I want to go home traducir turco
2,647 traducción paralela
- I want to go home.
- Eve gitmek istiyorum.
I want to go home now.
Artık eve gitmek istiyorum.
I want to go home.
Eve gitmek istiyorum ben.
I want to go home!
Eve dönmek istiyorum!
'Cause I want to go home!
Eve dönmek istiyorum da ondan!
Cute. If if you run into my dad, tell him I hate it here and I want to go home.
Babama rastlarsan,... ona buradan nefret ettiğimi ve eve gitmek istediğimi söyle.
I want to go home... will you take me there?
Eve gitmek istiyorum... beni götürür müsün?
I want to go home...
Eve gitmek istiyorum...
I want to go home now...
Hemen eve gitmek istiyorum...
But I want to go home now.
Ama ben şimdi evime gitmek istiyorum.
I want to go home now.
Eve gitmek istiyorum.
I want to go home!
Eve gitmek istiyorum!
I want to go home.
- Eve gitmek istiyorum.
- Dad, please, I want to go home!
Eve gitmek istiyorum!
I want to go home, Daddy!
Eve gitmek istiyorum, baba!
I want to go home with him.
Eve onunla gitmek istiyorum.
I want to go home. Can we just go home?
Eve gitmek istiyorum.
Dad, I want to go home.
Baba, eve gitmek istiyorum.
I want to go home, mom, back to Rome.
Eve gitmek istiyorum anne, Roma'ya.
- No. I want to go home.
Eve gitmek istiyorum.
I want to go home and tongue-kiss my Maxima.
Eve gitmek ve Maxima'ma Fransız öpücüğü vermek istiyorum.
I want to go back home, and grow old cherishing it.
Evime dönüp bunu sevgiyle anarak ihtiyarlamak istiyorum.
I want to go home.
Eve gitmek istiyorum.
I just want to go home.
Eve gitmek istiyorum sadece.
I don't want to go home. I don't have anything waiting for me there. I, um, took a leave from school to come here.
Sanırım kendime çok yükleniyorum, insanları fazla ciddiye alıyorum.
Okay? I want you to go home.
Eve gitmeni istiyorum.
I still want to go home, Stewie.
Bak, ben hala eve gitmek istiyorum Stewie.
I want to go fucking home.
Eve gitmek istiyorum.
And if we go there, and Peter says, "Actually, I really don't want to do this," that's fine, we'll come home again.
Ve eğer biz oraya gittikten sonra Peter "aslında bunu yapmak istemiyorum" derse, sorun değil, geri geliriz olur biter.
I just want to go home.
Sadece eve gitmek istiyorum.
Honey, I want to have refreshing with you. / You better just go home.
Sevgilim beni yeniden canlandırmanı istiyorum. - Evine gitsen daha iyi.
I just want to go home.
- Sadece eve gitmek istiyorum.
I kind of just want to go home.
Sadece eve gitmeyi istiyorum.
I don't want to go home.
Eve gitmek istemiyorum.
Go home and be a mother to our son, because I don't want you here!
Eve dön ve oğlumuza annelik yap çünkü seni burada istemiyorum!
And I know it's your birthday, I don't want to be a wet serape, but maybe we should go home to chill ville.
Doğum günün olduğunun farkındayım köstek olmak da istemem fakat belki de evimize gitsek daha iyi.
No. I don't want to go home and sob like a baby
Eve gidip ağlamak istemiyorum.
I want you to go home?
Ben mi sizin eve gitmenizi istiyorum?
I don't want to go home now.
Artık eve gitmek istemiyorum.
Okay, I want you to go home, in case George comes back.
George'un dönme ihtimaline karşı sen eve git. Biz de sahaya bakalım.
I just want to go home, take a long bath and go to bed.
Eve gidip uzun bir banyo yapmak ve uyumak istiyorum.
I want you all to go home and relax.
Hepiniz evinize gidip rahatlayın.
No, I-I don't want to go home.
Hayır, eve gitmek istemiyorum.
I hear they don't even keep score at sporting events anymore well, they don't want the kids to go home and feel like a loser.
Spor haberlerinin sonuçlarını bile duymak istemiyorlar. Pekala, evlerine gittiklerinde kendilerini bir ezik gibi hissetmek istemiyor olabilirler.
I just want to go home.
Eve gitmek istiyorum.
Now I just want to go home.
Şimdi de eve gitmek istiyorum.
- Yeah, I just didn't want to go home to mom because I wanted to hang out with you, and-and maybe see if we could all eat Thanksgiving together tomorrow, like we used to.
Evet seninle takılmak istediğim için onun yanına gitmek istemedim. Bir de yarın seninle şükran günü yemeği yiyebilir miyim diye soracaktım. Eskiden yaptığımız gibi.
I... I... I just... want to go home.
Ben... ben sadece eve gitmek istiyorum.
- Please, I just want to go home!
- Lütfen, sadece eve gitmek istiyorum!
I want to go home.
Ben eve gitmek istiyorum.
You're in a hurry to go home while I still want to be here.
Siz geri dönmek istiyordunuz ve ben hazır değidim.