Idiocy traducir turco
150 traducción paralela
He's chivalrous to the point of idiocy.
Kendisi aptalların şövalyesidir.
I ought to take away your stripes, not only for insubordination... but for idiocy. Sheer, childish, soft-brained idiocy.
Rütbelerinizi, sadece emre itaatsizlikten değil... aptallığınız yüzünden de elinizden almalıyım.
There isn't any idiocy in your family, is there?
Ailende idyosi falan yok, değil mi?
The stupidity of the people. The idiocy of their laws shall not stop me.
İnsanların aptallığı, kanunların budalalığı beni durduramayacak.
Idiocy.
Delilik.
Maladjustment, near-idiocy, and a series of low-comedy disasters, that's what youth is.
Uyumsuzluk, neredeyse delilik ve bir dizi trajikomik felaket.
What idiocy.
Ne aptallık.
This is the final idiocy, I'll stop this.
Bu ahmaklık. Buna son vereceğim.
Idiocy!
Aptallık!
Such sentimental idiocy.
Aptalca bir duygusallık.
I have no intention of sacrificing myself - it's idiocy sacrificing oneself...
? Kendimi feda etme gibi bir niyetim yok. Birinin kendini feda etmesi aptallıktır.
The final, supreme idiocy :
Sonuç, büyük aptallık :
Love is an idiocy.
Aşk bir aptallıktır.
An idiocy of mine perhaps, but a fact.
Benim bir aptallığım ama gerçek olan bu.
"Monster, assassin of the arts. Little fool, little slut. A blend of idiocy and depravity."
"Bostan korkuluğu, canavar, sanat katili, küçük sersem, küçük kaltak en büyük aptallıkla en büyük sapıklığın birleşmesi."
Your idiocy is no new thing, either!
Senin idiotluğun, yeni şey değildir, ya!
Holding the lute without anything is mere idiocy.
Lavtayı hiçbir önlem olmadan elinde tutmak ahmakça olurdu.
From the evidence, I believe his wisdom must walk hand in hand with his idiocy.
Delillerden anladığım kadarıyla, insan irfanı ve kişiliğiyle beraber olmalı.
I assume they didn't give you the prize for political idiocy.
Ödülü ters siyasi görüşünüz için vermediler.
It's some idiocy.
Bu biraz aptallık.
He is a lecturer in idiocy at the University of East Anglia.
Doğu Anglikan Üniversitesi'nde delilik dersleri veriyor.
After three years of study these apprentice idiots receive a diploma of idiocy, a handful of mud and a kick on the head.
Üç yıllık öğrenimden sonra bu acemi deliler, bir delilik diploması bir avuç çamur ve kafaya bir tekme alıyor.
Idiocy is the right word for your condition.
Aptallık, durumunuz için uygun bir kelime.
He's obstinate to the point of idiocy.
Aptallık derecesinde inatçı.
Once... I sat in this room in profound idiocy.
Bir keresinde çok derin bir aptallıkla bu odada oturdum.
Stop this idiocy!
Kes şu saçmalığı artık!
I've yet to meet a guy who admits to a small prick... an idiocy!
Küçük dalgasını itiraf eden biriyle daha tanışmadım... Budalalık!
- More of your Black Congress idiocy.
- Senin şu siyah birlik hevesin.
To be benevolent to your savior you feigned idiocy. You got drunk all the time, frequented the brothels.
Kurtarıcına minnet için mi aptal gibi davranıyor her zaman sarhoş oluyon, sıklıkla genelevlere gidiyorsun.
Life in England these days is inflationary... but we're carrying on regardless... coping with misgovernment and idiocy on every side.
Bugünler de İngiltere'deki yaşam çok enflasyonlu... ama biz her şeye rağmen devam ediyoruz. Her tarafta kötü yönetim ve ahmaklıkla uğraşıyoruz.
You're not getting a penny out of me for this idiocy.
Bu saçmalık için benden tek kuruş çıkmaz.
Stop your idiocy!
Bırak bu manyaklığı!
Though there will always be charlatans claiming... salvation lies in communications... microchips, the return to religion, physical fitness... or some other idiocy.
Her zaman şarlatanlar olacağından kurtuluş iddiası iletişimde, mikroçiplerde, dine geri dönüşte fiziki yeterlilikte ya da diğer manyaklıklarda yatar.
One more idiocy.
Bir aptallık daha.
Enough of this idiocy.
Yeter bu saçmalık.
I'll not believe this idiocy.
Bu ahmaklığa inanamıyorum.
Your naive idiocy makes me very angry!
Senin saf aptallığın beni çok kızdırıyor.
Idiocy.
- Aptallık
The idiocy embodied in this phenomenon tells you everything about the efficiency of this hospital.
Bu saçmalık, bu hastahanede yaşanan karmaşayı ortaya koyuyor.
" Idiocy, obviously hereditary.
Belli ki zekâ geriliği ırsi.
I can kill you or I can spend the rest of my life shuttling between babbling idiocy and vivid clarity.
Seni öldürebilirim... ya da hayatımın geri kalanını... gevezeliğin geri zekalılığı ve saflığın canlılığı arasında mekik dokuyarak harcayabilirim.
I see you've kept your family's reputation for undiluted idiocy intact.
Görüyorum ki su katılmamış eksiksiz geri zekalılıkta ailenin şöhretini koruyorsun.
- I said an idea, not a an idiocy.
- Hayır bu bir fikir değil saçmalama.
Idiocy.
Salaklık.
Our work is about ugliness, idiocy and human nature. About hatred.
işimiz, çirkinlik, korku, insanların aptallığı, nefrettir.
I like to be aware of my idiocy.
Aptallığımdan haberdar olmak isterim.
It's from the Greek idiotes. As in "one who is afflicted by idiocy, a feeble-minded person having a mental age not exceeding three years."
Yunanlıların dediği gibi, bir kere gerzeklik eden adamın, zeka yaşı 3 yaşının üzerine çıkamaz.
They abandoned themselves to their unfathomable idiocy.
Anlamsız manyaklıklarıyla kendi kendilerini terk ettiler.
How do you go back the affair to this idiocy?
seni lanet olası sersem. neyin var senin?
Idiocy?
Geri zekalılığın mı?
Idiocy.
Aptallık?