorum diye yasamanın amacı üstüne kendi yargımı koymak beni aşar.
I just don't like to see Summers women take it so hard on the chin, is all.
Summers kadınlarını üzgün görmek hoşuma gitmiyor hepsi bu.
to prove it. Just like I said before, guys don't go at it and fight like gingerbread men, you know?
- Daha önce söylediğim gibi erkekler birbirine girince kollarını açarak dövüşür.
It's just that ever since Piper got married and you hooked up with Cole, I feel like I don't have to watch out for you guys as much.
Sadece Piper evlendiğinden sen de Cole'la beraber olduğundan beri sizi daha fazla kollamama gerekmiyor gibi hissediyorum.
Pace, it's just a weekend, and I really don't want to spend it... -... like we spent the past week.
Pace, bu hafta sonunu da geçen haftasonu gibi geçirmek istemiyorum.
I don't want you to just accept it like that's the way it's supposed to be!
Durumu olduğu gibi öylece kabul et istemiyorum!
No. It just seems like you're always implying that I don't keep a clean house.
Hayır, sanki daima evi temiz tutmadığımı ima eder gibisin.
I like hangin'out with you and all, it's just that I don't want a romantic relationship.
Seninle takılmayı seviyorum,... ama aramızda duygusal bir bağ olmasını istemiyorum.
It's like, you know what? I'll bring my own coffee, thank you. Just don't charge me up the wazoo.
Kendi kahvemi getiririm yeter ki siz faturamı kabartmayın durumu.
I don't know if he wanted to. It seems like he was just trying to help his mom save their house.
Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama annesinin evinden ipoteği kaldırmak istiyormuş gibi görünüyor.
No, I don't, but it's just like you to blame me for this.
Hayır, bunu yapmadım. Ama beni suçlamanız normal.
I don't just mean in a spiritual or religious sense, but actually to experience the future and live, you know, on and on... and on, and know what it's like to live forever.
Dini ya da ruhani anlamda olanı kastetmiyorum, Ama geleceği yaşamak Ve yaşamak, hep hep hep...
I just don't understand why people like it.
İnsanların bunu neden sevdiğini anlamıyorum.
No, no, it's just that I don't like them, that's all.
Hayır, hayır, sadece hoşuma gitmediler, hepsi bu.
I don't like to, I just like to put it down, bang, two halves.
Ben bunları sevmem. Patatesi koyar, ikiye bölerim.
I just don't see why we can't watch it now like normal people.
Anlayamıyorum niye normal insanlar gibi şimdi izleyemiyoruz.
I just don't feel like it right now. You don't fe...
- Şu anda canım hiç istemiyor.
MAYBE I JUST DON'T FEEL LIKE PLANTING MY HEELS ON THE CEILING AND YELLING, "COME AND GET IT."
Belki ben ayaklarımı yukarı dikip, "Gelin alın!" diye bağırmak istemiyorum.
He just walked away like it doesn't matter... like I don't matter.
Sanki önemli değilmiş gibi çekip gitti, sanki ben önemli değilmişim gibi.
I don't even get that, It's like, they're just selling you back to yourself,
Anlamak bile istemiyorum. Bu... sana kendini tekrar satmaları gibi bir şey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]