English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I tried to save you

I tried to save you traducir turco

90 traducción paralela
Kermie, I tried to save you a seat, but somebody took it.
Sana yer ayırmaya çalıştım ama birisi kaptı.
I tried to save you.
Seni kuratarmaya çalıştım.
I tried to save you...
Seni kurtarmaya çalıştım...
I tried to save your life, and you used me to set up the BGA.
Senin hayatını kurtarmaya çalıştım, ve sen beni BGA'ya iftira atmak için kullandın.
I tried to save you then, but I couldn't.
Seni kurtarmaya çalıştım ama başarılı olamadım.
Because I tried to save you.
Çünkü seni korumaya çalıştım.
I tried to save your soul, I tried to save you.
O işe yaramaz ruhunu kurtarmaya çalışmıştım ama sen istemedin.
I tried to save you.
Seni kurtarmaya çalıştım.
I tried to save you, Detective Ludlow.
Seni kurtarmaya çalıştım, dedektif Ludlow.
- I tried to save you.
Seni kurtarmaya çalıştım.
Angela thought you were having an affair, I tried to save your marriage, then I thought...
Angela başka biriyle olduğunu sanıyor, evliliğini kurtarmak istedim sonra da işten Angela'yı aradım.
I know I failed you... but I tried to save you, Jason.
Sende başarısız olduğumu biliyorum ama seni kurtarmaya çalıştım, Jason.
I tried to save you, man.
Seni kurtarmaya çalıştım.
- Yes, I knew about Russell but that's why I tried to save you.
Evet, Russell'dan haberdardım, bu yüzden seni kurtarmaya çalıştım.
I tried to save you.
Seni kurtarmaya çalıyordum.
There was a time when I tried to save foolish humans, those full of pride and spirit like you, but then.... [grunts]
Aptal insanları kurtarmaya çalıştığım da oldu. Senin gibi gurur ve ruh dolu olanları. Ama sonra...
- I tried to save her. - I know you did, Mr. Powell.
Onu kurtarmaya çalıştım.
Oh, Cheryl, I'm sorry. I tried to save a seat for you, but Gillian just took it.
Sandalyeni tutmaya çalıştım, ama Gillian oturdu.
Just forget I ever tried to save you from your miserable existence.
Seni sefil varlığından kurtarmaya çalıştığımı unut gitsin.
I tried to get them to save you too. It was a foreign ship and they didn't understand English.
Seni de kurtarmalarını istedim, ama yabancıydılar.
I don't mind telling you, I've tried my best to save him.
Onu kurtarmak için elimden geleni yaptım ama nafile
I just want to save more lives, sorry. Wish you good luck. I've tried my best to help you.
Biliyorum, şu anda beni anlamıyorsun ama başka çarem yok.
I'm told you tried to save my sister.
Bana kız kardeşimi kurtarmaya çalıştığın söylendi. Bunun için, sana teşekkür ediyorum.
Selfishly, I tried to keep you here, while the cancer ate away your organs, like an unstoppable rebel force, but I couldn't save you, and I shall see your face... nevermore, nevermore,
Bencillik yapıp, seni burada tutmak istedim. Kanser bütün hücrelerini önüne geçilmez asi bir güç gibi yiyip bitirirken, seni kurtaramadım ve senin yüzünü... bir daha asla, asla, asla göremeyeceğim.
After you two guys tried to save yourselves by arresting Murray for raping Smythe?
Siz Murray'i Smythe'ın tecavüzü için tutuklayarak kendinizi kurtardıktan sonra mı?
Because I thought that if you tried to kill yourself again and succeeded I could tell myself that I did everything I could to save you.
Çünkü sandım ki, eğer tekrar deneyip ölürsen, hiç olmazsa kendime seni kurtarmaya çalıştığımı söyleyebilirim.
And what it represents- - being ready to make the ultimate sacrifice to protect those who depend on you, just like you did when you tried to save Achilles.
Temsil ettiği şeylere. Sana güvenenleri korumak için büyük fedakarlıklar yapman gerektiğine. Achilles'i kurtarmaya çalışırken yaptığın gibi.
Pedro, I know that you tried to save your sister's life
Pedro, kız kardeşinin hayatını kurtarmayı denediğini biliyorum.
I tried to be a nice guy, I'm trying to save your life, and you have a terrible weekend on my account.
İyi bir insan olmaya çalışıyordum, hayatınızı kurtarmak istedim ve benim yüzümden çok kötü bir hafta sonu geçirdiniz.
You know I think is so interesting there was six sisters who are tried to save dad or at least help him die without feeling any pain.
Altı hemşirenin yatağın başında toplanıp babanın daha fazla yaşaması ya da en azından acı çekmeden ölmesi için uğraşması ilginç aslında.
Don't forget I really tried to save you guys.
Unutmayın, sizi gerçekten kurtarmaya çalıştım.
WHEN THE BABY PENGUIN, YOU KNOW, DIED, AFTER THE PARENTS TRIED TO SAVE IT THROUGH THE LONG WINTER... I DON'T KNOW, IT JUST GOT TO ME.
Anne babası uzun kış boyunca... onu korumaya çalıştıktan sonra bebek penguen ölünce bu bana dokundu, gerçekten.
I saw the crash. you tried to save him.
Kazayı gördüm. Onu kurtarmaya çalıştınız.
I should have tried to save you both.
İkinizi de kurtarmayı denemeliydim.
I tried to across the whole desert just to save you. All by myself.
Seni kurtarmak için koca çölü geçtim, tek başıma.
You tried to save him, remember?
Epps'i öldürmediniz ki.
I've tried twice to save you, but the universe has a way of course correcting,
İki kez seni kurtarmayı denedim ama... Evrenin, maalesef, rotasını düzeltme özelliği vardır ve bunu sonsuza kadar durduramam.
I've tried twice to save you, but no matter what I try to do, you're gonna die, charlie.
Denedim kardeşim... Seni iki defa kurtarmayı denedim, Ama benim çabalamam bir şeyi değiştirmez,
I've tried, brother, I've tried twice to save you, but...
Denedim, kardeşim. Seni kurtarmayı iki defa denedim.
If there was anything else, I could have tried, if there was any way to save you, I would have done it, I promise.
Eğer başka birşey elimden gelseydi, eğer seni kurtarabileceğim başka bir yol olsaydı bunu denerdim, yemin ederim.
That's what I was trying to tell you, I tried to save him...
Ben de size bunu anlatmaya çalışıyordum. Onu kurtarmaya çalıştım.
I tried to stop Rock, I was trying to save you son.
Rock'u durdurmaya çalıştım. Oğlunu kurtarmaya çalışıyordum.
Well, I tested well in school, but they say that doesn't mean - - you're trying to save the man who tried to kill you.
Okulda iyice test ettiler ama söyledikleri bu anlama... Seni öldürmeyi denemiş birini kurtarmaya çalışıyorsun.
I said that you'd tried to save him.
Onu kurtarmaya çalıştığını söyledim.
And you know how hard I tried to save him.
Onu kurtarmaya ne kadar uğraştığımı biliyorsun.
I don't know if you remember me, but... you were the one who tried to save Max that day.
Beni hatırlar mısınız bilmiyorum ama - O gün Max'i kurtarmaya çalışan kişisiniz. Hatırlıyorum.
When you realized what you'd done... I'd like to think that you tried to save her.
Ne yaptığını anladığında onu kurtarmaya çalıştığını düşünmek istiyorum.
I hear that you tried to save me.
Beni kurtarmaya çalıştığını duydum.
While you tried to save Greendale, we trashed the school like a TV commercial where the teacher banned skittles.
Sen Greendale'i kurtarmaya çalışırken, biz okulu, öğretmenlerin skittles * oynadıkları reklamdaki gibi dağıtmakla meşguldük.
I probably should have tried to save my mom, but sometimes, you just have to save yourself.
Muhtemelen annemi kurtarmaya çalışmalıydım ama bazen sadece kendini kurtarman gerekiyor.
Hey, remember that time when I tried to trick you into getting me pregnant to save our marriage?
Hani evliliğimizi kurtarmak için, seni hamileyim numarasıyla kandırdığımı hatırlıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]