I really don't think so traducir turco
257 traducción paralela
I'm sorry, but I really don't think so, sir.
Özür dilerim, lakin hiç de öyle düşünmüyorum, efendim.
You really think so? There's so much i don't know.
Bilmediğim o kadar şey var ki.
Mr. Hartmann, I really don't think, that it is so hopeless as it looks?
- Bay Hartmann, ben... - Göründüğü gibi, hiç umut yok.
And I don't really think that personal rancor is going to help the situation, if I may say so.
Ayrıca böyle öfkeli davranışların işe yaramayacağını söylemek istiyorum.
Oh, no, I don't think so, not really.
Hayır. Gerçekten öyle olduğunu sanmıyorum.
That you'll allow them to end here. I really don't think so.
Bu şekilde sona erdirmelerine izin vereceğin gerçekten hiç aklıma gelmezdi.
- No, I really don't think so.
- Hayır. Hiç sanmıyorum.
I don't dare talk about it, but I think so. - Really?
Bundan söz etmek istemiyorum ama, düşündüğüm biri var.
I don't really think so.
Ben hiç öyle düşünmüyorum.
No, I really don't think so.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Oh, no, I really don't think so, especially in the case of a doctor.
Oh, hayır, ben aslında öyle düşünmüyorum, özellikle bir doktor söz konusu olduğunda.
How terrible. Well, you see, if I don't keep my B average, I'm gonna lose my scholarship, and I really don't think I'm gonna do so well in your final exam.
Eğer ortalamamı "B" de tutamazsam, bursumu kaybedeceğim... ve sanırım dersinizin final sınavı pek iyi geçmedi.
I got a Iot to do, so we should really go ahead... don't you think?
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
I really don't think so.
- Hiç sanmıyorum.
I can't really say, but I don't think so.
Bir şey diyemem ama pek sanmıyorum.
- I really don't think so, Diane.
Benim bu konuda küçük bir teorim var.
Now I spent the past 40 years of my life in Africa, so you see, I'm really not terribly well informed of what is happening in the rest of the world, which is possibly not a bad thing, don't you think?
Son 40 yılımı Afrika'da geçirdim. Gördüğünüz gibi ben pek bilgili değilim. Sizin gibilerle.
I was so scared, but I think it went really well, don't you?
Çok korkmuştum ama iyi gitti galiba, öyle değil mi?
I really don't think so.
Gerçekten gelemem.
I really don't think so, Sue.
Gerçekten sanmıyorum, Sue.
I really don't think so.
Çok gerginim.
Have I really taught you everything I have to give? I don't think so.
Sana vermem gereken her şeyi öğretebildim mi?
Then he's got to cover himself with honey and go to a bee farm. - We make him dance so the bees go absolutely nuts! - I don't think she really...
Sonra onu balla kaplayıp bir arı çiftliğine yollar arıları sinirlendirmesi için kovanlar arasında dans ettiririz.
- I don't really think so.
- Ben öyle düşünmüyorum.
I really don't think I can do this again so soon.
Hemen bir kere daha becerebileceğimi sanmıyorum.
Well, I really don't want to add to that tension, so - I think I'd better go and finish getting dressed. - No, please.
Neyse, gerilimi arttırmak istemiyorum, o yüzden sanırım gidip giyinmemi bitirsem iyi olacak.
I really don't think so-called relationship humor is what this show's all about.
Bu dizinin ilişki ve ilişkiler üzerine..,... kurulmasına karşıyım.
So I don't really think it should count.
Yani ben onun gerçekten sayılmayacağını düşünüyorum.
I... I really don't think so.
Gerçekten hiç sanmiyorum.
But I don't really think so.
Gerçekte böyle düşünmüyorum ama.
'Someone's sending me poison letters and I would like for you to make me... the object of more ridicule now that things are really shaky for me here. ( l don't think so.
'Birisi bana zehirli mektuplar yolluyor ve senden beni... saçmalığın merkezi yapmanı istiyorum özellikle de buradaki konumum tehlikedeyken. Bence öyle değil.
Well, I think... about 15 degrees N-NE coaxial alpha-9, but I'm really not sure, so don't hold me to that...
Sanırım yaklaşık 15 derece kuzey-kuzeydoğu eşeksenli alfa dokuz ama pek emin değilim o yüzden benim sözüme güvenmeyin...
Are you kidding me? You really think that I don't know why they let you go so fast?
Seni neden bu kadar çabuk bıraktıklarını bilmiyor muyum sanıyorsun?
- I really don't think so. Frannie.
- Maalesef değil Frannie.
I really - I don't think so.
Gerçekten sanmıyorum.
- I really don't think so.
- Hiç sanmıyorum.
I don't think so. I didn't really like my mom.
Sanmıyorum.Ben annemi sevmezdim
- I really don't think so.
- Ben istemiyorum.
I think I'm a familiar face to most of you here, and you've already received a copy of my proposal for curriculum reform, so I don't really think I have anything to add at this time.
Bir hayli tanıdık yüz görüyorum halihazırda müfredat önergemin kopyasını almış bulunmaktasınız bu sefer eklenecek bir şey olduğunu zannetmiyorum gerçekten.
I don't really think it's appropriate for a first date, but I haven't been able to think about anything else all day, so here goes.
Bence ilk buluşma için uygun olmaz. Ama bütün gün başka bir şey düşünemedim.
I don't really think so. What?
- Pek sanmıyorum.
I really don't think so.
Gerçekten sanmıyorum.
I really don't think so.
Sanmıyorum.
No, no... I really don't think so.
Yok, yok, hiç sanmıyorum.
And I really don't think I could handle seeing you naked right now, so if you could probably just get dressed and go home, that would...
Seni çıplak görmeyi kaldırabileceğimi gerçekten düşünmüyorum. Muhtemelen giyinip eve gidebilirsen bu çok iyi...
Yeah, well, that's not really gay, is it? No, no, I don't think so.
— Evet, yani bu pek öyle... gey sayılmaz, değil mi?
I really don't think so.
Hiç sanmıyorum.
I DON'T REALLY THINK SO.
Hiç sanmıyorum.
I really don't think so. - It's kind of a romantic evening.
Bu romantik bir akşam olacak ve...
But Elizabeth and I are both adults and so I don't think there's really anything you can do about it.
Ama Elizabeth ve ben yetişkin insanlarız o yüzden de bu konuda yapabileceğin herhangi bir şey olduğunu sanmıyorum.
SO I SAID I'D FIND OUT. SO YOU DON'T REALLY THINK SHE'S STUCK-UP.
Saçlarına da bir şey yap.