English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / If you want to talk

If you want to talk traducir turco

1,700 traducción paralela
If you want to talk about Zack is better not
Zack tan bahsetmesen daha iyi.
If you want to talk about it you can come to my office tonight.
Bu konu hakkında konuşmak istersen akşama büroma gelebilirsin.
If you want to talk to me, you want to...
Konuşmak istiyorsan benimle konuş...
Look, if you want to talk to her, call her.
Bak, eğer onunla konuşmak istiyorsan onu ara.
If you want to talk budget, I can barely feed what I've got.
Eğer bütçeden bahsetmek istersen, zaten elimdekileri zor besliyorum.
If you want to talk to me, you're going to tell me the truth!
Benimle konuşmak istiyorsan, doğru konuşacaksın!
If you want to talk about sexy, you should see Lisa's dress with that plunging neckline.
Elbisen seksi olsun istiyorsan, yakası Lisa'nınki kadar açık olmalı.
" And one day, if you want to talk to me...
"Ve bir gün, benimle konuşmak istersen..."
And I'm here if you want to talk to anyone.
Konuşmak istersen buradayım.
You know, Fi, if, uh... if you want to talk about what happened the other night... oh, there's nothing to talk about.
Biliyorsun Fi, Eğer... Geçen gece olanları konuşmak istiyorsan... Konuşacak bir şey yok.
He's on line two if you want to talk to him.
Konuşmak isterseniz, ikinci hatta.
So, if you want to talk to me again, call my lawyer.
O yüzden benimle tekrar konuşmak isterseniz... avukatımı arayın.
If you want to talk to your mother, talk to her, I don't want to hear it.
Annenle konuşmak istiyorsan, konuş, ben bunu duymak istemiyorum.
You come inside if you want to talk!
Konuşmak istiyorsan sen içeri gel!
Listen, you know, you got a hell of a lot of potential, so if you ever want to sit down and talk about cards sometime... Hey, hey...
Dinle, oldukça yeteneklisin bu yüzden, oyunla alâkalı biriyle konuşmak istersen- -
I want to talk to her, but you tell Camille if she's sick, turn around, come home.
Onunla konuşmak istiyorum,... ama eğer Camille hastaysa ona eve dönmesini söyle.
If you don't want to talk to me, they're going to send somebody who doesn't know you and won't care about your side of the story.
Benimle konuşmazsan, seni tanımayan, olayı senin tarafından dinlemeyecek birini yollayacaklar.
You know, Megan... if you ever want to talk about anything -
Bak, Megan... Eğer bir şeyler konuşmak istersen.
Anyone you'd want to talk to if you were me?
Benim yerimde olsan konuşacağın biri?
If they want to talk to you, that is their choice.
Eğer seninle konuşmak isterlerse... bu onların seçimi.
I'm just saying, you can talk to me if you want.
İstersen benimle konuşabilirsin, o yüzden sordum.
Did you just ask me if I want to talk?
Az önce bana konuşmak ister misin diye mi sordun?
You can talk about it if you want to.
İstiyorsan bunu konuşabiliriz.
That's cool if you don't want to talk, but if you do, it's okay.
Konuşmak istemezsen, sorun yok. Ama istersen, dinlerim.
You can talk to me if and whenever you want.
Benimle ne zaman istersen konuşabilirsin.
Talk the talk with your wife if you feel like it, go to the museums, look at all the Goyas that you want, but keep the sex part just for sex.
Eğer istiyorsan karınla konuşmayı konuş, müzelere git istersen tüm Goya eserlerine bak ama seks konusunu sadece seks için sakla.
If you want to leave a message for Peter and Lisa please, talk later of the signal.
Peter ile Lisa'ya mesaj bırakmak isterseniz bip'ten sonra konuşunuz.
If you want to help Samir, you should talk to me.
Samir'e yardım etmek istiyorsanız, bizimle konuşmalısınız.
If I don't want you to talk to him, you won't?
Onunla konuşmanızı istemiyorsam konuşamazsınız, değil mi?
Why did you come if you do not want to talk?
Bu suskunluk ne işe yarayacak?
And if you don't ever want to talk to me again, that's fine, but what I said before was bullshit.
Ve benimle bir daha konuşmak istemezsen, bunu anlarım, ama daha önce söylediklerim tamamen saçmalıktı.
If you want to handle the sale, you cannot talk to Jean about it.
Eğer satışı ele almak istiyorsan Jean ile bu konuyu konuşamazsın.
You don't have to talk to her if you don't want to, but she is a guest in our house.
İstemiyorsanız konuşmak zorunda değilsiniz. Ama istasyonda misafir.
If patty's gonna give us anything, we don't want you speaking over her, so you can prompt her with questions, but then you got to back off and you let her talk.
Sinirlendiklerinde konuşurlar. Patty bize birşey verirse, onunla gereğinden fazla konuşmanı istemiyoruz yani, O'nu sorularla kışkırtabilirsin, ama sonra geri çekil ve bırak konuşsun.
I thought we could talk in private but if you want Vesna to hear it as well, okay.
Özel olarak konuşabilirdik ama sen Vesna da duysun istiyorsan, bana göre hava hoş.
Not have to talk, if you want.
İstemiyorsan bir şey paylaşmak zorunda değilsin.
Nobody can talk to Mr. Sahir. If you want to see the shooting, stay with other people and watch.
Çekim sırasında hiç kimse... bay Sahir'le görüşemez.
If you want people to think you're pregnant, you've gotta start talking the talk and walking the... waddle
Bak, eğer milletin hamile olduğunu düşünmesini istiyorsan gerçekten öyleymiş gibi konuşmalı ve paytak yürümelisin.
Who says I'm not going to blind dates? If you want to go on a blind date, talk to your father, why are you talking to me?
Evlenmeyeceğim dedim, tanışma randevusuna gitmeyeceğim dedim mi?
Yeah, call us sometime if you want to do something, or just talk.
Bir şey yapmak ya da konuşmak istediğinde arayabilirsin.
Why do you care if Marshall doesn't want you to talk to his teachers?
Marshall'ın öğretmeniyle konuşmanı istememesini niye takıyorsun?
Now if you would please go to the salvation room, we have people who want to talk to you about being saved.
Şimdi, kurtulma odasına giderseniz sizi orada bekleyen ve sizlerle konuşmak isteyen arkadaşlarımız var.
If you want me to consider your pizzas, at least talk to him.
Pizza konusunu değerlendirmemizi istiyorsanız en azından onunla konuşun.
You don't have to talk to me if you don't want to.
Eğer istemiyorsan benimle konuşmak zorunda değilsin.
Well, I'm not gonna force you to talk to me... but if you're having... you know, if there's anything you do want to talk about, this... would be a good place to do it.
Seni benimle konuşman için zorlamayacağım ama eğer konuşmak istediğin bir şey varsa şu anda tam zamanı.
If you really want to be a toreador, you should talk to my brother.
Toredor olmak istiyorsan kardeşimle konuş
If you two want to talk in private you'll can sit alone.
Eğer özel konuşmak istiyorsanız, ayrı oturabilirsiniz.
Whether it's possible or not, I mean, Wouldn't you want the chance to talk to your husband again if you could?
Mümkün veya değil, demek istediğim, eğer yapabilirsen kocanla tekrar konuşma şansını istemiyor musun?
If you want, I could talk to Mike for you. That would be great.
İstersen, senin için Mike'la konuşabilirim.
I can't guarantee If they're gonna want to talk to you, But at least I can ask.
Sizinle konuşacaklarının garantisini veremem ama en azından sorabilirim.
And I get it if you don't want to talk to me right now, but the fact is, I come bearing snacks, Hoping that we can cuddle on the couch and watch espn.
Şimdi benimle konuşmak istemezsen anlarım ama gerçek şu ki abur cubur getirdim ve kanepeye kıvrılıp ESPN seyredelim diyecektim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]