I love you with all my heart traducir turco
138 traducción paralela
But I love you with all my heart.
Fakat seni tüm kalbimle seviyorum.
I love you with all my heart.
Seni tüm kalbimle seviyorum.
I only wanted to warn you, because I love you with all my heart.
Seni uyarıyorum, çünkü bütün kalbimle seni seviyorum.
I love you with all my heart.
Seni bütün kalbimle seviyorum.
I love you with all my heart and I want to belong to you.
Sen sevgisin, İnancımız!
I love you with all my heart. I love you.
Hem de tüm kalbimle seviyorum.
I love you with all my heart and soul.
Seni tüm kalbimle ve ruhumla seviyorum.
You're a nasty piece of work but I love you with all my heart.
Tam orospu çocuğusun ama seni bütün kalbimle seviyorum.
I love You with all my heart and I hope You don't hate me more than You do.
Seni bütün kalbimle seviyorum ve umarım ki sen de benden çok nefret etmiyorsundur.
I love you with all my heart.
- Ne kadar? - Seni bütün kalbimle seviyorum.
I love you, I love you with all my heart... but you lead an absurd life.
Seni seviyorum, tüm kalbimle seviyorum seni ama saçma sapan bir yaşam sürüyorsun.
I love you with all my heart, too.
Seni çok seviyorum...
I love you with all my heart You are my reason for living, are all
Her gün uyanmamın sebebi sensin Sen benim herşeyimsin. - Craig...
I LOVE YOU WITH ALL MY HEART.
Seni tüm kalbimle seviyorum.
- Jerome, I love you with all my heart.
- Jerome, seni tüm kalbimle seviyorum.
I love you with all my heart, and I know you love me back.
Seni tüm kalbimle seviyorum ve beni sevdiğini biliyorum.
I love you with all my heart, my soul, my mind
Seni bütün kalbimle, ruhumla, her şeyimle seviyorum.
I love you with all my heart,
Seni tüm kalbimle sevdim.
I love you with all my heart and I'll do anything to work through this because I don't wanna lose you.
Seni tüm kalbimle seviyorum. Bu ilişkiyi yürütmek için yapmam gereken her şeyi yaparım. Çünkü seni kaybetmek istemiyorum.
I love you with all my heart!
Seni bütün kalbimle seviyorum!
Now, you know I love you with all my heart, Hank, but I think if I didn't have my cigarettes,
Biliyorsun seni tüm kalbimle seviyorum, Hank. Ama sigara içmiyor olsaydım seninle dövüşmek zorunda olurdum.
I love you with all my heart, and you would make me the happiest man in the world if you'd be my wife.
Seni tüm kalbimle seviyorum, Ve sen beni dünyanın en mutlu insanı yapacaksın, Eğer karım olursan.
I love you with all my heart.
Sizi bütün kalbimle seviyorum.
Ma, I love you with all my heart, and you know I do.
Seni çok seviyorum anne, bunu biliyorsun.
I love you with all my heart and I bid you never forget it.
Seni tüm kalbimle seviyorum ve dilerim bunu hiç unutturmayacağım.
I love you with all my heart.
Seni seviyorum. Tüm kalbimle.
I love you with all my heart and I can't imagine my life without you.
Seni tüm kalbimle seviyorum ve sensiz bir hayat düşünemiyorum.
I mean, I love you with all my heart, and I love my son too.
Yani, seni ve oğlumu tüm kalbimle seviyorum.
I do love you, with all my heart.
Seni tüm kalbimle seviyorum.
I do love you so very much. I love you with all my heart and soul.
Seni bütün kalbimle seviyorum.
Tell me, Rudolf why is it that I love you now with all my heart when I never even liked you before? - Never before?
Söylesene Rudolf önceleri senden hiç hoşlanmadığım halde şimdi neden sana tüm kalbimle aşığım?
I love you with all of my heart
Seni bütün kalbimle seviyorum.
Do you understand now why it is so important to me for you to believe that I love you with all of my heart?
Şimdi seni bütün kalbimle sevdiğime inanmanı niçin bukadar önemli olduğunu anlıyor musun?
With all my heart, it's sure I love you.
Tüm kalbimle seni sevdiğim kesin.
Well, I just want you to know that I love Myra with all my heart, and I'm gonna take real good care of her.
Sadece şunu bilmeni istiyorum ki Myra'yı tüm kalbimle seviyorum, ve ona çok iyi bakacağım.
I love you both with all my heart.
ikinizi de seviyorum tüm yüreğimle
You are my neighbour and I love you. And I forgive you with all my heart.
Sen benim komşumsun ve seni seviyorum... ve seni tüm kalbimle, bağışlıyorum.
all of us- - and I love you... with all my heart- - all of it.
hepimiz- - ve sizi... tüm kalbimle seviyorum- - herşeyden çok.
I promise to love you, trust you and honour you with all my heart, Jessica, forever.
Seni sonsuza dek tüm kalbimle seveceğime, sana güveneceğime ve seni onurlandıracağıma söz veriyorum, Jessica.
Haley, I know that you and Nathan are in love... and you know that I was also in love in high school. But, sometimes, love fades... and I just hope with all my heart that it doesn't fade for you.
Haley, sen ve Nathan'ın büyük bir âşk yaşadığınızın farkındayım ve benim de lisede böyle bir âşk yaşadığımı biliyorsun ama kimi zaman âşk solar ve bunu tüm kalbimle istiyorum ki, dilerim senin âşkın solmaz.
... That, um, in spite of our little falling out, not... not that it was so little, it nearly put me in the ground beside you... that I love you... with all my heart.
Şu küçük kavgamızın üzüntüsü aslında pek de küçük sayılmaz ya, beni neredeyse toprağa, senin yanına sokacaktı. Seni seviyorum. Hem de tüm kalbimle...
I love you so much with all my heart and soul.
Seni bütün kalbim ve ruhumla seviyorum.
With all my heart I love you.
Tüm kalbimle seni seviyorum.
Baby, look, I love you, okay, with all of my heart.
Bebeğim, bak seni seviyorum, hem de tüm kalbimle.
i love you with all of my heart.
Seni bütün kalbimle seviyorum.
With all of my heart, with every fibre in my being, I love you.
Tüm kalbimle, tüm varlığımla seni seviyorum.
I love you with all of my heart.
Seni tüm kalbimle seviyorum.
Just buy her a beautiful, romantic, I love you with all of my heart fucking engagement ring.
Ona güzel, romantik, seni tüm kalbimle seviyorum nişan yüzüğü almalısın.
I tell you, I love Angel Clare with all my heart, but he still can't play that rotten bloody harp.
Size söylüyorum, Angel Clare'i tüm kalbimle seviyorum, ama yine de o lanet harpı iyi çalamıyor.
I'm devoted to you, Tess, with all my heart, and I love and adore you in all sincerity, and I shall need a wife, Tess, someone by my side.
Sana tüm kalbimle bağlıyım, Tess, ve seni içtenlikle seviyor ve tapıyorum, ve yanımda olacak bir eşe ihtiyacım olacak, Tess.
Now I can honestly say, with love in my heart that you are my man. I am so sorry that it took all of that.
Bütün bunları yapmam gerektiği için üzgünüm.