I should go with you traducir turco
418 traducción paralela
- I think I should go with you.
- Sanırım seninle geleceğim.
I don't think I should go with you.
Seninle gitmem gerektiğini sanmıyorum.
Let's finish this game of chess I should go with your teacher I have nothing much to teach you
Peki, gel önce oyunu bitirelim! Sonra Ustana uğrayacağım Onunla derhal yola çıkacağız!
I should go with you.
Seninle gelmeliyim.
- MAYBE I SHOULD GO WITH YOU TO ONE OF YOUR SEMINARS.
- Belki de seminerlerinden birine seninle gitmeliyim.
Maybe I should go with you.
Belki seninle gelmeliyim.
I should go with you. " Negative.
Ben de geliyorum.
Should I stay with you and not go out this evening?
Bu akşam seninle evde kalayım mı?
If you don't mind, Latour, I should like to go over that night with you again, in case any small incidents have slipped your memory.
Eğer sizin için sorun olmazsa, sizinle birlikte o gecenin üzerinden bir daha geçmek istiyorum. Herhangi ufak bir olayın hafızanızdan kaçmış olması durumuna karşı.
Even strangers think I should go in with you.
Yabancılar bile sizinle gitmem gerektiğini düşünüyor.
As your senior officer, I should comply with this request and order you to go.
Senin üstün olarak, bu ricaya uyarak gitmeni emredebilirdim.
I should go along with you to speak with Serizawa personally.
Serizawa ile şahsen görüşmek için seninle birlikte gelmeliyim.
And besides, why should I go with you?
Ayrıca, neden seninle gideyim?
I don't think you should go in with me.
Benimle birlikte içeriye girmemem gerektiğini düşünüyorum
Why should I go with you?
Neden seninle geleyim?
It should be clear by now that I do not wish to go out with you, Mr. Cunningham. Ever.
Sizinle çıkmak istemediğimi şu ana kadar anlamış olmanız gerekir Bay Cunningham.
Yes, I definitely think you should go to the Greek islands with your American boyfriend.
Evet, Amerikalı erkek arkadaşınla Yunan adalarına kesinlikle gitmelisin diye düşünüyorum ben de.
Why should a person go on living with unbearable memories if there's no... I feel quite sure that you'd concur with me, Doctor...
Gerekli değilse neden kişi dayanılmaz hatıralarla yaşasın... Eminim, benimle aynı fikirdesinizdir, Doktor...
- Why should I let you go with them?
- Onlarla gitmene niye izin vereyim ki?
I think you should go today with Webster.
Bence bugün Webster'la oraya gitmelisin.
- Should I go with you?
- Ben de geleyim mi?
You know, I really should be allowed to go home! I... There's nothing wrong with me!
Kore'ye gideceğim.
Why should I go with you?
Niçin seninle gelecekmişim ki?
Maybe I should ask him to leave the apartment and go home with you?
Belki de ona evden vazgeçip sizinle gelmesini söylemeliyim değil mi?
With a sword? Then you should go away quickly. Now, when the ground's empty, why should I go?
ama şimdi gitmelisin burada bizden başka kimseler yok, neden gitmeliyim?
You're gonna have to go back to the police department... and tell them I said you should file your complaint with them.
Siz karakola geri dönün ve onlara benim size... şikayetinizi oraya yapmanız gerektiğini söylediğimi iletin.
Why should I go out with you?
Neden seninle çıkayımki?
You all think I should go back with him?
- Hepiniz ona geri dönmem gerektiğini mi düşünüyorsunuz? - Evet!
You think I should go through with this?
Sence gitmeli miyim?
I know it's a long shot... but if this letter thing does work out... and I do get to go out with Debbie... how do you think I should handle it?
Biliyorum zor birşey ama eğer bu mektup olayı işe yararsa ve Debbie ile çıkabilirsem sence bunu nasıl yapmalıyım?
- Every time... I go away to San Diego with Edwin, I think you should be coming with me.
- Devamlı Edwin'le beraber San Diego'ya gidiyorum sanırım bu defa sen de benimle gelmelisin.
I think you should go with something a little more orange.
Bence biraz turuncu kullanmalısın.
Well, the BMW is a driver's car, but if you should happen to drive into a wall, the Benz has air bags, so, uh... I'd go with the BMW.
BMW sürücü arabası ama herhangi bir duvara çarparsan eğer Benz'lerde hava yastıkları var, yani BMW'yi seçerim.
I think you should go down with it.
Bence siz onunla batmalısınız.
I should be happy to go with you.
Sizinle gitmekten mutluluk duyarım.
Maybe I should go to the beach with you instead of a nurse.
Hasta bakıcı yerine ben sizinle gelebilirim.
Why should I go to bed with you?
Seninle ne yapmak için yatağa gireceğim ki?
You want that I should go squeeze his head with the pliers?
Onun kafasını kerpetenle ezmemi mi istiyorsun hu-hu?
I really don't think we should go through with this, do you?
Buna yeniden başlamayacağız, öyle değil mi?
It should go nicely with that bottle of wine I know you brought.
Yanınızda getireceğinizi bildiğim bir şişe şarapla, tavuk çok iyi gider.
Should I go with you?
Seninle geleyim mi?
When your father decided to take that trip with you... I should've told him not to go.
Baban seninle beraber seyehate çıkmaya karar verdiğinde, ona gitmemesi gerektiğini söylemeliydim.
- You think I should go out with her?
- Beni mi? - Onunla çıkmalı mıydım yani?
- I should probably go in with you.
- Seninle gelsem iyi olacak.
I should probably go over the test results with you alone.
Tahlilin sonuçları geldi. Seninle yalnız konuşsam iyi olur.
Are you gonna go for it with Ross or should I throw it out?
Ross için saklayacak mısın yolksa atayım gitsin mi?
Maybe I should go home with you.
- Ben seninle eve geleyim en iyisi.
And I think you should definitely go out with Buddy Love. - You do?
Buddy Love ( Vücutların Aşkı ) ile çıkmalısın.
I should've never encouraged you to go out with Buddy.
Buddy ile çıkman için seni teşvik etmemeliydim.
Why should I go with you?
Neden seninle gidecek mişim?
I don't think she should go there again, even with you.
Oraya bir daha gideceğini sanmam, seninle bile.