I wasn't drunk traducir turco
128 traducción paralela
Your wife was driving with only one shoe on her foot. I thought she was drunk driving, but she wasn't.
Eşiniz tek ayakkabıyla araba kullandığından sarhoş olduğunu düşünmüştük ama değilmiş.
I didn't sing in the hall and I wasn't drunk!
Salonda şarkı söylemedim ve sarhoş değildim!
Yes, I'm drunk, I admit it. lf l wasn't, I wouldn't dare say a thing.
Evet, sarhoşum, kabul. Yoksa tek kelime söyleyemezdim.
I wasn't drunk till after I heard.
Öğrendikten sonra sarhoş oldum.
I wasn't running away, I was escaping... from hypocrites like you, who have to get drunk before they can let go.
Kafayı bulmadan kendini koyveremeyen senin gibi ikiyüzlülerden kaçıyordum..
I wasn't drunk.
Sarhoş değildim.
realize now I wasn't drunk at all.
Şimdi fark ediyorum ki ; hiç de sarhoş olmamışım.
I wasn't drunk, he was.
Sarhoş olan ben değildim, oydu memur bey.
No, I wasn't drunk.
Hayır sarhoş değildim.
I wasn't drunk, I was insane!
Sarhoş değil, çıldırmış olmalıyım.
It wasn't because I was drunk that I dropped you.
Sarhoş olduğum için düşürmedim seni.
I mean, I wasn't falling-down drunk or anything.
Yani, çok kötü sarhoş değildim.
I wasn't drunk last night at dinner, and when I saw you and I saw the house, my memory came back of my last life.
Dün gece seni ve evi gördüğümde sarhoş değildim, daha önceki hayatımdaki anılarım canlandı.
I was pretty drunk, wasn't I?
Oldukça sarhoştum, değil mi?
No, I wasn't drunk.
Hayır, sarhoş değildim.
- I wasn't drunk.
- Sarhoş değildim.
He was drunk and I wasn't paying attention.
Sarhoştu. Ben de dikkat etmiyordum.
I wasn't drunk or on drugs, as they said.
Söyledikleri gibi sarhoş değildim. Çok yorgundum.
What you're saying is you got drunk and you lost that money. I probably had a couple, but that wasn't the thing.
Yani sarhoş oldun ve o parayı kaybettin.
If I wasn`t a little drunk, I wouldn`t bring this up.
Biraz sarhoş olmasam bu konuyu açmazdım ama...
I'd had a drink, but I wasn't drunk!
İçmiştim ama... sarhoş değildim!
When I hit high school, I was shaking by noon if I wasn't drunk.
Liseye geldiğimde öğlene kadar sarhoş olmamışsam ellerim titrerdi.
Word gets out that I killed this guy, nobody's gonna believe I wasn't drunk.
Bu adamı öldürdüğüm duyulursa kimse sarhoş olmadığıma inanmaz.
I wasn't drunk.
Az sonra orada olacağım. Sarhoş değildim.
I mean, Marion said that Ted was drunk, although in his view, he wasn't.
Marion, Ted'in sarhoş olduğunu söyledi, oysa kendisi olmadığını düşünüyordu.
I wasn't drunk.
Sarhoşlar mı? Sarhoş değildim.
A Britney Spears kind of thing, except I wasn't drunk and puking in the halls.
Bir tür Britney Spears olayı gibi, sarhoş olmak ve etrafa kusmanın dışında.
I wasn't drunk, Karen.
Sarhoş değildim Karen.
You know, Dan if I wasn't half drunk I'd tell you to go screw yourself.
Eğer çakır keyif olmasaydım Dan, sana "git kendini becer" derdim.
I don't know either. I wasn't even drunk or even dreaming at the time.
Üstelik bunları gördüğümde ne sarhoştum ne de gördüklerim bir hayaldi.
I don't think I could ever stop blaming myself for all the time I wasted being drunk, angry, busy, when I really wasn't.
Sarhoş, kızgın, gerçekten öyle olmadığım zamanlarda, meşgul olarak harcadığım zaman için kendimi suçlamayı bırakacağımı zannetmiyorum.
I wasn't drunk. I was drugged.
Sarhoş değildim.İçkime ilaç katılmıştı.
I wasn't too drunk not to know I should hide it, but I was too drunk to keep track of where.
Onu saklamam gerektiğini unutacak kadar sarhoş değildim. Ama yerini aklımda tutamayacak kadar sarhoştum.
- I wasn't drunk enough.
- Bilmiyorum. - Yeterince sarhoş değilim.
I wasn't weaving. I'm not drunk.
Zikzak yapmıyordum, sarhoş değilim.
See, I wasn't drunk.
Gördün mü, sarhoş değildim.
I wasn't drunk.
Sarhoş da değildim.
Yeah, I told stetler that it wasn't there, but then again, he thinks I was drunk.
Ben de Stetler'a kamyon olmadığını söyledim. Ama tabii, o benim sarhoş olduğumu sanıyor.
Well, we finished dinner and he still wasn't drunk so I suggested a drinking game.
Yemeği bitirdik ve o hala sarhoş değildi, ben de içki oyunu oynamayı önerdim.
Even though the crowd wasn't nearly drunk enough to make karaoke entertaining, I knew it would at least stop people from reminding me of all the bad stuff I'd done.
Kalabalık, karaoke yapıp eğlenebilecek kadar içmemiş olsa da bunun, insanların yaptığım kötülükleri hatırlatmasını durduracağını biliyordum.
A few beers, but I-I wasn't drunk.
Bir kaç bira, ama şarhoş değildim. Doğru.
Well, no, I... I wasn't drunk, but they think I was.
Hayır, sarhoş değildim, ama onlar öyle sanıyor.
It wasn't my fault, I got really drunk to try and make the evening pass quicker, and then by the end of it the makeup thing was actually starting to work for me a bit.
Benim hatam değildi. Gece hızlı ilerlesin diye iyice sarhoş olmuştum, ama sonlara doğru makyajı zaten işimi kolaylaştırıp tüm isteğimi öldürmüştü.
Because it was not one, it wasn't two, but it was 22 incidents of drunk and belligerent, grab-ass-behavior that landed you on that list, am I right?
Çünkü bu bir değil iki değil tam 22 defa alkolik ve saldırgan tavrınızla çıkarmış olduğunuz olaylar yüzünden bu listeye girdiniz. Bay Miller.
It wasn't until six months ago that I stopped phoning my ex every time I got drunk.
Altı ay öncesine kadar her sarhoş olduğumda eski sevgilime telefon açardım.
I swear to you, I wasn't drunk.
Yemin ederim. Sarhoş değildim.
Yeah, I wasn't drunk.
Sarhoş değildim.
And I was so drunk that when I found out that it wasn't...
Anlaşmadıklarını öğrendiğimde sarhoştum.
If it wasn't for this guy, I'd be just another drunk driving around the streets of L.A.
Eğer o olmasaydı, şimdi Los Angeles sokaklarında gezen bir sarhoş olurdum.
I was drunk, and it wasn't a contest over her affections.
Sarhoştum ve Kitty üzerine değildi. Ona Kitty'e kötü davrandığını söyledim.
And I was drunk, and I know that if I wasn't drunk I wouldn't have let it happen, but it just seemed like it wasn't so bad.
Sarhoştum ve biliyorum ki sarhoş olmasaydım olacaklara izin vermezdim. Ama o kadar kötü görünmemişti.
i wasn't listening 61
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i wasn't invited 33
i wasn't talking to you 127
i wasn't looking 38
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i wasn't invited 33
i wasn't talking to you 127
i wasn't looking 38