If i don't do this traducir turco
919 traducción paralela
I can't sleep if I don't do this.
Bunu yapmazsam uyuyamam.
If you don't believe this how do you suppose I knew Johnny had come back?
Buna inanmıyorsan Johnny'nin geri döndüğünü nereden biliyorum? O söyledi!
Now, you don't have to consent to this interview or answer any questions... -... if you don't want to. - But I do want to.
Bu görüşmeye rıza göstermeyebilirsin ya da istemiyorsan hiçbir soruya yanıt vermeyebilirsin.
Even if you do find this Wanda Skutnik... I don't believe she'll ever change her testimony.
Şu Wanda Skutnik'i bulsan bile, ifadesini değiştireceğini sanmam.
If you don't go out there, and tell them that we don't know nothing about this, and get them out of this place, I'm gonna do it myself.
Oraya gidip bu konuda bir şey bilmediğimizi söyleyip onları buradan yollamazsan bunu ben kendim yaparım.
If you forget this, I won't ever do anything you don't want, I promise.
Eğer bunu unutursan her istediğini yaparım
If you don't pull me out of this swamp of boredom, I'm gonna do something drastic.
Beni bu can sıkıntısı batağından çekip almazsan bir delilik yapacağım.
No, I say you don't know what this kind of thing can do to you, if you go too far.
Ben sadece fazla ileri gidilirse bunun neye yol açabileceği bilinmez diyorum.
If I'm gonna do this, don't put that smelly stuff on me.
Bunu yapacaksam o kokulu şeyi sürme bana.
This man's in bad shape, and he ain't gonna get no better if you fellows don't do what I say.
Bankayı mı soyuyorsun? - Hayır efendim.
If you don't do anything about this, I'm going to, and there's nothing you can do to stop me.
Eğer bu konuda sen bir şey yapmayacaksan, ben yapacağım ve elinden beni durdurmak için hiçbir şey gelmez.
If this ruins the Captain's party tomorrow, I don't know what I'll do.
Yüzbaşının yarın ki partisine gidemezsek ne olacak?
But now I know that if I don't do something, I won't be able to function when this falls down.
Ama artık bunu biliyorum, eğer bir şey yapmazsam bu iş tepetaklak olduğunda tekrar ayağa kalkamam.
Colonel, I don't have to remind you, do I... that I am in charge of all the Gestapo activities in this area... and if there are foreign agents then I am to be informed at once!
Albay, size hatırlatmak zorunda değilim herhalde... bu bölgedeki bütün Gestapo faaliyetlerinden ben sorumluyum... ve burada yabancı ajanlar olduğunda anında haberdar edilmem gerek!
If the harvest fails again this year I don't know what we will do.
Eğer bu yıl hasat yine kötü olursa ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know if we should do this.
Bunu yapmalı mıyız emin değilim.
This time, I don't know if I can do it again.
Bu kez, tekrarı olur mu bilemiyorum ama.
If I don't do this, that's when I'm gonna need a doctor.
Bunu yapmazsam, işte o zaman doktora ihtiyacım olur.
The doctor said I couId lose this kid if I traveled, and I don't intend to do that.
Doktorun dediğine göre seyahatime devam edersem bebeğimi kaybedebilirmişim bunun olmasını da istemiyorum.
Why don't we do this? If I say go to channel 21, forget it.
Eğer kanal 21'i aç dersem, kanal 21'i açmayacağız.
If I don't do this, everything will be lost.
Bunu yapmazsam herşey yok olacak.
Well, I don't know anything about film stars, Miss Giles, but if this gathering is any indication of her local interest, I'm sure that Miss Gregg won't disappoint her fans. I do hope not.
Film yıldızlarını tanımıyorum, ama bu toplantı bölgedeki hayranları içinse, onları hayal kırıklığına uğratmayacaktır.
I hate to do this, but if you don't keep quiet, this whole thing's going to be shot.
Bunu yapmak istemem ama sessiz olmazsan her şey biter.
I'd like to do this, if you don't mind.
Eğer senin için önemi yoksa yapmak istediğim bir şey var.
Now, I promise I won't do this if you don't want to, so don't get mad, okay?
Şimdi, Söz veriyorum istemediğin birşeyi yapmayacağım. Ne kadar çılgınca olursa olsun, tamam?
I don't know, but if you want to avoid trouble, I don't think this is the town to do it in.
Bilmiyorum ama beladan kaçmak için bu kasabanın uygun olduğunu sanmıyorum.
I just don't know if this is what I really want to do.
Ben sadece gerçekten ne yapmak istediğimi bilmiyorum.
You fellas don't mind if I unhook some of this stuff, do you?
Eğer kusura bakmazsanız şunları bir söküverebilir miyim?
Toto, If the "child" goes on like this, I don't know what I'll do!
Toto, eğer "çocuk" böyle devam ederse, ne yapacağımı kestiremiyorum!
If you don't mind... I'm gonna share this bath with you because I can't do this a second time.
Bir itirazın yoksa... banyoyu seninle paylaşacağım, çünkü bunu bir kere daha yapamam.
I work in a bank. If I took a quarter out of every quarter roll... Why don't you do this?
Ben bankada çalışıyorum, her seferinde paradan bir kaç kuruş yürütsem...
Let me tell you two stupid motherfuckers something. I don't want to get another phone call like this, because if I do I'll get on a fuckin'plane, and I'm gonna blowtorch the both of you. Do you understand?
- Size şu kadarını söyleyeyim geri zekalılar... bir daha beni arayıp böyle bir şey söylemeyin, yoksa uçağa atladığım gibi gelip sizi kızartırım.
If you don't hold still, I can't do this.
Eğer kımıldarsan, bunu yapamam.
I don't know anything... except if we're gonna get out of this alive, we'll have to do it on our own.
Hiçbir şey bilmiyorum. Sadece bu işten sağ çıkmak istiyorsak bunu kendi başımıza yapmamız gerektiğini biliyorum.
I do, and I miss him a lot too, even... even if I never... I don't want to disappoint my dad, but I... I don't think I'm gonna be able to make it home for Thanksgiving this year.
Babamı üzmek istemem, ama ben bu yılki şükran gününde, evde olabileceğimi sanmıyorum.
I don't know if I can do this thing, Jim.
Bunu yapabilirmiyim bilmiyorum, Jim.
I don't know if I can do this, Dave.
Bunu yapabilir miyim bilmiyorum, Dave.
If I don't do this stupid intern thing, I won't graduate.
O aptal staja gitmezsem, mezun olamayacağım.
If you don't stop screwing around back there, this is what I'll do with you.
Eğer arkada beni sıkıştırmaya durmazsan... bunu seninle yapacağım.
I don't know if personal business... or the time it's taken from work has anything to do with it... but you've got this Arnold divorce all screwed up.
Kişisel işlerinle ilgili mi bilemem ama Arnold boşanmasını eline yüzüne bulaştırmışsın. - Hiçbir şeyin bulaştığı yok.
I don't know if you're stupid or some kinda genius, but I do know this.
Salak mısın, yoksa ileri zekalı mısın, bilemem. Bildiğim şey şu :
Now, this is painful, and I don't like doing this, but if we're all going to do our jobs, I've got to bring this up again.
Bu acı verici, ve bunu yapmak hoşuma gitmiyor ama işimizi doğru yapacaksak eğer, bu noktayı tekrar hatırlatmam gerekiyor.
You don't mind if I sit in this empty desk, do you? Hey, wait a minute. That's Kate's old seat.
Bu boş sıraya oturmamda bir sakınca yok değil mi?
If you think I'll fuckin'stand still for this, you're out of your mind, cos if he don't reverse it, you don't reverse it, I'll do what I gotta do to get the union back!
Eğer bunu kabulleneceğimi sanıyorsan, aklını kaçırmışsın, çünkü eğer bunu değiştirmezse, birliği geri almak için her şeyi yaparım.
You don't mind if I jump around a bit while I'm easing my way into this, do you?
Tam ne olduğunu anlamak için biraz atlarsam rahatsız olmazsın, değil mi?
Hard to believe I'm saying this, DRUGS have done good things for us. "What do you mean Bill?" Well if you don't believe drugs have done good things for us, do me a favour then.
... haplar bizi güzel etkiler. Bunu söylüyor olduğuma inanmak güç : haplar bizi güzel yapar. - "Ne demek istiyorsun Bill?"
I don't know if I should tell you this, what with me hating you and all but do you know what a "pig party" is?
Kell, sana duyduğum nefret düşünülürse bunu söylemem gerekir mi... ondan bile emin değilim ama ; "domuz partisi" nedir bilir misin?
I don't know if I can do this, Nick.
Bunu yapabilir miyim bilmiyorum, Nick.
I'm just gonna ask her if she's seeing somebody, that's all. I am telling you as a friend, don't do this.
Hayatında başkası olup olmadığını sorup döneceğim.
Herman, if I don't do this, you will never learn.
Herman, bunu yapmazsam asla ders almazsın.
Well, hey, if you don't want me to do this, I'll give it some more thought.
Eğer yapmamı istemezsen biraz daha düşüneceğim.