If i'm not there traducir turco
1,049 traducción paralela
If I'm not mistaken, Major, tha s an army barracks over there.
Yanılmıyorsam binbaşım, şurada bir kışla var.
Frankly, the only fact that I'm concerned about is that if this thing doesn't work, there are not enough men aboard to run this ship. And that's begging for trouble.
Endişe duyduğum tek gerçek şu, orada çalışmadığı taktirde, gemiyi idare edecek yeterli adam olmayacak.
If I hadn't been there... Were it not for that ditch, he'd have made it.
Eğer orda olmasaydım ve o su kanalı olmasaydı, üstesinden gelirdi.
If you go in there, I'm not going with you.
Eğer oraya giderseniz, ben gelmiyorum.
But if I'm not there by noon, come back to settle a score for the hospitality.
Ancak öğlene kadar yanınıza gelmezsem gösterilen misafirperverlik için hesap sormaya dönün.
I can't tell if I'm there or not.
Sana gerçekten orada olup olmadığımı söyleyemem.
I'll be back on time... and I don't want you to think I'm a quitter... but if you're not there, I ain't waiting'.
Tam vaktinde gelirim... ve dönek olduğumu düşünmenizi istemem... ama zamanında burada olmazsanız, beklemem.
I do not know if there is such a place.
Böyle bir yer var mı, bilmiyorum.
If I'm not there by quarter to 2 : 00, I'm not comin'.
2'ye çeyrek kala orada değilsem, gelmiyorum demektir.
Now if there is anyone who has not found this obscene, you're full of blah, and I hope you never get your blah blahed again!
Bu odada bunu müstehcen bulmayan biri varsa tamamen palavracısınız ve umarım bir daha hiç falan filan yapamazsınız.
If I'm not back there in four days, they're gonna send something else from Louise... -... and it's not gonna be part of her dress.
Eğer dört gün içinde buraya dönmezsem,... bana Louise'den başka bir parça gönderecekler ve elbisesinden bir parça olmayacak.
I guess I'm not enough of an ass yet, if there's still a director who'll work with me.
Düşündüğüm kadar lanet biri değilmişim! Hâlâ benimle çalışmak isteyen bir yönetmen olduğuna göre.
What happens if there's a fire when I'm not here?
Ya ben yokken yangın çıkarsa?
- Good. If I'm not there to meet you land on open ground and consolidate your position.
Sizinle buluşmak için orada olamazsam, açık bir alana inip, tahkimat yapın.
If you do not help me - - I hold myself at night, over the fence there!
Bana yardım etmezseniz, bu gece tek başıma kaçacağım.
If the truth were known, I'm really not all that ecstatic about going out there with you, Morgan, you know.
İşin doğrusu, senle oraya gitmekten hiçte mutlu değilim.
If you're not outta there in five minutes, I'm gonna have to leave without ya.
Beş dakikaya kadar gelmezsen seni bırakır giderim.
I have to start by saying that if there was any other way, if there was even a slight chance of another alternative, I would give anything not to be here with you now, anything.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, eğer başka bir yolu olsaydı farklı bir çözüm için en ufak bir olasılık olsaydı burada, şu anda sizinle olmamak için her şeyi yapardım, her şeyi.
If he's not there, I'll borrow his phone.
Orada değilse, telefonunu alırım.
- If I'm not there, wait for me, all right?
- Geldiğinde orada yoksam bekle olur mu?
If I'm not wrong, there'll be a trap inside.
Yanılmıyorsam, İçerde bir tuzak olmalı.
If there are a lot I pay 500 bucks., if not, 20 for each.
Eğer çoksa 500 lira, az ise tanesine 20 lira veririm. Biraz da biz kazanalım.
If I'm not mistaken, I once bought a comb there.
Bir defasında oradan tarak almıştım.
If you ask me fora straight answer then I shall say that, as faras we can see, looking at it by an large, taking one time with another, in terms of the average of departments, then in the final analysis it is probably true to say that at the end of the day, in general terms, you would probablyfind that not to put too fine a point on it, there probably wasn't very much in it one way orthe other.
Pekala Bakanım, madem benden direkt bir cevap bekliyorsunuz o halde şöyle diyebilirim, gördüğümüz kadarıyla geniş perspektiften baktığımızda, birini alıp diğerinin üstüne koyduğumuzda bakanlıkların genel uygulamalarını düşündüğümüzde son bir analiz yaparak şöyle diyebilirim ki genel koşullarda, günün sonunda şuna ulaşmanız kuvvetle muhtemeldir ki o kadar açıkça üstüne gitmeden öyle ya da böyle içine dahil olmamalı.
There are very few people in this world who do not lack wisdom and if I opened my heart to you, you would think me less wise than you are yourself.
Kim ağırbaşlılığını bir kez olsun kaybetmemiştir? Size kalbimi açacak olursam gözünüzdeki ağırbaşlılığım belki de kayboluverir.
I should like to know, for instance, what need there is for all these ribbons with which you are decked from head to foot and if half a dozen tags are not sufficient to fasten your breeches.
Hem bütün şu kurdelelerin ne olduğunu da soracaktım, her yerinizi bunlarla kaplamışsınız. Pantolonunuzu öyle tutturmak için de yarım düzine iğne yetmemiştir.
If I'm just, uh, trapped there and I'm not allowed to do things... but all I can do is just, um, be there... well, I'll just fail.
Eğer sadece... burada tutulsam ve bir şeyler yapmama izin verilmese tek yapabildiğim orada olmaksa çökerim.
If I'm not being too nosy, I read that there was some dispute over ownership of the Pink Panther.
Pembe Panterin sahipliği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu duymuştum.
I'm just a human being, with all of the foibles and all of the traps. The show, the pressure, the groupies, the autograph hounds, the crew. The incompetents behind the scenes you think are your friends and you're not sure if you're gonna be there tomorrow because of them.
Ben de bir insanım bütün zaafları ve bütün zorluklarıyla şov, baskı hayran kızlar, imza isteyenler şov ekibi, beceriksizlikler sahne arkasındaki arkadaşlarını düşünürsün.
If I'm not there, they start without me.
Orada olmazsam, bensiz başlarlar.
There better not be any cops out there. Because if there are... I can maintain asylum by staying right where I am.
Umarım burada hiç polis yoktur çünkü varsa geldiğim yere dönebilirim.
I was wondering if there was some other reason... for us not going through with it today.
Bugün noktayı koymamız için başka bir sebep var mıydı diye merak ediyorum?
I'm not even sure that I believe, but if there's even a chance that Spock has an eternal soul,
Ben bile inandığımdan emin değilim. Ama Spock'ın ruhunun ebedi olduğuna dair en ufak bir ihtimal bile varsa bu benim sorumluluğum demektir.
You see, I'm not sure if you know this, but there are two kinds of fat people.
Bunu biliyor musunuz emin değilim ama iki çeşit şişman insan vardır.
- I'm not going there. If I can't get him to change that mark you'll make it up in summer school.
Notunu değiştirmezse, yaz okuluna gidersin.
I'm not sure if there were grounds for it.
Olabilir.
How am I going to teach responsibility to the Young Bisons if I'm not even there?
Orada olamazsam, Genç Bizonlara sorumluluğu nasıl öğretirim?
Tell him if I'm not around when he gets there, that the list is hidden in the base of the light standard where we met this morning.
Ona de ki, eğer o oraya vardığında orada olmazsam,.. ... liste bu sabah buluştuğumuz yerdeki bir ışık direğinin taban kısmında gizli.
And you don't have to tell me how terrible I'm going to feel if I'm not there to pick up the pieces.
Ve bana durumu toparlamak için orada olmazsam ne kadar berbat hissedeceğimi söylemene gerek yok.
And if I'm not there, I'll be in Sylvia's room.
Orada değilsem, Sylvia'nın odasındayımdır.
I was thinking : if we were to keep one of these three barrels... - would there not still be two left?
Düşünüyordum da eğer bu fıçılardan birini alacaksak bile geriye iki tane kalmaz mı?
There's someone in my life even if I'm not seeing him just now.
Şu an görüşmesem bile hayatımda biri var.
The game's tomorrow, and Dave, our starting pitcher, will be a basket case if I'm not there for him. Okay.
Maç yarın ve başlangıç atıcımız Dave eğer yanında olmazsam çuvallar.
What if someone phones me, and I'm not there?
Peki ya biri telefon eder de bana ulaşamazsa?
I got a lesson with the Kramers. They'll kill each other if I'm not there.
Kramerler ile dans dersim var eğer orada olmazsam hepsi birbirini yerler.
Well, lady, there's not a real big moth problem off the Pacific coast. But if you want one out of cedar, that's fine. I'll start all over.
Pasifik sahilinde büyük bir güve sorunumuz yok, ama sedir olsun derseniz baştan başlarım.
And if you're not there, I'm going to come up here and I'm going to drag your ass in there.
Ve eğer gelmezsen ben buraya gelirim... ve seni saçından sürükleyip götürürüm.
My dream, I hope you do not find it crazy is that I would like the people here to feel that if there were a fire, calling the fire department would be a wise idea.
Hayalim şu, umarım size çılgınca gelmez bir yangın çıktığında, buradaki insanların itfaiyeyi aramanın iyi bir fikir olduğunu düşünmeleri.
God, well if it's not there there's nothing I can do, ok?
Tanrım, eğer burada değilse yapabileceğim bir şey yok, oldu mu?
If I mistake not there is on my new grey suit a spot of grease.
Yanılmıyorsam, yeni gri takımımın üstünde yağ lekesi var.
There's a beacon to get us to my ship, but not if I can't find it.
Orada bizi gemime götürebilecek bir şamandıra var, ama önce onu bulmak zorundayım.