If it wasn't for her traducir turco
154 traducción paralela
If it wasn't for Queenie, I'd be the happiest girl in the world.
Queenie'de üzmeseydi, dünyanın en mutlu kadını ben olurdum her halde.
If it wasn't for Lily, I'd marry her.
Eğer Lily olmasaydı, onunla evlenirdim.
If it wasn't for Norton and his striped-pants ideas about company policy... I'd have the police after her so fast it'd make her head spin.
Norton ve onun firma poliçesiyle ilgili saçma fikirleri için olmasaydı polisleri öyle hızlı peşine takardım ki başı dönerdi.
If it wasn't for her, marriage would have disappeared long since.
Eğer onlarda olmasaydı, evlilik olayı uzun zaman önce ortadan kalkmıştı.
If it wasn't for this royal wedding, probably I'd never have crossed her path again.
Eğer bu kraliyet düğünü olmasaydı muhtemelen bir daha onun yoluna çıkmazdım.
If it wasn't for her, we'd all be at Barratto's by now.
Kadın olmasa şimdi hepimiz Barratto'nun yerinde olurduk.
If it wasn't good for her, would you want her to go?
Bunun ona zarar vereceğini bilseydiniz gelmesini ister miydiniz?
If it wasn't for him, everything would be the same between us.
O olmasaydı aramızdaki her şey eskisi gibi olacaktı.
Everything might have been all right if it wasn't for my old problem, sleepwalking.
Eski sorunum, uyurgezerliğim olmasa.. .. her şey iyi olabilirdi. uyurgezerlik.
I guess if it wasn't for Sam I'd just about have missed it.
Sam olmasaydı aşkı öğrenemezdim. Her ne ise.
If she wasn't the colonel's lady and if it wasn't for Dover, and if she was willing, which she naturally would be, I mean, me being me and all, I'd keep her for myself.
Albay'ın karısı olmasaydı ve eğer Dover için olmasaydı,... eğer isteseydi ki ve doğal olarak isteyecekti,... demek istediğim, ben olsaydım,... onu kendime saklardım.
It would've worked out if it wasn't for me.
Ben olmasaydım her şey yolunda gidecekti.
If it wasn't for me you'd be using the Crusade to lure her to some motel right now, or into the back of your car if you had one.
Ben olmasam, Hareket'i, o kızı bir otel odasında ayartmak için kullanıyor olacaktın. Ya da arabanın arka koltuğunda. Bir araban olsaydı elbette.
It could be so wonderful if it wasn't for certain people.
Bazı insanlar olmasaydı her şey çok güzel olurdu.
If it wasn't for her, I'd never have known.
Bu bayan olmasaydı asla öğrenemeyecektim.
I'd be playin'for the Flames by now if it wasn't for her.
Şimdi Flames'de oynuyor olacaktım, o olmasa.
Why, you know, if it wasn't for me telling you day after day to get up, get to work and do something, for God's sake you wouldn't be bringing home the chump change that you are.
Eğer ben her gün sana uyanıp işe gitmeni söylüyor olmasam ve şu anda getirdiğin acınası parayıda getiriyor olmazdın.
If it wasn't for you, I wouldn't have had an excuse to talk to her.
Aslında, sen olmasaydın, onunla konuşmak için bir bahanem olmayacaktı.
If it wasn't for her, we wouldn't have taken the lyre up Mo Yee Mountain.
O babamı ve beni tuzak kurmak için kullandı!
I can tell you that if it wasn't for your mother I would kick her out.
Diyebilirim ki annen başkasını bulsa, kapı dışarı etmekten zevk alacağım.
That if it wasn't for you, I never would have met her.
Sen olmasan, onunla tanışamazdım.
I wouldn't even be here if it wasn't for her.
Onun için olmasaydı, burada olmazdım.
And if it wasn't for you, all this would be a big smoking crater.
Ve eğer sen olmasaydın, tüm her şey dumanı tüten bir yanardağa dönerdi.
If I wasn't fighting her and I knew what it meant for Jolinar to be a Tok'ra, it might've been I don't know... enlightening.
Eğer onunla savaşmasaydım..... ve Jolinar için bir Tok'ra olmanın ne kadar önemli olduğunu anlasaydım, bu daha fazla..... bilmiyorum... aydınlatıcı olurdu.
If it wasn't for her, I wouldn't be here now.
O olmasaydı, şimdi burada olmazdım.
Law is the king with me,'cause if it wasn't, this territory... even if it becomes a state, wouldn't be fit for a prairie dog.
Benim için yasalar her şeyin üstündedir. Çünkü öyle olmasaydı, bu bölge bir eyalete dönüşmüş olsa bile bir çayır köpeğinin yaşamasına dahi elverişli olmazdı.
Because if it wasn't for her, I never would've met you, Peter.
Çünkü eğer o olmasaydı seninle asla tanışamazdım Peter.
I wouldn't have become a Starfleet Captain if it wasn't for her.
Eğer o olmasaydı ben Bir Yıldızfilosu Kaptanı olamazdım.
He would have been out of the picture long ago if it wasn't for her.
Eğer o olmasaydı, Pompey çoktan resmin dışına çıkmış olurdu.
If it wasn't for that, it would have been perfect.
Bu da olmasaydı her şey kusursuz olacaktı.
Because if it wasn't for her, I don't think either of us would ever sleep.
O olmasaydı sanırım ikimiz de uyuyamazdık.
It would have not have been the same if it wasn't for you.
Burada bulunmasaydın her şey çok daha farklı olurdu.
It's easier for you, Daniel. Your job wasn't made obsolete. And if I...
Senin için her şey daha kolay Daniel.Senin mesleğinin modası hala geçmedi.Eğer ben..
But I wouldn't be here if it wasn't for her lies an deceit!
Ama burada olmamalıydım ben kandırıldım.
If it wasn't for that sportswoman, everything would be fine.
Sporcu kız gelmeseydi her şey yolunda gidiyordu.
If it wasn't for her, neither one of us would be alive right now.
Eğer o olmasaydı ; şu anda hiçbirimiz hayatta olmazdık.
I think the police would have given up on who murdered Victor Potts... if it wasn't for her.
Sanırım o olmasaydı polis Victor Potts'un katili aramaktan vazgeçebilirdi.
If it wasn't for her, I never would have had the guts to leave the bastard.
Kendisi için temizlemese onunla gezmeye asla cesaret edemezdim.
If it wasn't for Karin, who thank God is like her mother, you wouldn't exist at all for me.
Eğer Karin olmasaydı, çok şükür ki o annesine benziyor, sen benim için varolmazdın.
If it wasn't for her tolerance she would have died instantly.
Toleransı yüksek olmasaydı anında ölürdü.
I... FIGURED IT WOULD BE EASIER FOR YOU GUYS IF I WASN'T AROUND.
Çevrenizde olmazsam her şeyin daha kolay olacağını fark ettim.
If it wasn't for people like Helen Zamorski risking her life every day... you guys would be making less than schoolteachers.
Eğer Helen gibi her gün hayatını tehlikeye atan insanlar olmasaydı sizler öğretmenlerden daha az maaş alırdınız.
If it wasn't for her mother's help...
Annesinin yardımı olmasaydı...
If it wasn't for her, I'd be lost like everyone else.
Eğer bu onun için olmasaydı, Başka herkes gibi,... kaybolacaktı.
If she gets better, it means she wasn't always there for me.
Ama iyileşmesi onun her zaman yanımda olmadığı anlamına gelir.
First of all, I wouldn't be here if it wasn't for this man.
Her şeyden önce, bu adam için olmasa burada olmazdım.
I probably wouldn't even be alive if it wasn't for her.
O olmasaydı muhtemelen hayatta bile olmazdım.
If it wasn't for her, I'd still be kal-el.
O olmasa hâlâ Kal-El olacaktım.
But the truth is, I wouldn't be standing here, if it wasn't for the courage and support of each and every one of you.
Fakat gerçek şu ki, her birinizin cesaret ve desteği olmasaydı burada duruyor olmayacaktım.
Tell her, remind her, that if it wasn't for me taking no notice of her at a key dramatic moment, she wouldn't be in the position she's in now.
Söyle ona, hatırlat, dramatik bir anda onu farketmemiş olsaydım, şu andaki yerinde olur muydu.
But if it... if it wasn't for time, everything would, like, happen at once.
Ama zaman olmasaydı, her şey aynı anda olurdu.