I wouldn't have done it traducir turco
133 traducción paralela
I wouldn't have done it for anything in the world.
Kızacağını bilsem, dünyaları verseler satmazdım.
I wish I'd known what kind of family I married into. I wouldn't have done it.
Nasıl bir aileye damat gittiğimi bilseydim hayatta yapmazdım.
Well he just asked me if I'd take it to Driercliff for a half a pound and I wouldn't have done it for a penny less.
Bu notu sana verdiğinde ne dedi? Yarım sterline onu Driercliff'e götürmemi istedi. Bu işi bir peni eksiğine yapmazdım.
If it didn't have to be done, I wouldn't ask.
Şart olmasaydı, istemezdim.
It's possible that I wouldn't have done it for anyone else.
Mümkündür ki, bir başkası için yapmam.
If he was love with her, I wouldn't have done it.
Ona aşık olsaydı, bunu yapmazdım.
I wouldn't have done it if it hadn't been.
Ama, ölebilirdim.
Had I known, I wouldn't have done it.
Eğer bilseydim, yapamazdım.
Now that I think of it, if I'd thought about it, I wouldn't have done it.
Şimdi düşünüyorum da, eğer o zaman düşünmüş olsaydım, yapmazdım.
I was under a certain stress or I wouldn't have done it.
Stresliydim yoksa normalde yapmazdım.
I never imagined they wouldn't have done it
Başaramadıklarını hayal bile etmedim.
- I couldn't have done it alone. - We wouldn't leave you stuffless.
Günaydın Bayan Hayes.
I wouldn't have done it if I was with somebody I didn't trust.
Eğer yanımda güvenemediğim biri olsaydı, bunu yapmazdım.
I didn't know she was your daughter or I wouldn't have done it.
Kızınız olduğunu bilseydim, inanın bunu yapmazdım.
Probably wouldn't have done it on second thought if I had thought.
Düşünseydim yapmazdım herhalde.
You had to feel something or you wouldn't have done it. Can I come in?
Seninle konuşabilirmiyim?
But I know you wouldn't have done it unless you had a good reason.
Ama yine de iyi bir sebebin olmadan bunu yapmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorum seni.
If I had, I wouldn't have done it.
Sezseydim bunu yapmazdım. Tehlike yok mu?
Dad, I wouldn't have done it for anyone else.
Baba, başka biri için yapmazdım.
Jimmy, I swear, ifthat could be me in there... I wouldn't have done it, man, cos I...
Jimmy, yemin ederim, onun yerine geçebilsem, geçerdim.
If I were you, I wouldn't have done it.
Yerinde olsam, Bunu yapmazdım.
I feel fine with it. Otherwise, I wouldn't have done it.
Pek bir şeyi düşünmedim.
It was for such a brief instant. But I wouldn ´ t have done without you for all the world.
Kısa bir süre için bile olsa bu dünyada sensiz yapamazdım.
I wouldn't have done this if I didn't think it was a great opportunity for both of us.
İkimiz içinde güzel fırsat olmasa seni buraya getirmek istemezdim.
I wouldn't have done this if it wasn't for you guys.
Siz olmasaydınız orduya asla katılmazdım çocuklar.
I'm sorry, Jess... if you hadn't raised your hands, I wouldn't have done it.
Üzgünüm, Jess... eğer ellerini kaldırmasaydın ben de yapmazdım.
I probably wouldn't have done so well in school if it hadn't been for my fear that I'd be bested by my brainy little brother.
Muhtemelen okulda bu kadar çok başarılı olamazdık. Eğer küçük zeki kardeşimin beni geçmeyeceğinden bu kadar korkmasam.
I wouldn't have done that if I didn't think the old king of thieves couldn't handle it.
Eğer yaşlı hırsızların kralının bununla baş edebileceğini düşünmeseydim bunu yapamazdım.
Ryan, you kissed me, and I responded... but I wouldn't have done it if I thought it was going to end our friendship.
Ryan, sen beni öptün, ben de karşılık verdim... ama arkadaşlığımızı bitireceğini bilsem yapmazdım.
It's clear that I wouldn't have done this without Jeff pushing me to do it.
Açıkçası Jeff zorlamasaydı böyle bir şeye kalkışmazdım.
BUT WHY WOULD I ASK YOU? HONEY, I WOULDN'T HAVE DONE IT IF YOU DIDN'T ASK ME...
- Tatlım, sen istemeseydin...
If I'd have done that, even if I didn't make it, you wouldn't have had to jump.
Bunu yapabilseydim, başaramasaydım bile sen atlamak zorunda kalmazdın.
If I wasn't seconds away from death, I wouldn't have done it.
Ama ölüme o kadar yakın olmasam, bunu asla yapmazdım.
It's just, you know, I figured you like'em clean, you know, otherwise you wouldn't have done such a good job washing them.
Temiz kalmalarını isteyeceğini düşünmüştüm. Yoksa daha önce yıkamak için o kadar uğraşmazdın.
I wouldn't have done it otherwise.
Daha farklı bir şekilde yapmazdım.
I wouldn't have made it alive if I hadn't done the shake move... and, you know, I crept up outta there.
Evet, adamım. Eğer bunu yapmasaydım sağ kalamazdım... ve, bilirsin, sıvıştım oradan.
I'm sure he feels really bad, you know? And I bet if he had to do it over again, he wouldn't have done it.
Ve bahse varım bir şansı daha olsa yapmazdı.
Maybe he wouldn't have done it if I hadn't been so tough on him. I don't know.
Ona karşı bu kadar sert olmasam belki de bunu yapmazdı.
- lf l knew it wouldn't work out for you and I, before we were together, would I have done it?
- Eğer birlikte olmadan önce bunun ikimiz için de yürümeyeceğini bilsem bile yine de yapar mıydım?
He wouldn't have done it if I hadn't referred him that case we declined.
Bizim reddettiğimiz o iş için onu önermeseydim, o da yapmamış olurdu.
I wouldn't have figured it out if you hadn't done the grunt work.
Eğer sen işin angaryasını yapmış olmasaydın, sorunun ne olduğunu asla bulamazdım.
Garrett, I wouldn't have done it any different... even if you are a runt.
Garrett, hiçbir şey fark etmezdi cüce olsan bile.
I wouldn't have done it without you.
Sensiz başaramazdım.
I wouldn't have done anything to help the guy but now you're saying that he didn't do it
Ona adama yardım etmiş olamazdım, ama şimdi onun yapmadığını söylüyorsunuz.
Now if and it, it happened... that they forgive him... so he didn't have to do to hisself what he wouldn't let be done to him... well then, I guard, that man might think... setting forth afterwards... with whatever fucking loudmouth went along with him...
Hani olur da... adamı affederlerse... ona yapmasını istemedikleri şeyi kendi kendine yapmaz. Sonra diyorum ki, bu böyle devam edip... o adam... ve yanındaki geveze...
I wouldn't have done it if you told me that Jimmy was Michael's father. - You didn't ask.
Eğer Jimmy'nin Micheal'ın babası olduğunu söyleseydin yapmazdım!
If it was up to me I wouldn't have gone to all that trouble I would have strangled him in the ditch and be done with it.
"Bana kalsa hiç bu kadar zahmete katlanmazdım..." "... onu hendekte boğar, işi bitirirdim. "
I wouldn't have done it if I knew you didn't like it.
Eğer hoşlanmayacağınızı bilsem asla yapmazdım.
I wouldn't have done it any differently.
Ben de farklı birşey yapmazdım.
Maybe if you'd told me your plan, I wouldn't have done it!
Planını bana anlatsaydın, belki de bunu yapmazdım! Ianto, aptal olma!
It wouldn't have happened if you'd done what I told you to.
Sana söylediğim şeyi yapsaydın böyle olmazdı.