I saw him with my own eyes traducir turco
64 traducción paralela
I saw him with my own eyes! I saw him!
Gözümle gördüm!
I saw him with my own eyes.
Gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes, being carried up the stairs.
Merdivende taşıdığını gözlerimle gördüm.
But I saw him with my own eyes murdering one of my passengers after they robbed him.
Soygun yaptıktan sonra yolculardan birini vurduğunu.. ... kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes.
Onu gözlerimle gördüm.
I'm not blind. I saw him with my own eyes.
Ben kör değilim. Onu kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes, Grannie!
Bu süslü hikayeye kim inanacak? Ama o, olabilirdi, değil mi?
I saw him with my own eyes!
kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes, slap bang in the village square.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw him with my own eyes.
Gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes more than once when I was going to...
Gözlerimle bir kaç kez gördüm onu. Oradan geçiyordum ki...
I saw him with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I saw him, I saw him with my own eyes.
Onu gördüm, onu kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
I saw him. I saw him with my own eyes, Kyla. Kyla.
Onu gördüm.. gözlerimle
- I saw him with my own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my own eyes.
Onu bizzat gördüm.
Yes, he is. I saw him with my own eyes. And if you go to him, all your suffering will end now.
Evet doğru... onu kendi gözlerimle gördüm ve eğer ona gidersen tüm acıların sona erecek.
I saw him come back with my own eyes.
Dışarıdan geldiğini kendi gözlerimle gördüm.
I saw her with him plain as my own eyes.
Onu açık biçimde kendi gözlerimle gördüm.
Once, with my own eyes, I saw him bet 5,000 bucks that one raindrop'd beat another raindrop down the window.
Bir kez kendi gözlerimle 5000 dolara bahse girdiğini gördüm. Hangi yağmur damlası pencereden daha önce süzülecek diye.
I saw him with my own two eyes, I told you.
Onu iki gözümle gördüm, size söylemiştim.
With my own eyes... I saw a woman bending over him.
Kendi gözlerimle üzerine eğilmiş bir kadın gördüm.
I just saw him with my own eyes. So what?
- Onu kendi gözlerimle gördüm.
I swear to God, boss, I saw him with my own two eyes.
Tanrı şahit patron, gözlerimle gördüm.
I saw him write 28 letters in English to Mr. Bush with my own eyes.
Onu Bay Bush'a 28 tane İngilizce mektup yazarken gördüm.
Because I saw him last night with my own eyes.
Onu dün gece kendi gözlerimle gördüm.
I just saw him sitting at a table, I saw him with my own two eyes.
Onu masada yalnız başına otururken gördüm. Kendi gözlerimle şahit oldum.
I saw him Bill, with my own eyes.
Onu kendi gözlerimle gördüm, Bill.
I saw him with my own two eyes.
İki gözümle gördüm.
I saw him with Wim-Kian and Grey Wolf, with my own eyes
Onu kendi gözlerimle Wim-Kian'la ve Gri Kurt'la gördüm!
I saw you kill him with my own eyes...
İşlediğin cinayeti gözümle gördüm...
I know because I saw him with my own eyes.
Biliyorum çünkü kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my own two eyes.
Kendi gözlerimler gördüm.
I saw him shoot Armstrong with my own eyes, sir.
Armstrong'u vurduğunu gözlerimle gördüm efendim.
No, I saw him there with my own eyes.
Hayır, onu orada kendi gözlerimle gördüm.
I saw him with my very own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm onu.
I saw him with my own two eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I saw Mike kill him with my own eyes.
Mike'ın onu öldürdüğünü gözlerimle gördüm.
I saw him die with my own two eyes, I saw him die.
Öldüğünü kendi gözlerimle gördüm, kendi gözlerimle.
So, I told him that I saw them kissing with my own eyes, and it was the truth.
Ona ikisini öpüşürken gördüğümü anlattım, ve bu doğruydu.
I saw him escape with my own eyes.
Kaçtığını gözlerimle gördüm.
I saw him handling the drugs with my own eyes, all right?
Adamı uyuşturucularla birlikte gözümle gördüm.
And yet, this morning, I saw him receiving money from you with my own eyes.
Ve bu sabah da onun sizden para aldığını kendi gözlerimle gördüm.
I didn't believe it until I saw him alive with my own eyes in that tunnel when I was looking for Ana, my daughter,
Kızım Ana'yı ararken... onu kendi gözlerimle tünelde görünceye kadar inanmamıştım.
I saw him drive off with my own two eyes so yeah, there's probably better ideas than being his janitor.
Gittiğini iki gözümle gördüm. Yani, evet. Hademeliğini yapmaktan daha iyi şeyler var.
- I saw him get it with my own eyes.
- Onun yaptığını kendi gözlerimle gördüm. - Hayır.
I saw him die with my own eyes.
Onun öldüğünü kendi gözlerimle gördüm.
And with my own eyes, I saw him.
Ve onu kendi gözlerimle gördüm.
I saw you take it off him with my own eyes.
Onu aldığını kendi gözlerimle gördüm.
I saw him kill you, with my own eyes.
Bizzat gördüm, yoksa seni asla terk etmezdim.