I knew it was you traducir turco
1,048 traducción paralela
I knew it was you.
Sen olduğunu biliyordum.
I knew it was you.
Sizsiniz sandım.
I knew it was you all the time.
Baştan beri sen olduğunu biliyordum.
And then the war busted loose : The next time I saw you, I knew it was you immediately, and -
Sonra savaş bastırdı.Bir dahaki sefer seni gördüğümde, biliyordum ki sen derhal...
I knew it was you!
Evet, seni hemen tanıdım.
I knew it was you.
Sen olduğunu anladım.
It was easy once I knew it was you.
Bu kolay oldu.
I knew it was you.
Biliyordum! Sen olduğunu biliyordum.
I knew it was you.
Seni tanımıştım.
I knew it was you right away.
Seni görür görmez tanıdım.
I knew it was you all the time.
Başından beri senin olduğunu biliyordum.
I knew it was you all along. I knew! I did!
Başından beri siz olduğunuzu biliyordum!
I tell you, Spock, I was waiting for the robot to finish the processing and the next thing I knew, it was gone and so was the ryetalyn.
Diyorum ya, robotun işlemeyi bitirmesini bekliyordum ve bir anda gitti, ryetalyn de öyle.
Today when I first knew it was your ship that followed us, I thought of you and wondered what I would find.
Bizi takip edenin senin gemin olduğunu öğrendiğimde seni düşündüm ve neyle karşılaşacağımı.
Well, I saw you looking around for something and I wondered what it was. And all of a sudden I knew.
Şey, bir şey aradığınızı gördüm ve ne olduğunu merak ettim.
I heard the racket and knew it was you.
Patırtıyı duydum ve sen olduğunu anladım.
I knew he'd come running to you, you'd tell him it was all true, and then you'd go to bed with him.
O zaman senin yanına gelir ona hepsinin doğru olduğunu söyler ve sonra onu yatağına alırsın.
The suicide of the Ikoma Clansmen was inexplicable as I knew nothing about their claim, but when seen as a plot by you to effect my downfall, it all makes sense!
Ikoma Klanı üyelerinin isteklerini bilmediğimden intihârları açıklanamaz ama makamımdan edilmem için çevirdiğin entrikayı görünce, hepsi manâ kazanıyor.
I wouldn't take you there unless I knew it was all right.
Sorun olmadığını bilmesem, seni hiç buraya getirir miyim?
What I liked about it was that it sounded like you knew who you were.
Hoşlandığım şey kim olduğunu biliyor gibi davranmandı.
You knew I was looking for it.
Sinirlenmeyin.
At first I loved you without knowing it. And when I knew it, it was already over for you.
Ve bunu fark ettiğim zaman sizin için çoktan bitmişti.
Well, I knew that you weren't here... How was it again? "Seufement pour les vacaxaces, man ami."
Buraya sadece tatil için gelmediğini biliyordum.
When I was in third grade I knew a girl that looked enough like you it makes my memory water.
İlkokul üçüncü sınıftayken tıpkı sana benzeyen bir kız tanıyordum. Hafızam tahrik oldu.
When you walked through the door, I knew I couldn't go through with it, that no matter what the price, I was willing to pay it.
Sen kapıdan içeri girdiğinde, bunu yapamayacağımı bedeli her ne olursa olsun ödemeye razı olduğumu biliyordum.
I tried to call you on the phone, but... it was busy so I knew that was two hours'worth of...
Seni telefonla aramaya çalıştım ama hep meşguldü. Birkaç saat daha konuşacağını biliyordum.
Later I knew that he was the one who wanted to do so I don't want to let this rascal get away with it so easily I can only promise you that we will settle our grudges after we have eliminated Cao Feng
Sonradan anladım ki asıl güç delisi oymuş aslında Yaptıkları cezasız kalmamalı! ona ödetmek gerek!
I knew it was too good to last. I'll see you, Bernadette.
Sonunda iyi olacağını biliyordum.
And I was young, I was playing and I wasn't, you know, too sure- - l knew what I was doing, but I just didn't know should I grab the wire or not, I don't know if I grabbed it or not, but I know I just, you know, got hurt.
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
I knew it was you.
Siz olduğunuzu hep biliyordum.
I always knew you were guilty, but I went along with you because I thought it was an unpremeditated crime of passion.
Sizin bir katil olduğunuzu hep biliyordum hatta hikayenize inanmış gibi..... yapsam da yine de bunun bir aşk cinayeti olduğuna inanıyordum.
If I knew what it was, I could tell you.
Bunun ne olduğunu bilsem söyleyebilirdim.
I only knew it was you after I kicked you and you didn't scream.
Tekmeledikten sonra sen olduğunu farkettim. ve bağırmadın.
You knew about him all this time and you've been acting like it was something I made up?
Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum bir şeymiş gibi mi davranıyordun bana?
You knew I was gonna need that, and you had it all ready.
İhtiyacım olduğunu önceden biliyordun ve çoktan temin etmiştin.
I knew it! I told you this was a great place. Come on.
Buranın çok güzel bir yer olduğunu söylemiştim.
You know what? As soon as I saw her, I knew it was going to marry her.
Onu gördüğüm an, evleneceğim kızın o olduğunu anlamıştım.
I was choking here, you knew it.
Burada boğuluyordum, bunu biliyordun.
You know, I never knew what it was like to have a father.
Bir babaya sahip olmanın neye benzediğini hiç bilmedim.
then maybe it's time you knew something about him.
I DON'T KNOW WHERE? ? THEY TOLD ME THEY WOULD TELL ME WHERE THAT WAS?
I knew it was gonna worry you and you'd come out here and look for the parachute.
Endişelenip paraşüte bakmak için buraya geleceğinizi biliyordum.
I just wondered if you knew what it was like to go through your whole life with a tattoo of "Peggy" on your arm.
Kolunda Peggy yazısıyla bir ömrün nasıl alt üst olduğunu biliyor musunuz diye merak etmiştim.
I was wondering if maybe, you knew something about it.
Acaba sen bir şeyler biliyor olabilir misin?
That's why I was sure that you knew of it.
İşte bu yüzden ben de sana soruyorum ya.
What would you say if you knew it was me who brought down Bill Parrish?
Bill Parrish'i yıkan kişinin ben olduğumu bilseydin ne derdin peki?
I mean no one knew who anyone was it was a little weird you know it's sort of like the first day of school the first day of camp you know I was sort of uh-uh super nervous and intimidated I didn't talk to anyone
Kimse kimseyi tanımıyordu. - Çok garipti. Okulun ilk günü ya da kampın ilk günlü gibiydi.
- I knew it was the place for you.
Tam sizin yeriniz. - Tam düşündüğüm gibi.
Mr. Ward, I don't know if you knew it or not, but I was a sheriff in a little Mississippi town just like this.
Buna benzer küçük bir Mississippi kasabasında şeriftim.
I knew you'd change your mind. What was it, huh? The money?
Tamam, hemen konuya girelim, olmaz mı?
I just knew it was you.
Sen olduğunu biliyordum.
And when you noticed that I was hiding behind the salted cod and winked, ah, I knew it was kismet.
Morina balıklarının arkasında saklandığımı farkettiğinde bunun kader olduğunu anladım.