I know it's not your fault traducir turco
101 traducción paralela
It's not your fault, I know that.
Bu senin hatan değil. Nedir bilirim.
You know, Peg I tried to get you the watch. It's not my fault. It's never your fault.
Hırsız bana ateş etti, bende karşılık verdim ve zavallı Bella arada kaldı ve çapraz ateşte vuruldu.
I know I'm not dealing with this very well... but it's not your fault, and...
Çok güzel şeyler yapmadığımın farkındayım fakat bu senin hatan değil ve...
Look I don't know why this is happening but I know it's not your fault.
Bak bunlar niye oluyor bilmiyorum ama senin suçun değil, biliyorum.
You know, I adore doctors, but I must say, if it is an epidemic this gay plague thing, it's your fault for not stopping it, not mine.
Biliyorsun doktorlara taparım.. fakat söylemeliyim ki eğer bu bir salgınsa bu gay vebası şeyi. Onu durduramamak sizin hatanız ; benim değil.
I know it's not your fault.
Senin hatan olmadığını biliyorum.
You know, it's not your fault. I didn't mean to hit you both barrels.
Bu senin suçun.
- I know. It's not your fault.
- Bu senin suçun değil.
I mean, look, it's not your fault, you know.
Olanlar senin suçun değil.
I mean, even when you know it's not your fault... there's this little voice insideyour head - It's loud for a little voice - and it says you're just a big honkin'loser.
Yani, her ne kadar bunun kendi suçun olmadığını bilsen de kafanın içinde küçük bir ses - küçük bir ses için gerçekten gürültülü - senin kocaman bir ezik olduğunu söylüyor.
I know that, it's not your fault.
Anlıyorum, senin hatan değil.
Mr. Vitti, I know it's not your fault but shouldn't we take this up with our insurance companies?
Sizin hatanız olmadığını biliyorum. Ama sigortayla halletmemiz gerekmez mi?
- I didn't know this would happen. - It's not your fault.
- Böyle birşeyi hiç düşünmemiştim.
I know it's not your fault. I understand that.
Bunu anlıyorum.
- I know it's not your fault.
Biliyorum bu sizin hatanız değil.
- I know it's not your fault - Yeah, this is like the seventh time Lucy's dumped him since he's gotten out of jail.
Hapisten çıktığından beri Lucy onu yedinci kez terk ediyor.
No words will fix it, but I know it's not your fault.
Kelimeler bunu telafi etmeyecek, ama senin hatan olmadığını biliyorum.
I know you've been abused. It's not your fault.
Kötü muamele görmeniz sizin suçunuz değildi.
Yeah, I know, and it's not your fault.
Evet biliyorum ve bu senin hatan değil.
I'm not blaming you. lt's not your fault and it's not my fault. lt's just... I don't know.
Seni suçlamıyorum. Senin suçun değil ve benim suçum da değil. Sadece- -
And I know it's not your fault.
Ve bu senin hatan değil biliyorum.
well, I.... I know it's not your fault, but....
Senin suçun olmadığını biliyorum ama...
I know it's not your fault but let's face it, it's my dad who feeds us.
Biliyorum senin suçun değil, ama artık bununla yüzleşmelisin. O bizim eve bakan kişi, benim babam.
I know you blame me for what's happening with your father, but... it's not entirely my fault, and I need you to understand that.
Babanla olanlar konusunda beni suçladığını biliyorum, ama bu tamamen benim suçum değil ve beni anlamanı istiyorum.
I know it's not your fault.
Bunun senin suçun olmadığını biliyorum.
- I know, it's not your doctor's fault.
- Biliyorum. Doktor hatası yok.
I wanted to let you know, it's not your fault.
Bunun senin hatan olmadığını bilmeni istedim.
I know. No, it's not your fault.
Evet, tabii sizin hatanız değil.
As far as I know, there are no species in the galaxy... that have mastered the art of mixing romance and vocation. It " s not your fault.
Senin hatan değil.
- It's not your fault. I know that.
- Senin hatan olmadığını biliyorum.
People die, and I know that's not your fault, but I can't be a part of it.
İnsanlar ölüyor ve bunun senin hatan olmadığını biliyorum. Ama bunun bir parçası olamam.
Don't humor me, and don't tell me it's not your fault, 'Cause I know every squirmy little face you got.
Alttan alma ve bana bunun senin hatan olmadığını söyleme çünkü bütün iğrenç tavırlarını biliyorum.
I know it's hard, but you gotta remember it's not your fault, it was just an accident.
Biliyorum çok zor ama unutmayın bu sizin hatanız değildi, O sadece bir kazaydı.
- It's not your fault. - I know.
- Senin suçun değildi.
- It's not your fault. - I know.
- Biliyorum.
But I know that it's not your fault.
Bunun Keiichi-kun'un suçu olmadığını biliyorum.
I know it's not your fault.
Keiichi-kun'un yanlış bir şey yapmadığını biliyorum.
I know it's not your fault, obviously you didn't make it up, but please, it makes us look like pod people.
Biliyorum senin hatan değil, açıkçası beceremedin, fakat lütfen, Bu bizi podyumluk ailelerdenmişiz gibi gösterir.
It's not your fault, it's just Jimmy. I know.
Tabi, şu senin yapmamamı istediğin bahis işinden kazandığımı mı?
I know.It's not your fault.
Farkındayım. Bu senin hatan değil.
It's not fair and I know it's not your fault. I know there's nothing going on between you and George.
Biliyorum bu adil değil, ve biliyorum senin suçun da değil, ve biliyorum ki George'la aranızda bir şey yok.
It's not your fault. I know.
Senin suçun değil.
But I know now it's not your fault.
Ama benim hatam olmadığını biliyorum.
I just wanted you to know that Jessi didn't take the money, and it's not your fault either.
Parayı Jessi'nin almadığını bilmeni istiyorum. Bizim hatamız da değildi.
Because it's not. It's nobody's fault. But I just thought that if I got to know you and your family better, maybe I could help bring you guys back together.
Kimsenin hatası yok fakat düşündüm ki sizi ve ailenizi daha iyi tanırsam, belki barışmanıza yardımcı olabilirim.
I know it's not your fault, Muk Mu.
Biliyorum, bu senin hatan değil, Muk Mu.
I know it's not your fault, Lucia.
Senin hatan olmadığını biliyorum, Lucia.
Jason... I know that your mom is hurting you. And I want you to know that it's not your fault.
Jason, annenin seni incittiğini biliyorum ve bilmeni istiyorum ki bu senin hatan değildi.
I know it's not an excuse and it's not your fault.
Biliyorum, bu bir bahane olamaz ve senin suçun değildi.
I know it's not your fault.
Biliyorum suçun yok.
"Laurie, I don't know a lot. But this whole thing with you and Smith. It's not your fault."
Laurie, fazla bir bilgim yok,... ama senin ve Smith'in arasında olan bütün olaylar senin suçun değil.