If you don't want to do this traducir turco
153 traducción paralela
Now, you don't have to consent to this interview or answer any questions... -... if you don't want to. - But I do want to.
Bu görüşmeye rıza göstermeyebilirsin ya da istemiyorsan hiçbir soruya yanıt vermeyebilirsin.
Now, you don't have to do this if you don't want to.
Eğer istemiyorsanız, bunu yapmak zorunda değlsiniz.
Now, I promise I won't do this if you don't want to, so don't get mad, okay?
Şimdi, Söz veriyorum istemediğin birşeyi yapmayacağım. Ne kadar çılgınca olursa olsun, tamam?
I don't know, but if you want to avoid trouble, I don't think this is the town to do it in.
Bilmiyorum ama beladan kaçmak için bu kasabanın uygun olduğunu sanmıyorum.
We don't have to do this if you don't want to.
Bak, istemiyorsan yapmak zorunda değiliz.
Let me tell you two stupid motherfuckers something. I don't want to get another phone call like this, because if I do I'll get on a fuckin'plane, and I'm gonna blowtorch the both of you. Do you understand?
- Size şu kadarını söyleyeyim geri zekalılar... bir daha beni arayıp böyle bir şey söylemeyin, yoksa uçağa atladığım gibi gelip sizi kızartırım.
You don't have to answer this if you don't want to... but how do you afford a place like this?
Buna cevap vermek zorunda değilsin. Buraya nasıl paran yetiyor?
If you don't want to do this job, you're free to quit.
Bu işi yapmak istemiyorsan bırakabilirsin.
Well, hey, if you don't want me to do this, I'll give it some more thought.
Eğer yapmamı istemezsen biraz daha düşüneceğim.
If we don't do this, what do you want to do?
Madem bunu yapmayacağız, ne yapmak istersin?
- Never mind... - I don't want to do this. Don't worry if you don't understand.
Anlamadığın için endişelenme bugün yapmamız şart değil.
Well, if you don't know that, then I don't want to do this with you.
Eğer bunu bilmiyorsan bu işi seninle yapmak istemiyorum.
Hey, we don't have to do this now if you don't want to.
Eğer yapmak istemezsen bunu şimdi yapmamıza gerek yok.
If I killed Nate, how do you know I don't want to do this?
Nate'i öldürdüysem neden bunu yapmak istemeyeyim?
Go ahead. You don't have to do this if you don't want to.
Bunu yapmak istemiyorsan buna zorunlu değilsin.
Look, man, you don't have to do this if you don't want to.
Bak, istemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin. İstiyorum, yapmak istiyorum.
To answer that, I'd have to tell you more than you want to know... but suffice it to say... if you don't do what I'm suggesting, it's going to take you another 16 years to get this ship home, and there are going to be casualties along the way.
Bu soruna cevaben, bilmek istediğinden daha fazlasını söyleyebilecek durumdayım... ama yeterlice söyleyecek olursam... eğer önerdiğim şeyi yapmazsan, bu gemiyi eve götürebilmek için bir 16 yıl daha harcayacaksın, ve bu uzun yol boyunca, bir sürü kayıplar yaşayacaksın.
If you don't want to wind up divorced, you will do this.
Hadi ama Nicholas, eğer boşanmak istemiyorsan bunu yapacaksın.
You know, glenn, if this is too much for you or you decide you don't want to do it, you don't have to.
Glenn, bu sana fazla geliyorsa ya da yapmak istemiyorsan, mecbur değilsin.
IF YOU DON'T WANT TO DO THIS THEN...
- Yapmak istemiyorsan... - Hayır.
You want to be a martyr, fine If you keep this up, I don't know what we'll do
Kendine böyle şeyler yapmaya devam edersen ne yapacağız bilmiyorum.
Chiana, you don't have to do this if you don't want to.
Chiana, eğer istemiyorsan, bunu yapmak zorunda değilsin.
If you don't want to do this, if you're really with that girl....
Bunu yapmak istemiyorsan, eğer o kızla birlikteysen...
HONEY, IF YOU DON'T WANT ME TO DO THIS,
Bu işi yapmamı istemiyorsan yapmam, tatlım.
You don't have to do this if you don't want to.
İstemiyorsan, bunu yapmak zorunda değilsin.
Jon, you know you don't have to do this if you don't want to.
İstemiyorsan onu almak zorunda değilsin.
Don't leave up to me Doc, you do not want to see what happens if you leave this up to me...
Bunu bana bırakma doktor. Bana bırakırsan olacakları görmek istemezsin.
I don't want to put you through something you don't want to do, like dating, so, look, if this is gonna be it, then that's.. that's fine. You see, that's what i mean.
Demek istediğim de buydu.
- Look... I understand if you don't want to do this... but you know him better than anybody else.
Bak şimdi bu işi yapmak istemezsen anlayışla karşılarım ama onu hepimizden çok daha iyi tanıyorsun.
I understand if you don't want to do this... but you know him better than anybody else.
Bunu yapmak istemezsen seni anlarım ama onu hepimizden daha iyi tanıyorsun.
You know you don't have to do this if you don't want to.
Biliyorsun, eğer istemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin.
If you don't want to do this, that's okay.
Eğer yapmak istemiyorsan, yapma.
Captain. You don't have to do this if you don't want to.
Şef, istemiyorsan yapmak zorunda değilsin bunu.
If you don't want to do this, I'll give the order.
Emri benim vermemi ister misiniz efendim?
Mom, please, if you want to do this, it's your decision, but don't make me face my friends while you do it.
Anne... Anne, lütfen, bunu yapmak istiyorsan, karar senin, ama bunu yaparken beni arkadaşlarımla karşı karşıya getirme.
I don't know if you're going to want to hear this, but after talking to Nikki Davis's team I do believe that she killed herself.
Bunu duymak isteyeceğinden pek emin değilim ama Nikki Davis'in ekibiyle konuştuktan sonra O'nun kendini öldürdüğüne inanıyorum.
If you don't want to do this, I understand.
Bunu yapmak istemezsen, seni anlarım.
Carter, listen, I'm not gonna think any less of you if you don't want to do this.
Carter, dinle. Eğer bunu yapmak istemezsen senin zayıf biri olduğunu düşünmeyeceğim.
If you don't want to do this, we can turn around right now and we can go to the zoo.
Pekala Ritchie. Eğer bunu yapmak istemiyorsan, hemen dönüp hayvanat bahçesine gidebiliriz.
Listen, I don't often do this, but I'm going to give you my card, and if you want to send me some stuff, I'll have a look at it, and,
Bunu herkese yapmam ama sana kartımı vereyim. Bana yazılarını gönderirsen onları okurum.
You don't have to do this if you don't want to, Carrie.
Carrie, istemiyorsan yapmak zorunda değilsin.
If you want to do this, don't do for the money ;
Bunu yapacaksan, para için yapma.
Now if you don't want to do this, I'll do it myself.
Eğer yapmak istemiyorsan, ben kendim yapacağım.
If you want me to go, if you want me to leave, then don't make this about what I do or don't deserve.
Ayrılmamı istiyorsan, gitmemi istiyorsan, o zaman... Konuyu, neyi hak edip neyi etmediğim olayına çevirme.
And if you don't want to do this anymore, fine!
Ve eğer bunu artık yapmak istemiyorsan, tamam.
Look, if you don't want to do this, I...
Bakın, eğer yapmak istemiyorsanız...
If you don't want to do this, you could just say so.
Eğer bunu yapmak istemiyorsan, basitçe söyleyebilirsin.
Hey, you know, with all due respect, dr. Palmer, I really do know my body, and I have the flu, and I don't want to talk about this anymore, so, if you would be just kind enough to palpate my boobs, and I'll be on my way.
Dr. Palmer size saygısızlık etmek istemem ama, vücudumu tanıyorum, sadece grip oldum, ve bu konudan bahsetmek istemiyorum artık, gitmeden önce göğüslerimi de muayene ederseniz, benim için yeterli olacak.
But if you want to do this by your own, please, don't invite us.
A B
If you don't want to do this, - if you want to get out of porn...
Bak, eğer bunu yapmak istemiyorsan, pornodan çıkmak istiyorsan...
If you don't want to do this, I will.
Eğer sen yapmak istemiyorsan, ben yaparım.