I should have called you traducir turco
170 traducción paralela
I imagine I should have called you madam.
Sanırım size hanımefendi demeliydim.
I guess I should have called you earlier.
Daha erken aramam gerekirdi.
I apologise. I should have called you and given you the opportunity of saying no.
Seni aramalı ve "hayır" deme şansı tanımalıydım.
I should have called you back.
Seni aramalıydım.
Max, I should have called you sooner, but...
Max, seni daha önce aramam gerekirdi, ama...
The phone call was made by you. I didn't even... do you think I had lost it that I should have called you?
Telefonla araman senin adına yapıldı seni çağırmış olduğumu onu kaybetmiş olduğumu düşünüyorsun?
I should have called you first to apologize for my husband's unfortunate outburst.
Eşimin talihsiz çıkışı için sizi arayıp özür dilemeliydim.
- I should have called you before.
- Evet. Sana haber vermeliydim.
Hey, it's me. I know I should have called you before, but can we meet?
- Hey, Benim biliyorum seni daha önce aramalıydım, ama görüşebilir miyiz?
- Oh, Alvin. I should have called you.
- Oh Alvin. Aramam gerekirdi.
I should have called you, but I was passing by.
Daha önceden aramalıydım, ben de geçerken uğradım.
I should have called you first.
Üzgünüm. Önce seni aramalıydım.
Yeah, I... You know... I mean, I should have called you last night.
Dün gece seni aramalıydım, biliyorum.
Sorry, I should have called you a guerrilla.
Pardon, senin bir serseri olduğunu söylemeliydim.
You were right anyway, Pedro. I didn't behave properly. I should have called you as soon as I knew I would be a little late.
Sen haklısın, Pedro Doğru davranmadın.
- I should have called you.
- Seni aramalıydım.
Mr. President, if you are calling about the recent missile launch, please forgive me. I should have called you immediately.
Sayın Başkan, füze için arıyorsanız bağışlayın, sizi derhal aramalıydım.
- I know I should have called you.
- Sizi aramam gerekirdi, biliyorum.
I should have called you.
Seni aramam gerekirdi.
I should have called you back.
Seni geri aramalıydım.
I should have called you at least.
En azından seni aramalıydım.
I should have called you.
Seni aramalıydım.
That's when I should have called Mr. Fleeson to have you ejected from the premises.
Mr. Fleeson'u çağırıp sizi bu mülkümden dışarı attırmalıyım.
I should have reminded you when I called.
Aradığımda sana bunu da hatırlatmalıydım.
Look, I know I should have called first but I just needed to see you. Tell you how much I missed you.
Bak, ilk önce aramalıydım biliyorum, ama seni bir an önce görmeye, ve ne kadar özlediğimi söylemeye ihtiyacım vardı.
You should've called me. I would have...
Beni aramalıydın.
- -The so-called freedom you and I should have.
Saygı duydukları tek şey onlara verdiğimiz servetimiz! Özgürlük denilen şeye sahip olduğumuzu mu zannediyoruz?
I have been 42 year at the bar and were I called to defend these people, I promise you, I should be confounded.
42 yıldır barodayım ve eğer bu insanları savunmaya çağrılsaydım kafam çok karışırdı.
I don't have it, you should've called first.
İnsan gelmeden önce bir arar.
Forgive me. I've called you out, and you should have been resting.
Kusura bakma, seni çağırdım ama dinlenmen gerekiyordu.
- Speaking of which, you should check you machine - oh, good idea, I bet dozens of naked women have called by now
Güldük! Berg, herkese söylemek zorunda mısın?
I should never have called you guys in the first place!
Sizi en başından aramamalıydım! - Tanrı aşkına, Joe.
I'm sorry, I should have called but I figured that you'd be in bed asleep.
Biliyorum. Özür dilerim. Aramalıydım.
Sorry, I know I should have called you.
Aramalıydım.
Not to mention "Cela s'appelle I'aurore"... You should have called it "Cela s'appelle I'horreur".
Mesela "Başka Bir Şafak" demek yerine..... o filme "Başka Bir Kâbus" adını vermeliydiniz.
I should never have called you.
Seni hiç aramamalıydım.
- You should have called Psych. - I did.
Psikiyatr çağırmalıydın.
I should have called you.
Özür dilerim.
YOU SHOULD HAVE AT LEAST CALLED TO SEE IF I WAS STILL ALIVE.
En azından hayatta olup olmadığımı öğrenmek için arayabilirdin.
Why did you call him? - You should have called her first Rohit, I Want to ask you something... and tell you something too
Rohit, sana bir şey sormalıyım ve bir şey söylemeliyim.
I should have called and let you know that I was all right.
Seni arayıp iyi olduğumu söylemeliydim.
I know this is no excuse and we should have called and told you.
Gerçi bu mazeret değil, arayıp haber vermeliydik ama...
- You should have called or something. I'm jumping out of my skin here.
Aramalıydın ya da bir şekilde haber vermeliydin.
You know what? - I should have called first.
- Aslında, daha önce, aramam gerekirdi.
I guess you should have called first.
Bence gitmeden önce onu aramalıydın
I told you. We should have called the guy.
Sana birisini çağıralım demiştim.
I called them already, but I thought that you should have it.
Onları zaten aradım ama sizde de olmasının iyi olacağını düşündüm.
You know, I'm sorry, I don't know if I should have called, I just..
Üzgünüm, bilmiyorum belki de aramamalıydım, ben sadece...
I know I should have not called you.
Biliyorum, seni aramamalıydım.
And one I probably should have thought about before I called you.
Ve sizi aramadan önce düşünmem gereken bir şeydi tabi.
If it was an accident, you should have called 911.
Eğer bir kazaydıysa, 911 i arayabilirdiniz.