If i'm not back in traducir turco
264 traducción paralela
If I'm not back up again in ten minutes..! "
On dakika içinde geri gelmezsem..! "
If I'm not back in a week, don't wait for me!
Bir hafta içinde dönmezsem, beni bekleme!
And if you want the girl, I'm not so set in havin'her back home.
Kızı istiyorsan, onu eve götürmeye çok da hevesli değilim.
If I'm not back in two days, take this letter to police headquarters.
İki gün içinde dönmezsem bu mektubu merkeze götüreceksin.
You can get your own breakfast if I'm not back in the morning, can't you?
Bu akşam evde kalacaksın Tommy. Pek iyi durumda değilsin.
If I'm not back in an hour, Mrs. Devereaux'll show you to your rooms.
Bayan Deveraux size odalarınızı gösterecek. - Pekala.
If I'm not back in a couple of hours, Virge, have Clum's Citizens'Committee drag my carcass out.
Virge, birkaç saate kadar gelmezsem... Clum'in halk meclisi cesedimi almaya gelsin.
Some of my friends in Tombstone might begin to worry if I'm not back soon.
Geri dönmezsem Tombstone'daki dostlarim beni merak ederler.
If you're not back in ten minutes, I'm going.
On dakika içinde gelmezsen, giderim.
Give her some grass in the morning if I'm not back.
Sabah dönmezsem biraz ot ver. Yapar mısın?
If I'm not back in 20 minutes, ring that number.
20 dakika içinde dönmezsem, bu numarayı ara.
Now, listen, if I'm not back in 20 minutes...
Tamam dinle, eğer 20 dakika içinde dönmezsem...
If I'm not back in 20 minutes, nothing.
20 dakika içinde dönmezsem, hiç.
If I'm not back in an hour... signal me with a flare pistol four times every five minutes.
Bir saat içinde dönmezsem... her beş dakikada bir, dört işaret fişeği fırlatın.
If I'm not back in half an hour, call the police.
Yarım saat içinde dönmezsem, polisi arayın.
What? If I'm not back in five minutes, tell the others that I was wrong.
Beş dakikada dönmezsem, yanıldığımı söyle onlara.
If I am not back in an hour, it means I am staying.
Eğer bir saate kadar dönmezsem orada kaldığımı anlarsın.
If I'm not back there in four days, they're gonna send something else from Louise... -... and it's not gonna be part of her dress.
Eğer dört gün içinde buraya dönmezsem,... bana Louise'den başka bir parça gönderecekler ve elbisesinden bir parça olmayacak.
I'm not only innocent, I'm smart enough that if I decided to get back in business, I wouldn't leave my calling card.
Ah, sevgilim, sadece masum değilim tekrar işbaşı yapacak olsam, gerçeği duyurmak için kartvizitimi bırakmayacak kadar da aklım başımda hâlâ.
If I'm not back in an hour, register at the hotel.You've got the car.
Eğer bir saat içinde geri dönmezsem, otele kayıt yaptır. Araban var.
If I'm not back in 10 minutes, I spent a better life.
Eğer 10 dakika içinde dönmezsem ölmüş kabul edin.
If I'm not back in one hour at the latest, my friend will weigh anchor and you'll be at the mercy of the cannibals.
Bir saat içinde geri dönmezsem, demir alacak sen de yamyamların insafına kalacaksın.
If I'm not back in three and a half hours, it doesn't mean I'm dead.
Üç buçuk saatte dönemezsem, bu illa öldüm demek değil.
If I'm not back in an hour, go on home.
Eger bir saate kadar gelmezsem evine dön.
If I'm not back in half an hour, call the paramedics.
Yarım saat içinde geri gelmezsem, ambulans çağır.
If I'm not back in one hour, return to the Valley.
Eğer bir saat içinde dönmezsem vadiye geri dönün!
Let me go. If that Zando-Zan reports back that I'm not Alex, Alex is in big trouble!
Eğer o Zando-Zan yeniden rapor verirse Alex'in başı büyük bir belaya girer.
If I'm not back in five minutes, come get me.
Beş dakika içinde geri dönmezsem, gelip beni alın.
If I'm not back in 24 hours... go down the river and try to find Mazilli.
Eğer 24 saat içinde dönmezsem nehrin aşağısına doğru gidip Mazilli'yi bul.
- If I'm not back in 10 days...
10 gün içinde dönmezsem...
If I'm not back in five minutes, call your dad.
Beş dakikada gelmezsem babanı çağır.
I'm not in right now to take your call at the moment, but if you'll leave your name, number and the time you called, I'll get back to you just as soon as I can.
Şu anda telefonunuzu yanıtlayamıyorum isim ve numaranızı ve aradığınız saati söylerseniz en kısa zamanda sizi geri aramaya çalışırım.
If I'm not back in 10 minutes, call the cops.
10 dakikada dönmezsem, polisleri çağır.
If you're not back in five minutes, I'll come.
Beş dakika içinde dönmezsen gelip seni alacağım.
If he doesn't come back in a few minutes i'll leave a note for him.
Eğer birkaç dakikaya gelmezse not bırakırım.
If I'm not back in 15 minutes... call the police.
15 dakika içinde dönmezsem.. Polisi arayın.
If I'm not back in 15...
15 dakikaya gelmezsem...
If I'm not back in five minutes just wait longer.
Beş dakika içinde dönmezsem biraz daha bekleyin.
They said if I don't turn something in... then they're going to stick me back in Remedial... which I'm just, you know, not in the mood... to be treated like dirt.
Ben uzatma aldım.Eğer bir şeyler yapmazsam beni.. .. Remedial'a geri göndereceklerini söylediler... Ben sadece, bilirsin, böyle tehdit edilme..... havamda değilim.
Hey, if I'm not back in ten days, send a search party.
Hey, eğer 10 gün içinde dönmezsem partiyi aramaya paşlarsın.
I'm not in right now, but if you leave me a message, I'll call you right back.
Şu an evde değilim eğer mesaj bırakırsanız size dönüş yaparım.
If you turn your back on me now for as long as I live, you will not be welcome anywhere in the Klingon Empire.
Bana şimdi sırtını dönersen ben yaşadığım sürece, Klingon İmparatorluğunun hiçbir yerinde hoş karşılanmayacaksın.
And if I see you out there there's not enough voltage in this world to electroshock me back into coherence.
Boşta olduğunu bilsem bu dünyada elektrik şoku geçirmemi sağlayacak voltaj olmayacağını anlarım.
If I'm not back in 15 minutes, go on ahead without me.
Eğer 15 dakika içinde dönmezsem siz gidersiniz.
If I'm not back in a week, I'll call Scully to bring you a bowl of water.
Bir haftaya dönmezsem, Scully'i sana bir tas su getirmesi için arayacağım.
Give me an hour. If I'm not back in a hour, wake up Lukas.
1 saat, geri dönmezsem Lucas'ı uyandır, tamam mı?
If I'm not back in ten minutes, call the police.
10 dakika içinde geri dönmezsem, polis çağırın.
I'll wait around the corner, and uh, hey, buddy, if you're not back in ten minutes, I'm gonna send the cavalry in.
Ben köşede bekleyeceğim, ve 10 dakika içinde gelmezsen süvarileri içeri yollayacağım.
all right... Look, if I'm not back in ten minutes, you have Johnny order North Star pilsner, all right?
Pekâlâ... 10 dakika içinde dönmezsem Johnny'e North Star birası ısmarla oldu mu?
If you're not back in five minutes, I'm coming after you.
Beş dakikada dönmezsen peşinden gelirim.
If you're not back in a hurry I am going to hunt you down, and so help me God... Right.
Ajan Spender, eğer çabucak geri dönmezsen seni takip ederim ve sonra da Tanrı yardımcım olsun.