Icu traducir turco
881 traducción paralela
THE MOST DI FF ICU LT STAR H E'D EVER WORKED WITH. DAN NY, YOU'RE A NICE GUY AND A LOYAL FRI EN D.
Danny sen çok hoş bir adam ve sadık bir dostsun.
Doctor, there's a cardiac arrest in ICU.
Doktor yoğun bakımda kalbi durmuş biri var.
They ran him up to ICU... gave him two units of whole blood.
Hemen ICU'ya götürmüşler ve iki ünite kan vermişler.
I understood they brought a Mrs. Stafford in. Oh, yes, she's in ICU.
Buyurun, sizin için şunu alayım, efendim.
Surgical icu.
Cerrahi ICU.
Dr. Philips, report to icu.
Dr. Philips, ICU * ya Iütfen.
I gotta get this guy to ICU, kids.
Bu arkadaşı yoğun bakım ünitesine götürmem gerek çocuklar.
Morning? We have people being kept... alive by hand in ICU.
Yoğun bakımda elle yaşattığımız insanlar var.
We need people in ICU?
- Yoğun bakıma adam mı lazım?
Doctor, the ICU is this way.
- Doktor, yoğun bakım bu tarafta.
This is Mary in ICU.
Yoğun bakımdan Mary.
You fix the sandwiches, I'll go to ICU.
Sen sandviçleri hazırla. Yoğun bakıma giderim.
I'm trying to mobilise everybody for ICU.
Herkesi yoğun bakıma yönlendiriyorum.
Let's get them to ICU.
Onları yoğun bakıma götürelim.
Drop what you're doing and follow me to ICU, OK?
Ne yapıyorsanız bırakın ve benimle yoğun bakıma gelin, tamam mı?
We've got to evacuate the ICU.
Yoğun bakımı tahliye etmeliyiz.
Dr Foster, over to ICU.
Dr Foster, yoğun bakıma.
( PA ) Dr Fletcher to ICU.
Dr. Fletcher yoğun bakıma.
Dr Stephen Fletcher, please come to ICU.
Dr. Stephen Fletcher, yoğun bakıma lütfen.
While I was lying in ICU I took the proverbial hard long look at my life and what I saw didn't hold up.
Yoğun bakımda yatarken hayatımı gözden geçirdim ve gördüğüm hoşuma gitmedi.
We'll keep him in ICU, that way he'll be monitored at all times.
Bir süre daha burada yatacak,... böylece her an onu monitörden izleyeceğiz.
- In the ICU. - Oh, what luck.
Ne kadar da şanslısın.
No way. Impossible in the ICU.
- Yoğun bakımda kabul etmiyoruz.
You know, I've been a nurse for 18 years, eight of them spent in ICU paediatrics.
Biliyorsun 18 yıllık hemşireyim, ve bunun sekiz yılı çocuk hastalıklarındaydı.
- Get the EKG and move him into OR, ICU 3. Stat!
- EKG'sini alın ve onu ameliyathaneye götürün!
The doctor's down in ICU.
Doktor yoğun bakımda. Ona çağrı yollarız.
We need an anesthesiologist to ICU.
Yoğun Bakım'a bir anestezist gerek.
Please report to the ICU, stat.
Derhal Yoğun Bakım'a gidin.
- He is in ICU.
- Yoğun bakımda.
ICU, now!
Yoğun Bakım Ünitesi gelsin!
There's no medical reason for this kid to spend a full day in the ICU.
Çocuğun yoğun bakımda bir gün geçirmesi için sebep yok.
I want you to admit him to Pedes ICU.
Pediatri yoğun bakıma yatırır mısın?
He should be admitted to ICU and started on oral antihypertensives.
Yoğun bakıma yatırılıp oral antihipertansiflere başlamalı.
- Get him to Pedes ICU.
- Onu Pediyatri YB'a götürün.
I'll be at Pedes ICU.
Pediyatri Yoğun Bakım'da olacağım.
Get a chest film and a CT on the way to ICU.
Yoğun Bakım'a giderken bir göğüs röntgeni ve CT alın.
Tell ICU we'll be up in a few minutes.
Yoğun Bakım'a birazdan geleceğimizi söyle.
Get her up to ICU.
Onu Yoğun Bakım'a götürün.
- Doing icu.
Yoğun bakımda.
I'll notify an icu unit.
Yoğun Bakım'a söylerim.
This boy needs a surgeon. Probably an ICU.
Bir cerraha ihtiyacı var, ve Yoğun Bakım'a.
- Then he dies because there's no ICU.
- YB olmadığı için ölür o zaman.
If the x-rays are okay we get the CT and ship her to the ICU?
Röntgenler iyiyse, CT alıp Yoğun Bakım'a yollayacağız.
I got the girl an ICU bed. We should move her.
- Kızı yoğun bakıma naklediyoruz.
He's been taken into the I.C.U. Under heavy security.
Sıkı güvenlik altında ICU'ya getirildi.
The next thing I saw was you... standing by my bed in ICU at Metropolitan.
Sonra hatırladığım senin hastanede başucumda duruyor olduğun.
Morgy's in ICU.
Morgy hastanede.
CMV retinitis, PCP pneumonia, Gl lymphoma, waiting on ICU.
Retina iltihabı, zatürree, Mide-barsak lenfomu, yoğun bakımı bekliyor.
Waiting on ICU.
Yoğun bakımı bekliyor.
ICU?
Yoğun bakım?
You're in ICU.
Ameliyattan çıktın.