I shouldn't have done it traducir turco
151 traducción paralela
I know I shouldn't have done it, but...
Biliyorum böyle yapmamalıydım, ama...
We shouldn't have done it. I'm a little drunk.
Yapmamalıydık ama biraz içkiliyim.
Well, frankly, whoever pulled this job shouldn't have done it while I was in town.
Doğrusu, bu işi yapan her kimse ben buradayken yapmamalıydı.
I shouldn't have done it.
Yapmamalıydım.
You shouldn't have done it, Orville. I shouldn't?
Bunu yapmamalıydın, Orville.
I know I shouldn't have done it.
Bunu yapmamam gerektiğini bilmeliydim.
I guess I shouldn't have done it. But what the hell.
Öyle bir şey yapmamalıydım ama oldu bir kere.
I knew it was wrong. - I shouldn't have done it.
- Yapmamam gerekirdi.
Your terms were rotten and I shouldn't have done it.
Senin şartlarını kabul ettim. Ama aslında bunlar yozlaşmış şartlardı. Ve bunu yapmamalıydım.
I shouldn't have done it.
Bunu yapmamalıydım.
I know, I know, I shouldn't have done it, but I needed a lot of information right away.
Biliyorum, biliyorum, böyle yapmamalıydım, fakat acilen çok fazla bilgiye ihtiyacım oldu.
That was my fault, I shouldn't have done it.
Hepsi bu kadar. Hatalıyım.
I guess I really shouldn't have done it, but I'll tell you something.
Öyle yapmamam gerekirdi ama size bir şey söyleyeyim.
I-I was wrong. I shouldn't have done it.
Şansın varken, yerime geçme fırsatını harcadın, Starscream.
I shouldn't have done it, but I did it. So what?
Bunu ben yapmadım Fakat şeyi hatırlamıyorum
But i shouldn't have done it.
Ama yapmamalıydım.
I shouldn't have done it, but I felt sorry for him.
Bunu yapmamam gerekirdi ama onun için çok üzüldüm.
I feel, "Shucks, I shouldn't have done that. I feel bad about it."
"Eyvah, keşke böyle yapmasaydım." der, kendimi kötü hissederim.
I know, I know, I shouldn't have done it.
Biliyorum, biliyorum, bunu yapmamalıydım.
Now, in retrospect, I shouldn't have done that. I should have just said, "Fine. Let it appear, because it ought to appear".
Bundan hep utanmışımdır.
Anyway, it was wrong - and I shouldn't have done it.
Ve bunu yapmamam gerekirdi Bunun yanlış olduğunu anladım.
I knew we shouldn't have done it.
Bunu yapmamamız gerektiğini biliyordum.
I'm sorry. I know I shouldn't have done it.
Biliyorum, yapmamalıydım.
I'm sorry. It's... You know, I shouldn't have done this.
Üzgünüm, bilirsin bunu yapmamalıydım.
- You shouldn't have done that, I know what it meant to you.
Senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
- Shouldn't I have done it?
- Sen busun işte. Binmesemiydik?
I shouldn ´ t have done it immediately the first night.
Bunu ilk gece yapmamalıydım.
I shouldn't have done it with none of you.
Bunu ikinizle de yapmamalıydım.
Shit, I shouldn't have done that. No it's ok.
Kahretsin bunu yapmamalıydım değil mi?
I guess I shouldn't have done that or something, because he yelled "faggot" at me, or something, and then before I knew it, there was somebody else.
Galiba bu yanlış oldu. Çünkü bana "ibne" diye bağırdı.. Ve ben ne olduğunu anlamadan biri daha geldi.
And I shouldn't have done that unless it pleased myself.
- Beni memnun etmeseydi onu da yapmazdım.
I told you, Ted. Shouldn't have done it.
Sana açmamanı söylemişlerdi Ted, öyle değil mi?
Naw, I shouldn't have done it.
- Hiç göstermemeliydim.
I'm late, but you shouldn't have done it all by yourself.
Geç kaldım, ama hepsini tek başına yapmak zorunda değildin.
- When you said, "I already added pepper." My perception was that you were irritated with me for not knowing that and that you were angry with me, that I shouldn't have done it.
- "Biber koydum zaten" dediğinde koyduğunu bilmediğim için bana sinirlendiğin hissine kapıldım.
I mean, if you really wanted to be... with women, I mean... shouldn't you have done it when you were in college... like everyone else?
Hep isteseydin birlikte... kadınlarla olmayı... bunu lisedeyken yapman gerekmez miydi... herkes gibi?
I knew I shouldn't have done it, her being a girl and all.
Bunu yapmamam gerektiğini biliyordum, alt tarafı bir kız.
I shouldn't have done it, Luka.
Bunu yapmamalıydım, Luka.
You're right. I shouldn't have done it.
Haklısın. Bunu yapmamalıydım.
I mean, I think I shouldn't have done it.
Yani, sanıyorum yapmamalıydım.
What, I shouldn't have done it?
Ne? Yapmasa mıydım?
I shouldn't have done it.
O şekilde davranmamalıydım.
It was all my fault I shouldn't have done that
Hepsi benim hatamdı. Bunu hiç yapmamalıydım.
I shouldn't have done it, but your phone kept on ringing this morning, and I knew this call was important, so I answered it.
Yanlış olduğunu biliyorum ama sabah telefonun çalıyordu önemli olduğunu bildiğimden cevap verdim.
And I shouldn't have done it.
Yapmamalıydım.
I shouldn't have done it.
Lois.
Maybe I shouldn't have done it.
Belki de hiç yapmamalıydım.
I shouldn't have done it.
Bunu yaptırmamalıydım.
yeah, i mean, i shouldn't have done it.
Ciddiyim. Öyle davranmamalıydım.
I shouldn't have done it?
Yapmamalı mıydım?
- I shouldn't have done it.
- Bunu yapmamalıydım.