I want to see them traducir turco
605 traducción paralela
You mean, do I want to see them two fellas hung? I do.
Bu adamların asılmasını kastediyorsan, evet onaylıyorum.
They're all I have. I want to see them. - I will see them.
Onları görmek istiyorum, ve göreceğim.
I want to see them as happy as I am.
Onlar da benim kadar mutlu olmalı.
I want to see them about this melodrama.
Yazdığım bu melodram için onlarla görüşmek istemiştim.
And notify the directors that I want to see them in the conference room immediately.
Ayrıca tüm yönetim kurulu üyelerine, onları acilen konferans odasında görmek istediğim bilgisini verin.
As soon as they get back, I want to see them.
Döner dönmez onları görmek istiyorum.
Lead me, I want to see them.
Bana yol göster, onları görmek istiyorum.
I want to see them.
Onları görmek istiyorum.
- I want to see them.
- Görmek istiyorum.
Can you imagine for one minute that I want to see them hurt?
Çocukların üzülmesini isteyeceğimi mi sanıyorsunuz?
Tell Neuman and Lisa I want to see them at 7 : 30.
Neuman'la Lisa'ya onları akşam 7.30'da görmek isteiğimi söyle.
I don't want to see them again, you hear me?
Onları bir daha görmek istemiyorum, beni duydun mu?
Except, at Mother's tonight... I want them to see you at your best.
Yalnız, bu gece annemin evinde... seni en iyi halinle görmelerini istiyorum. Larry, içme.
I don't want to see them again!
Onları bir daha görmek istemiyorum!
I want him to see them there.
Orada görsün istiyorum.
You see, Laury, there's all those other kids hundreds of them, in the streets and bad environment whom I don't want to see grow up like Rocky did.
Yüzlerce diğer çocuğun sokaklarda ve kötü çevrelerde Rocky gibi yetiştiğini görmek istemiyorum.
They are waiting for me to dance. I don't want them to see you dance.
Sen dans ederken onların izlemesini istemiyorum.
- I didn't want them to see me.
- Beni görmelerini istemedim.
I wouldn't want them to see me with my shoes off.
Ayakkabılarımı çıkarırken beni görmelerini istemezdim.
Because, when.. I see someone like those over there I want to jab them in the face.
Çünkü ne zaman... şuradaki adam gibi adamları görsem, suratlarına bir yumruk atmak istiyorum.
I see them as I want them to be, not as they really are.
Onları kendi istediğim gibi görüyorum, oldukları gibi değil.
- I don't want them to see me.
- Onların beni görmesini istemiyorum.
I want them to see it and to come and get their guns.
Ateşi görünce gelip silahlarını almalarını istiyorum.
Now, I am sure there are some of you who don't want to see them do that.
Şimdi, eminim ki onların bunu yapmasını istemeyen birçok kişi var içinizde.
They say I flung my baby into the midden but I didn't want them to see it.
Kimsenin bebeğimi görmesini istemediğimden onu gübreliğe gömmüşüm bir de.
- I don't want them to see us together.
- Bizi birlikte görmesinler.
I don't want to see them.
Onları görmek istemiyorum.
Mr Jones wants to stretch his legs... although I don't see why he'd want them any longer.
Bay Jones bacaklarını hareket ettirmek istiyor buna neden gerek duyduğunu bilmememe rağmen.
Maybe I should see things as they really are... and not as I want them to be.
Belki de gerçekleri olduğu gibi görmeliyim ve onlarınki gibi değil.
Because I didn't want anybody but me to see you in them.
Benden başka kimsenin seni o şekilde görmesini istemedim.
I thought you'd want to see them.
Görüşmek isteyeceğinizi düşündüm.
I want to see how some of them spend their spare time.
Bazıları boşken neler yapıyor öğrenelim.
By noon tomorrow, I want to see every one of them destroyed!
Yarın öğlene onların hepsinin yok edildiğini görmek istiyorum.
I don't want them to see this.
Bunu görmelerini istemem.
Want to see? I've got them on now.
İşte bak..
- You see, I want to surprise them.
- Onlara süpriz yapmak istiyorum da.
- I don't want them to see me arrive.
- Geldiğimi görmelerini istemiyorum.
I want them to see the surprise on your face.
Yüzündeki şaşkınlığı görsünler.
I want you to be standing by them, and tell me whatever it is you see outside, understand?
Sizden önünde durmanızı istiyorum ve dışarıda ne görürseniz bana söylemenizi, anlaşıldı mı?
You see, the Daleks want the drugs, too, and they won't let us go until I bring them back to them.
Anlayacağın dalekler de ilaçları istiyor ve bunları onlara götürene kadar bizi serbest bırakmayacaklar.
I do not want to see them perish.
Felakete uğramalarını görmek istemiyorum.
I never want to see them again
Onları bir daha görmek istemiyorum.
I don't want to see them anymore.
Onları daha fazla görmek istemiyorum.
I don't want anybody to see them looking like that.
Kimsenin onları o şekilde görmesini istemiyorum.
I never want to see them again!
Onları asla bir daha görmek istemiyorum!
I want all the workers to see you, that way, you can give them hope for the future.
Bütün işçileri görmeni istiyorum böylece onlara gelecekle ilgili umut verebilirsin.
I don't want to see them out of your mouth again, you hear?
Bir daha çıkardığını görmek istemiyorum, anlaşıldı mı?
I don't wanna see any doctors, and I don't want them to see me!
Doktor görmek istemiyorum. Beni görsünler istemiyorum!
I don't want to see them anymore.
Onları bir daha görmek istemiyorum.
i'm going to show you three numbers and i want you to tell me if you see any similarity between them.
Size üç sayı göstereceğim. Benzerlik görürseniz söyleyin.
I don't want to see them again.
Onları tekrar görmek istemiyorum.