I wouldn't do that to you traducir turco
256 traducción paralela
Do you think there's anything that has to do with you that I wouldn't understand?
Seninle ilgili olan bir şeyi anlayamayacağımı düşünüyor musun?
If I thought you could do a thing like that I wouldn't want to live. What do you care?
Eğer böyle bir şey yapabileceğini düşünseydim, yaşamak istemezdim.
I said that if I had to do it all over again, I wouldn't marry you.
Sabah her şeyi yeniden yapmam gerekse seninle evlenmem dedim.
I wouldn't do that to you.
Ben sana bunu yapmazdım.
Well, I wouldn't want to take it on myself, sir, but I'd get somebody to do it for you far for that.
Onu kendi başıma üstlenmek istemem, efendim,.. fakat size bunu yapabilecek birini bulabilirim.
I wouldn't ask you to do anything that isn't good for you, would I?
Senden hayrına olmayan bir şeyi yapmanı istemem, öyle değil mi?
Wouldn't it have been better if you'd told me that first evening that Ussoni was your lover, and that you hoped I'd do anything to keep him in Venice?
Bundan daha iyisi olamazdı. O ilk akşam, Ussoni'nin sevgiliniz olduğunu bana söylediğinizde ve siz onun Venedik'de kalması için benim bir şeyler yapmamı mı umdunuz?
If I had wanted to do that, I wouldn't have gotten you involved.
Ben, bunu yapmak isteseydim, zaten bu işe girmezdim.
And I'm sure he wouldn't want you to do anything to embarrass him... at that cockamamie university.
O saçma sapan üniversitede albayı utandıracak bir şey... yapmanı istemediğinden eminim.
I suppose it wouldn't do any good to show you ID cards a driver's license, things like that?
Herhalde kimliğimi, ehliyetimi falan göstermemin de... bir yararı olmaz, değil mi?
Do you think I enjoyed it alone in that old house with Father who wouldn't speak to me?
Hoşuma gittiğini mi sanıyorsun, benimle hiç konuşmayan pederle o eski evde, tek başıma?
Now, before you say, "What do you want" or "Get the hell out," consider that I wouldn't be here if I didn't have to be.
"Ne istiyorsun?" ya da "Defol!" demeden önce burada olmam gerekmese gelmeyeceğimi bir düşün.
I've already embarrassed you enough... but I was just thinking, um... perhaps, uh... I certainly wouldn't want to do that...
olmak istemiyorum.
No. I wouldn't do that to you, Paris.
Hayır, bunu sana yapmam, Paris.
Well, I'd like to help you but that wouldn't do anything but get us both in trouble.
Sana yardım etmek isterdim ama bu ikimizin başını da derde sokmaktan başka bir şey yapmazdı.
Seen men do things that I wouldn't begin to tell you at a time like this, my fair darling.
Erkeklerin yaptığı sana böyle bir zamanda söyleyemeyeceğim şeyler, güzelim.
You're very clever but if I'd meant to do that I wouldn't have screwed them up in my pockets and put them in the state in which you found them on me.
- Çok zekisiniz ama bunu yapmak niyetinde olsaydım onları cebime sıkıştırıp berbat etmez ve onları üzerimde bulduğunuz duruma getirmezdim.
I wouldn't do that to you.
Sana bunu yapmam.
I have been patient and I've tried to help, but you wouldn't even let me do that.
Sabırlı davrandım ve yardım etmeye çalıştım ama bunu bile yapmama izin vermedin.
I want you all to know that there's nothing that I wouldn't do for any of you.
Hepinizin şunu bilmesini isterim : Sizin için yapmayacağım şey yoktur.
I wouldn't do that to you.
Bunu sana yapamam.
No, sir, Joe, I wouldn't want you to do that.
Tabii ki hayır, Joe, bunu ben de istemem.
I wouldn't ask you to do anything that I wouldn't do myself.
Kendim yapamayacağım bir şeyi senden istemezdim.
I know how happy you are and I wouldn't do anything in the world to get in the way of that happiness.
Çok mutlusun, biliyorum. Bu mutluluğu bozmamak için her şeyi yaparım.
I wouldn't do that until you talk to Mr. Babbitt.
Siz önce Bay Babbitt'le konuşmadan bunu yapamam, efendim! Numarası mı?
Mr Hugo, I wouldn't dirty my hands on that promiscuous little bitch if you gave me money to do it!
Bay Hugo, para verseniz bile bu orospuya elimi sürmem!
I wouldn't be up there in the first place, because I have nothin'to do with that stinky Tommy. - Mamma! - What do you got against Tommy?
Onun yerinde zaten olamazdım çünkü o leş kokulu Tommy'le hiçbir işim olmazdı.
- You know I wouldn't do that to you.
- Sana bunu yapmayacağımı biliyorsun.
I wouldn't tell you to do that.
Bunu yapmamanı söylemiştim sana.
I really wouldn't want to do that, you know.
Bu, beni pek de açmadı.
I swear to you... on the sacred Koran that you won't be in any danger, that we'll be back after two weeks and that I wouldn't do anything to jeopardise yours or Mahtob's safety.
Sana Kuran üzerine söz veriyorum asla tehlikede olmayacaksınız, iki hafta sonra geri döneceğiz ve senin ya da Mahtob'un güvenliğini tehdit edecek hiçbir şey yapmayacağım.
She's going to say, "Do you think I'd be dumb enough to kill anyone... in the exact way I described in my book?" I wouldn't do that because I know I'd be the suspect.
Birini, yazıldığı gibi öldürecek kadar aptal mıyım diye soracak.
Well, I wouldn't want you to do that.
Bunu yapmanı istemem.
I wouldn't do that... what those other people did to you, leave you.
Ben bunu yapmazdım diğerlerinin yaptığı gibi seni terk etmezdim.
I wouldn't do that to you.
Ben sana bunu yapamam.
If you wouldn't have froze up like a bitch, maybe I wouldn't have had to do that shit, now wouldn't I?
Sen kancık gibi donup kalmasaydın, belki bunu yapmak zorunda kalmazdım, öyle değil mi?
# There's nothin'that I wouldn't do if it was gettin'you to notice #
Ne gerekiyorsa yapardım Fark etmeniz için
- I wouldn't do that to you.
- Hassiktir ordan. Bir gülle sonuç belli olmaz.
You know I wouldn't do that to you.
Sana böyle bir adilik yapmayacağımı bilirsin değil mi?
I know it's hard to accept, but you'll learn to do things that you wouldn't believe possible right now.
Kabul etmek zor biliyorum ama yine kendini idare edebileceksin. Şu anda hayal bile edemediğin şeyleri yapabileceksin.
I wouldn't do that to you.
Bunu yapmam, biliyorsun.
I wouldn't do that to you.
Bunu senin için yapmadım.
No, Coach, you know I wouldn't do that to you.
Sana bunu yapmam.
I wouldn't do that to you.
Sana bunu yapamam.
I knew that if I told you to forget this job, get the hell outta here, you wouldn't do it, would you?
Biliyordum ki, eğer yapsaydım işi unutmanı söylerdim. Cehennem olayım defolup gideyim mi? Bunu yapmayacaksın, değil mi?
Not yet, You wouldn't listen back then I won't be able to do it until you've answered my prayers, you know that
Daha kuramadım. O zamanlar beni dinlemezdin. Sen yakarışlarımı yanıtlayana kadar, bunu başaramam.
I just hope that it wouldn't cause you... to do anything, you know, out of character.
Sadece umuyorum ki hiçbirşey yapmamamızın... seninle ilgisi yok, biliyorsun, dışlamak.
- I wouldn't do that to you.
- Bunu sana yapmam.
If I wanted to kill you, I wouldn't do it that way.
Seni öldürmek isteseydim, bu şekilde yapmazdım.
I'm doing this because I feel that it's the right thing to do, and because I know what you're going through, and I wouldn't want to happen to you what happened to me.
Çünkü doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü neler hissettiğinizi biliyorum. Benim başıma gelenlerin sizin de başınıza gelmesini istemiyorum.
And how do I know once I gave you that piece... that you wouldn't then just try to kill me?
Sana o parçayı verdiğimde... beni öldürmeye çalışmayacağını nereden bileyim?