I shouldn't say traducir turco
596 traducción paralela
Say, why shouldn't I own six fur coats?
Neden altı adet kürk paltom olamazmış?
- Why shouldn't I say that?
Neden söylemeyeyim ki?
I regret to say this, but perhaps you shouldn't play tonight.
Bunu söylemek hoşuma gitmiyor ama bu gece oynamasanız daha iyi olabilir.
Who's to say I shouldn't?
Aksini kim iddia edebilir?
You know, dear, although I say I shouldn't, you have the loveliest profile in all Hamphshire.
Söylememe gerek yok ama... Hamphshire'ın en güzel profili sende.
She said you're getting older and I shouldn't say "petticoats" to you... I should say "underskirts," or else keep still.
Senin artık büyüdüğünü ve sana kombünezon dememem gerektiğini içlik demem gerektiğini söyledi.
I beg your pardon. You shouldn't say such things.
Kusura bakmayın ama böyle şeyler söylememelisiniz.
I'm sorry this happened. lf l do say it, as perhaps I shouldn't....
Böyle olduğu için üzgünüm. Bunu söylememeliyim ama...
Well, what I wanted to say was... you shouldn't be alone in the street so late at night.
Şey, söylemek istediğim şeye gelirsek geceleri bir başına sokaklarda gezmemelisin.
Perhaps I shouldn't say nothing, but we have very little in common.
Belki hiçbir şey dememeliyim, ama ortak çok az yönümüz var.
Like if I'm about to do something and I know I shouldn't, I say "Don't be such a little kike."
Yapmamam gereken bir şey yaparsam, "Böyle çıfıtık olma" derim.
Well Mrs Humphries, from what you've told me I shouldn't say there's anything abnormal about your husband's behaviour.
Bayan Humphries, bana anlattıklarınızdan kocanızın davranışlarında anormal bir şey olduğunu söyleyemem.
Why shouldn't I say so?
Neden söylemeyeyim?
Did I say something I shouldn't?
Sana yanlış bir şey mi dedim?
- Did I say something I shouldn't have?
- Dememem gereken bir şey mi dedim?
What I shouldn't have to say.
Söylemek zorunda olduklarımı.
Say, shouldn't you be getting ready? Oh, I'm all made up.
- Hazırlanman gerekmiyor mu?
Why shouldn't I say my prayers?
Niçin duamı etmiyorum?
Why shouldn't I say it?
Niçin söylemeyecekmişim?
I shouldn't say this, but we have good guests and bad guests.
Bunu söylememem gerek belki ama, hem iyi hem de kötü misafirlerimiz oluyor.
But if something is beautiful, why shouldn't I say so?
Ama birşey güzelse, neden bunu söylemeyeyim ki?
I shouldn't say that.
Bunu söylememeliydim.
Shouldn't I say hello?
Merhaba desem mi?
I shouldn't say it like this...
Böyle konuşurum işte...
- Oh, shit. Ignore me, I hope you didn't say what I thought you did. You shouldn't use that kind of language, Irmie.
Sen küfür etmezdin Irmia.
Maybe I shouldn't say this, but we can't go on for much longer.
Bunu söylemem gerekir herhalde, ama daha fazla dayanamayız gibi.
I say, chaps, shouldn't we find a spot of cover?
Bizi gören olabilir.
Maybe I shouldn't say this, but I'm no good.
Belki böyle söylememem gerekir ama ben iyi değilim.
You did say coffee would be the thing I shouldn't take...
Diyordum... Dedin ki içmemeliymişim
I'm sorry, I shouldn't say a thing like that, with you not gone yet.
Affedersin böyle konuşmamalıydım, daha sen ölmemişken.
I shouldn't say things like that.
Böyle şeyler söylememeliyim.
Well, no, I shouldn't say that.
Şey, aslında, öyle söylememem gerekirdi.
Your late father and I were good friends you shouldn't place me at arm's length
Babanla eskiden çok iyi dosttuk Bende senin baban sayılırım evet
I merely wanted to say, General... we shouldn't wait too long.
Sadece söylemek istedim, General. Çok fazla bekleyemeyiz.
I shouldn't say "condemned." I actually prefer them.
"Ayıplıyor" dememeliydim. Ben onları yeğlerim çünkü.
You see, didn't I say Laguna shouldn't go into Hadleyberg?
Gördünüz mü, ben dememiş miydim Laguna Hadleyberg'e gitmesin diye?
I told him what had happened... and he said in any case, I shouldn't say dirty words.
Olanları ona anlattım. ... ve her ne olursa olsun küfretmemem gerektiğini söyledi.
They'll say you shouldn't wash your dirty linen in public. That I'm playing the enemy's game.
Kol kırılır yen içinde kalır diyecekler, düşmanın ekmeğine yağ sürdüğümü söyleyecekler.
I shouldn't say this to a good customer, but he's really lazy.
İyi bir müşteri için bunu söylememeliyim ama o gerçekten tembel biri.
Maybe I shouldn't say it, but Ken hasn't written a word of a Mrs. Melville novel in years.
Belki söylememeliyim, ama Ken yıllardır Bayan Melville romanının tek sözcüğünü yazmadı.
You ask if I have anything to say to show cause why sentence shouldn't be passed
Bana cezanın neden uygulanmaması gerektiği konusunda söyleyecek bir şeyim olup olmadığını soruyorsunuz
Oh, I know I shouldn't say such things, but I just can't- - I can't behave like everybody else.
Oh, biliyorum böyle şeyler söylememeliyim, ama ben sadece- - başka diğer insanlar gibi davranamıyorum.
Maybe I shouldn't even say it.
Belki de hiç söylememem gerekir.
I knew I probably shouldn't say no.
Muhtemelen hayır demem gerektiğini biliyordum.
The doctors say I shouldn't.
Doktorlar içkiyi yasakladı.
I probably shouldn't say this... but sometimes I get to thinking I'm making a mistake.
Belki de bunu söylememeliyim ama hata yaptığımı düşünüyorum bazen.
Say I shouldn't do it, because I'm doing it.
Yapamazsın deme, çünkü yaparım.
They'd just say I shouldn't have been at the rally.
Anlatsam "sen de toplantıya gitmeseydin" derlerdi.
I know I shouldn't say this, but I just love my brownies.
Biliyorum bunu söylememeliyim ama ben keklerimi seviyorum.
Mr. Tricatel, perhaps I shouldn't say this, but you are a genius.
Bay Tricatel, belki de bunu söylememem gerekir ama siz bir dahisiniz.
I forgot to say, you shouldn't inhale unless you're used to it.
Söylemeyi unuttum, alışık değilsen içine çekme.
i shouldn't have said that 115
i shouldn't have asked 40
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i shouldn't have done that 93
i shouldn't have done it 47
i shouldn't have brought it up 19
i shouldn't have come 77
i shouldn't have said anything 89
i shouldn't have come here 35
i shouldn't have asked 40
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i shouldn't have done that 93
i shouldn't have done it 47
i shouldn't have brought it up 19
i shouldn't have come 77
i shouldn't have said anything 89
i shouldn't have come here 35
i shouldn't have 150
i shouldn't have to 26
i shouldn't be here 110
i shouldn't be surprised 18
i shouldn't be doing this 23
i shouldn't wonder 27
i shouldn't be telling you this 32
i shouldn't even be here 29
i shouldn't tell you this 19
i shouldn't think so 29
i shouldn't have to 26
i shouldn't be here 110
i shouldn't be surprised 18
i shouldn't be doing this 23
i shouldn't wonder 27
i shouldn't be telling you this 32
i shouldn't even be here 29
i shouldn't tell you this 19
i shouldn't think so 29
i shouldn't have called 17
sayonara 114
say my name 79
say hello to my little friend 37
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
sayonara 114
say my name 79
say hello to my little friend 37
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124
say it like you mean it 26
say what now 22
say your prayers 56
say it ain't so 28
say it again 435
say what 525
say it out loud 26
says who 419
say something 1124
say it like you mean it 26
say what now 22
say your prayers 56
say it ain't so 28
say it again 435
say what 525
say it out loud 26
says who 419