I tried to find you traducir turco
140 traducción paralela
I - I tried to find you.
Seni bulmayı denedim.
I tried to find you.
Sizi bulmaya çalıştım.
Afei, I tried to find you because, the martial arts world needs, us now.
Afei, Seni bulmaya istedim çünkü Dövüş sanatları dünyasının ikimize de ihtiyacı var şimdi.
I tried to find you.
Seni bulmaya çalıştım.
I went to the shelter. I tried to find you.
Sığınakta seni bulmaya çalıştım.
"I tried to find you."
"Seni bulmaya çalıştım"
I tried to find you one like your.
Sizi bulmak için bir hayli uğraştım.
I tried to find you before, but you were on the holodeck.
Daha önce seni bulmaya çalıştım, ama sanal güvertedeymişsin.
I tried to find you before the race.
Yarıştan önce seni aradım.
I tried to find you.
Seni bulmaya çalışıyordum.
Nan, if you knew how I tried to find you.
Nan, keşke seni ne kadar çok bulmaya çalıştığımı bilseydin.
I tried to find you but you'd left and I...
Seni aradım, ama ayrılmıştın. Ben...
- She's sick. I tried to find you, but you weren't around and I didn't know what to do.
Seni bulmaya çalıştım ama yoktun ve ne yapacağımı bilemedim.
- I tried to find you...
- Seni bulmaya çalıştım...
I tried to find you after the announcement, but I guess you'd already left.
Açıklamadan sonra seni bulmaya çalıştım ama sanırım çoktan gitmiştin.
I tried to find you Mirageman, and wherever you may be perhaps you didn't read the e-mail I wrote where I asked for your forgiveness for having tarnished your image
Mirageman, seni bulmaya çalıştım. Şu anda her neredeysen içinde imajını zedelediğim için affını dilediğim gözlerinin içine bakmama izin verdiğin için teşekkür ettiğim mesajımı sanırım okumadın.
I tried to tell you folks what it took me a year to find out.
Benim bir senede öğrendiğimi, size anlatmaya çalıştım arkadaşlar.
I tried to find what day you were coming out.
Ne zaman çıktığını öğrenmeye çalıştım.
I tried to find out, but he wouldn't talk to anyone but you.
Öğrenmeye çalıştım ama sizden başkasıyla konuşmayacakmış.
I ran it. You played straight man to a chimpanzee. I've tried to find....
- Hatırladım.Bir şempanzeyi sıradan biri gibi oynamıştın Bulmaya çalışıyordum...
I would have tried to find you.
Seni arayacaktım.
I tried to love you. Maybe I didn't find the right way.
Seni sevmeğe çalıştım Belki de uygun tarzı bulamadım.
So tonight, while we were looking for you, we tried to track Faugel down, but we couldn't find him.
Bu sebeple, bu gece seni ararken Faugel'i takip etmeye çalıştık ama onu bulamadık.
I tried like mad to find you :
Seni bulmak için deli gibi uğraştım.
Don't worry I tried hard to find the Blades... is because of you
Merak etme Sen olmasaydın bu kılıçları... çok zor bulurdum
I've tried to find at least something human in you...
İçindeki insanı keşfetmeye çalışıyorum...
So we tried everything we could think of to find you, or Jane.
Biz de seni ya da Jane'i bulmak için, aklımıza gelen her yolu denedik.
I have looked for a reason why I should allow you to go back. And though I tried, I could not find one.
Geri dönmenize izin vermek için kendi kendime geçerli bir sebep aradım ama ne yaptıysam, bir tane bile bulamadım!
Sir, I tried to find all the people you asked for.
Bütün istediğiniz kişileri bulmaya çalıştım, Efendim.
I tried so hard to find you.
Seni bulmak için çok uğraştım.
You're mad he's alive, you're mad I tried to find him, and you're mad I came back.
yaşadığını düşündüğüm için kızgınsın, onu aradığım için kızgınsın, ve döndüğüm için kızgınsın.
Well, like I told you, we tried everything to find that boy and who abducted him, went so far as to bring in a police psychic ten years back...
Söylediğim gibi, o çocuğu ve onu kaçıran kişiyi bulmak için her şeyi denemiştik. Polis medyumu bile çağırdık.
Because you didn't want... I can't. - l tried to find it, of course.
- Bulmaya çalıştım tabii ki.
You're just threatened because I tried to find out more about you.
Belki senin hakkında daha çok şey öğrenmeye çalıştığım için kendini tehdit altında hissettin.
Sorry, I guess I find you a little intimidating now you've tried to ram your tongue down my throat.
Dilini boğazıma soktuğundan beri sanırım seni daha korkutucu buluyorum.
So, I never tried to find the perfect someone, you know?
Yani mükemmel birini bulmayı hiç denemedim.
I'm sure, if they tried very hard, they could find some time to fit you in their schedule.
o kişi çok çabalarsa senin programına uymanın bir yolunu bulacağından eminim.
You have no idea how hard I've tried, my entire life, to find the answers that I could never find here.
Yanıtını asla burada bulamayacağım soruların yanıtını bulmak için hayatım boyunca nasıl çabaladığımı bilemezsin.
Homie, I tried to tell you how I feel but I can't find the right words.
Homie, sana hislerimi anlatmaya çalıştım ama doğru sözcükleri bulamadım.
You're going to go to your publisher, say you tried every angle but you could find nothing odd or suspicious in what I told you.
Yayıncına gidip, bütün yolları denediğini ama şüpheli hiçbir şey bulamadığını söyleyeceksin.
Look, Katya, I tried to find someone with real experience... but the truth is no one will work with you.
Katya, açıkçası tecrübeli birini ben de aradım, ama maalesef kimse seninle çalışmak istemiyor.
I tried to call you but they couldn't find you.
Sizi aramaya çalıştım ama bulamadılar.
I tried to threw myself off when I couldn't find you.
Seni bulamayınca intihar etmeyi denedim.
But if at some point I should find out that it's fake, that you tried to con me in any way, or that I hear you've made copies and someone else has one, then I'll have to come back here and hurt you.
Eğer herhangi bir zaman, sahte olduğunu anlarsam, beni herhangi bir şekilde kazıklamaya çalıştığına kanaat getirirsem, ya da kopyalarını yaptığını veya bir başkasında kopyaları olduğunu duyarsam, geri gelip senin canını acıtmak zorunda kalırım.
- I tried to keep still as a rabbit so you couldn't find me.
Çapraz parça gevşekti, hep sağa çekiyordu.
I remember well, the day the professor and I tried to find out, what kind of magic happens, when you put numbers inside this root symbol
Profesörle birlikte bu kök sembolünün içine sayıları yerleştirdiğinde ne tür bir mucizenin gerçekleştiğini daha dün gibi hatırlıyorum.
I mean, you haven't even tried to cut a deal, which makes me think that you have no idea how to find the weapon, therefore you're just another clone.
Hiçbir zaman pazarlık yapmaya çalışmadın, demek ki silahın nerede olduğunu bilmiyorsun ve sen de diğer bir klonsun.
I've tried to find... what it is that... brought religion to where it is today, why, you know, what differences in them... the similarities in all of them, and I think that that's a big thing for me
Dinleri bugün olduğu noktaya getiren şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Aralarında ne farklar var? Hepsinde ne gibi benzerlikler var?
I tried to find her before you got home, and there's no listing for her anywhere.
Sen eve gelmeden onu bulmaya çalıştım ama hiç bir yerde kaydı yok.
I tried to find her to write a follow-up, you know, after the other girl disappeared.
Diğer kız kaybolduktan sonra haber yapmak için onu bulmaya çalıştım.
I know you've tried to find out, so have I.
Bulmaya çalıştığını biliyorum, ben de denemiştim.