If it's what you want traducir turco
464 traducción paralela
It's what they do if you don't tell them what they want.
Onlara istediklerini söylemezseniz size yapacakları budur.
If that's what you want to believe, it's up to you.
Kadınların, erkekler üzerinde gücü olduğuna ben de katılıyorum.
Our love - if that's what you want to call it - all that died back on that island where everything else was dying.
Aşkımız... Eğer söylemek istediğin şey... herşeyin öldüğü o adada bıraktığımız ölü adamlarsa.
What's the use of having a little money if once in a while you can't be reckless with it on something you really want.
Arada sırada gerçekten istediğin bir şeyi alamayacaksan paran olmuş neye yarar?
If that's what you want, we will keep out of it.
İstediğin buysa karışmayacağız.
Now you're goin'to tell me what I want to know... or if it's the last thing I do in this department... I'll get you 20 years.
Şimdi bana bilmek istediklerimi anlatacaksın... aksi takdirde bu teşkilatta yapacağım son şey olması pahasına... 20 yıl almanı sağlarım.
Well, I'm glad you got it... if that's what you want.
Almana sevindim, tabii istediğin buysa.
" But if you really want to find what's in it
Ama gerçekten istiyorsan İc, inde olanları bulmayı
If it's what you want
Eğer istediğin buysa.
All that, because I want you to do what I say even if it's picking up my hat when I tell you to
Bunca söz, ne dersem onu yapmanı istediğim için, gerekirse şapkamı bile getireceksin.
If it's to be our last night, I want to spend it here with you... discover what kind of roof the stars might have made.
Eğer bu bizim son gecemiz ise burda seninle kalıp birlikte geçirmek istiyorum... hangi yıldızların çatıyı oluşturduğunu keşfetmek istiyorum.
It's consecrated ground if that's what you want.
İstediğin buysa burası kutsal toprak.
I'll consider it, if that's what you want.
Eğer istediğin buysa, ilgilenebilirim.
If that's what you want... But you'll regret it.
İstediğin buysa tamam ama çok pişman olacaksın.
If it's what you want.
Eğer istediğin buysa.
What Peabody's saying is, if you want to stay healthy, there's two ways to do it.
Peabody'nin dediği şu : Sağlıklı kalmak istiyorsan bunun iki yolu var.
If it`s what I want, why should you mind?
İstediğim şey buysa, seni ne ilgilendirir ki?
If that's what you want, you can forget it.
Amacınız buysa, unutun gitsin.
Well, if that's what you want, take it.
Istedigin buysa al.
Does it make you want to go on doing what you're doing... even if you're left all alone?
Tek başına kalmış olsan dahi, yaptığın işe devam etmeni mi sağlıyor?
It's hard to say what you want if you're not used to it.
Taleplerini iletmek, tecrübesizler için zor olur.
If that's what you want, but it will make things pretty dull around here.
Nasıl isterseniz ama öyle de çok sıkıcı olur.
- If it's what you want.
Senin istediğinle aynı şey olduktan sonra.
What's the sense in being able to order anything you want if the food's so lousy, you can't even eat it?
Eğer yemekler yiyemeyeceğin kadar berbatsa başka bir şey sipariş etmenin manası ne?
Keys are in it, if that's what you want.
Anahtarlar üzerinde, eğer istediğin buysa.
Forgive me if this sounds cowardly, but I didn't want to be the one to have to tell her what had happened. - If there's nothing more, you'll excuse me. - Certainly, sir.
Bir kartopunun yuvarlanmağa başladığını gördüğünde, it.
It's yours, if you do what I want done.
İstediğim şeyi yaparsan senin olur.
I want to know what's going on around here, if I have to beat it out of you with a rubber hose!
Burada neler döndüğünü bilmek istiyorum ve bunun için gerekirse size kauçuk hortumla girişirim!
I don't know what you want, but if it's money I'll give you $ 10,000 to keep me out of it.
Ne istediğini bilmiyorum ama, eğer paraysa sana beni bu işten uzak tutman için 10 bin dolar veririm.
Well, I'm glad you have it if that's what you want.
Yani, istediğin buyduysa, onu kazanmış olmana memnun oldum.
But if that's what you want, you got it.
Ama istediğin buysa, öyle yaparız.
If that's what you want, I'll do it.
Eğer istediğin buysa yapacağım.
Now, what I want you to do is take off your hat as if it were too hot in here.
Şimdi, senden burası çok sıcakmış gibi şapkanı çıkarmanı istiyorum.
If that's what you want, so be it.
Eğer böyle istiyorsan, böyle olsun.
But for now, if you know what you want to do then you do it.
Ama şimdi ne yapmak istediğini biliyorsan sadece yapmalısın.
You don't just give people what they want, if it's not good for them.
Kendisi için faydalı olmadığı sürece kimseye istediğini vermezsin.
... if that's what this is to you, okay? I don't want it!
... senin için öyle.
I would most certainly tell you if I knew... because what I want more than anything is for Milena to get bored with you... as soon as possible... and it may come as a surprise to you, more for her sake than for mine.
Milena için her şeyden çok istediğim tek şey, sizden sıkılmasıdır olabildiğince çabuk. Ve size sürpriz yapmak için gelebilir, benden çok sizin hatırınız için.
If it's something you want to do, that's what you should be doing.
Eğer yapmak istediğin birşey varsa, onu yapmalısın.
I don't know if it's what you want, but I could override the max security self-destruct.
İstediğiniz şey bu mu bilmiyorum ama acil güvenlik durumu için kullanılan kendi kendini yok etme sistemini çalıştırabilirim.
If you want to know what I think, someone is trying to make it confusing... by putting shoes on purpose in front of us.
Ne düşündüğümü sorarsan, birisi kasten önümüze ayakkabılar koyarak durumu karmaşıklaştırmaya çalışıyor derim.
But if that's what you want, Kelly, then you do it.
Ama istediğin buysa, o halde sen yap Kelly.
I can only say, as your friend and your manager, you're a sick individual... but if that's what you want, all right, we'll do it.
Sana arkadaşın ve menajerin olarak şunu söylemeliyim Lou, sen hasta birisin, ama istediğin buysa tamam, yaparım. Senin için yaparım.
I want to buy you for an hour, if that's what you call it.
Seni bir saatliğine kiralamak istiyorum sizin deyiminizle.
Now, you can do what you want, but i'd like you to get her to see somebody if it's not me.
İstediğinizi yapabilirsiniz ama bana değilse bile onu başka birine gösterin.
Why, it's not difficult if you know what you want.
Ne istediğini bilirsen o kadar da zor değil.
[Laughing] If'n ever you spell it, that's what I want.
Eğer hecelersen, ne istediğimi anlarsın.
I never wanna see the place again. Don't worry, if that's what you want, it's all right.
Oraya geri dönmem, orada uyumam, orayı tekrar görmek bile istemiyorum.
If that's what you want, I'll put it all back.
İstediğin buysa hepsini geri götürürüm.
Even if it's not what you really want?
Gerçekten yapmak istediğin o olmasa bile mi?
Press the middle one to turn it off... if that's what you really want.
Kapatmak için ortadakine bas istediğin gerçekten buysa tabi.