I promise that traducir turco
4,039 traducción paralela
My friend, I promise that you will be richly rewarded at the end of this evening.
Dostum, bu harika gecenin sonunda cömertçe ödüllendirileceksin.
I promise that I will behave next time.
Söz veriyorum, bir dahaki sefere böyle bir şey olmayacak. Tanrım.
I promise that I will fucking kill you if you ever leave me.
Sana söz veriyorum, beni terk etmeye kalkarsan seni öldüreceğim.
I promise that you're gonna find this all very funny some day.
Sana söz veriyorum, bir gün bunları çok komik bulacaksın.
And I just want you to know, from the bottom of my heart... from this moment forward... I solemnly promise that I will never...
Ve bilmeni isterim ki, çok içten söylüyorum şu andan itibaren asla...
They won't know where you're hiding, I promise you that.
Saklandığınız yeri bulmalarına imkan yok, bana güven.
You know what, you're upset and I totally understand that, but I am not going to hurt you, I promise.
Üzgünsün bunu tamamen anlıyorum ama sana zarar vermeyeceğim. Söz.
But if you... If you promise me tonight, solemnly, on your word of honor, that you'll never do this again, I'll give you $ 30,000.
Şimdi ciddi bir şekilde, şerefin üstüne bir daha buna bulaşmayacağına söz ver 30.000 doları önüne dizeyim.
" Do you promise that whenever I ask the...
Ne zaman senden bir şey...
Do you promise that no matter what I tell you... "
- Ne dersem diyeyim... "
Come with me to the bedroom, I promise I'll turn that frown upside down.
Benimle yatak odasına gel de, şu asık yüzü tersine çevireyim.
I made you a promise a long time ago that I would protect you.
Çok uzun zaman önce seni koruyacağıma dair sana bir söz verdim.
After that, I will come back here, and I promise it'll be you who finishes this off.
Sonra buraya döneceğim ve söz veriyorum işimi bitiren sen olacaksın.
I promise you that.
Sana söz veriyorum.
I promise you they're not gonna be like that.
Sana söz veriyorum, böyle şeyler olmayacak.
I promise you, as the president of delta psi, that we will find a way to right this wrong.
Delta Psi'ın başkanı olarak size söz veriyorum bu hatayı düzeltmenin bir yolunu bulacağız.
- Then you have to say a promise to me, that you promise me I don't have to go back there.
- O zaman bana bir söz vermek zorundasın. Oraya tekrar dönmek zorunda olmayacağıma dair söz ver.
You... you have to promise me that you will release Joan.
Joan'i serbest bırakacağına dair bana söz vermek zorundasın.
I can't promise that, I won't look.
Bakmayacagima söz veremem. Ama...
I can promise one hundred percent, that I will be good.
Sana yüzde yüz iyi birisi olacagima söz veririm.
I promise you that we will be sending a whole army of people who can fix it.
Sana söz veriyorum. Bunu düzeltmek için koca bir ordu göndereceğim geriye.
I promise you, one day, I'm gonna build something that matters.
Sana sözüm olsun ki bir gün çok önemli bir şey başaracağım.
I promise you that I will not get pissy if you don't.
Söz veriyorum sen sinirlenmezsen, ben de sinirlenmeyeceğim.
I promise I haven't whipped his ass yet... so that remains...
Henüz poposu kırbaçlanmadı, böyle kalsın mümkünse.
I can promise you that. We will give you safety.
Sana söz veriyorum güvenliğinizi sağlayacağız.
You know, and then you would have to move, and the Anderson coin and collectable company would be blackballed, I can promise you that.
Ayrıca sonra taşınman gerek ve Anderson Para Koleksiyonu Şirketi de toplum tarafından dışlanıp tefe koyulur, buna emin olabilirsin.
I can make you this promise : that whatever that accident was, it will not occur again.
Size şu sözü verebilirim : Bu kaza her ne idiyse bir daha olmayacak.
But if this goes well, please you have to promise me that I'll never have to do this ever again.
Ama iyi giderse, bir daha yapmak zorunda olmayacağıma dair söz ver bana.
And I promise you that.
Sana söz veriyorum.
I promise I'll get you that record, Dad!
Söz veririm rekoru kıracağım baba!
All right, you got to promise that you're not gonna tell my wife, because she hates it when I eat candy.
Karıma söylemeyeceğine söz ver. Şeker yememden hiç hoşlanmaz çünkü.
No, that was just a one-time thing, I promise.
Hayır, o sadece bir seferliğineydi, yemin ederim.
I promise myself that I will never hard again.
Ben kendime söz veriyorum ben asla Yine zor.
I hold my ears and promise you.. ... that I'll never let another kid die due to lack of money.
Kulaklarımdan tutuyorum ve sana söz veriyorum artık hiç bir çocuğun yokluk yüzünden ölmesine izin vermeyeceğim.
And I told him if you promise me that you will give it your all, I promise you that I will try to make life as interesting for you as possible... so that every day, you have something to look forward to.
Ve ona, bana tüm benliğini bu ilişkiye adayacağına söz verirsen hayatı senin için olabildiğince ilginçleştireceğime söz veririm böylece her gün sabırsızlıkla bekleyeceğin bir şey olacak, dedim.
I promise that I won't do it again.
Bir daha yapmayacağıma söz veriyorum.
I can't promise you that, Joel, because that is why I'm here.
Bunun sözünü veremem, Joel, çünkü o yüzden buradayım.
"I don't know why I do what I do... but I can only promise you that I am going to get help."
"Neden ve nasıl yaparım bilmiyorum ama sana söz veriyorum yardım alacağım."
"I wish that I could promise you all that I, myself, will place this prize in his hands,"
" Keşke size bu ödülü Wilhelm'e vereceğimi vaadedebilseydim,
I can't promise you that, but don't worry, he's a well-meaning ghost.
Söz veremem ama merak etme o iyi niyetli bir hayalettir.
- I made a promise to myself that I was not going to do the expected.
Kendime bir söz verdim Beklediğim şeyi yapmayacağım.
I promise you... I promise you that if I can do anything I'll keep fighting for your rights.
Size söz veriyorum, gücüm yettiği sürece haklarınız için mücadeleye etmeye devam edeceğim!
I can't promise you that.
İşte buna söz veremem.
I PROMISE YOU THAT.
Söz veriyorum.
I know you're fond of him. And I know that your brother's death left a mark, but you know, everything's gonna be alright, I promise you. And I know that your brother's death left a mark,
Ondan hoşlandığını biliyorum kardeşinin ölümünün seni etkilediğinide biliyorıum, ama biliyorsun, herşey düzelecek, sana söz veriyorum.
I don't want you hangin around that Mather girl no more, you hear me? I don't want you hangin around that Mather girl no more, You promise me!
Bu sorunlu kızın, buralarda dolaşmasını istemiyorum, artık.
I promise you that.
Bunu yapacağıma söz veriyorum.
I promise you we will find at least one person on that jury who sees it the same.
Sana söz veriyorum. Jüride benimle aynı fikirde olan en az bir kişi bulacağız.
Look, just... promise me that until your star is on the sidewalk out there you'll try and value me and what I'm trying to do here.
Bak, sadece, dışarıda bir yıldız olana dek bana ve burada yapmaya çalıştığım şeye saygı duymaya çalışacağına söz ver.
I'm fulfilling that promise.
Bu sözü yerine getiriyorum.
I can not promise that.
İşte, buna söz veremem.
i promise 7712
i promise you 1932
i promise i won't 23
i promised him 36
i promised myself 21
i promise you that 196
i promise i will 23
i promise you this 25
i promised her 30
i promised you 42
i promise you 1932
i promise i won't 23
i promised him 36
i promised myself 21
i promise you that 196
i promise i will 23
i promise you this 25
i promised her 30
i promised you 42
i promised 121
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25