Igloo traducir turco
111 traducción paralela
Welcome to our igloo.
Eskimo kulübemize hoşgeldin.
Sweep out my igloo, here I come.
Oradan bana da bir iglo ayırmayı unutma.
If you kill him no one will ever admit you in his igloo again.
Onu öldürürsen, bir daha hiç kimse iglosuna girmene izin vermez.
Please get off, help make igloo.
İnip iglo yapmaya yardım edin.
My igloo is not far off.
İglom çok uzakta değil.
Why doesn't he know that the small igloo is quicker to build and easier to keep warm than a house like this?
Neden küçük iglonun daha çabuk yapılıp böyle bir evden daha kolay sıcak tutulacağını bilmiyor?
It is necessary to build a new igloo.
Yeni bir iglo yapmamız gerekiyor.
They stop and build an igloo to let asiak's mother rest.
Durup Asiak'ın annesinin dinlenmesi için bir iglo yaptılar.
Our igloo is just nearby.
İglomuz hemen yakında.
My igloo is not far away.
İglom çok uzakta değil.
My igloo is closer than your hanging place.
İglom senin asma yerinden daha yakın.
- Is this here Rodney Kent's igloo?
- Burada, Rodney Kent'in iglosu var, değil mi?
There's a fucking Eskimo sitting in his little igloo... who does not know that we go live in 22 hours.
Buz evinde yaşayan eskimo varsa 22 saat sonra canlı yayın yapacağımızdan haberi olsun.
That is a New Bedford igloo.
Bu bir New Bedford iglosu.
This is my igloo, and those are my women.
Bu benim iglom, onlar da benim kadınlarım.
He split for Toy Town or Igloo City or the North Pole or wherever the hell he goes.
Toy Town'a, lgloo City'ye, Kuzey Kutbu'na veya her neresiyse oraya dönmüştü.
Build igloos. Live among the Eskimo.
Igloo'lar inşa edip, Eskimo'larla yaşayacağız!
You wanna go out on the roof, or you wanna do it in the atrium, or you wanna do it in the igloo?
Çatıda mı yoksa atrium'da mı yapmak istersin? Ya da iglo'da?
I'll show you my igloo.
Hadi. Sana iglo'mu göstereyim.
- Oh, I thought it was like an igloo.
- Ben iglu gibi bir şey sanmıştım. - Hayır.
What kind of a bubble, like an igloo?
Nasıl bir balon? İglu falan mı?
He's sitting there waiting for you in his bubble or igloo thing, whatever.
Şimdi balonunda ya da iglusunda, her neyse, işte onda oturmuş seni bekliyordur.
A lot of people think it's an igloo, but it's really just a plastic divider.
Pek çok insan iglu olduğunu sanıyor, oysaki plastik bir bölmeden ibaret.
Pushes him out of the igloo.
Onu eskimo evinden dışarı itiyor.
and his dog hypnotizes him, and brings him back to the igloo, where his wife rubs his body with a sponge, and brings him back to life.
Karısı süngerle vücudunu ovalıyor ve onu hayata geri döndürüyor.
This place is as safe as Fort Knox and as energy efficient as your average igloo.
Burası Fort Knox kadar güvenlidir ve enerji olarak da bir eskimo evi kadar az enerji kullanır.
Let's make an igloo.
Haydi bir iglo yapalim. Wolverine!
You see, whether igloo, hut or lean-to... or a geodesic dome... there's no structure I have been to which I'd rather call my home. Hello. Aah!
Bilirsiniz, eskimo klubelerinin yatık bir çatısı... ya da geodezik bir kubbesi olur belirli bir yapıları yoktur.
Book me a flight... rent me an igloo, and tell those dorks at the Kwik-E-Mart that, boom, I am out of here.
.. bir igloo kirala ve Kwik-E-Mart`teki o ahmaklara benim buradan ayrıldığımı söyle.
Sweep out my igloo. Here I come.
Bana da bir iglo ayarla.
Annie and Nina dealt with the heat by adding extra air conditioners to the house, turning our home into the only igloo in San Marino.
Annie ve Nina, eve fazladan klima ekleyerek sıcağa direniyorlardı. Evimiz, San Marino'nun ortasındaki bir igloya dönüşmüştü.
That little white igloo.
Şu küçük beyaz igloo.
They hunted seals by their igloos.
İgloo'larda fok avlarlardı.
Well, the science fair project it's about what it's like to live in an igloo.
Bilim fuarı projem bir iglu'da yaşamla ilgili.
Whether igloo, hut or lean-to or a geodesic dome... there's no structure I have been to which I'd rather call my home.
Igloo, ahşap kulübe yada mağara fark etmez. Bugüne dek kaldığım hiçbir yere yuva diyememiştim.
- An igloo. Antoine?
- Sıra sende Antoine!
You guys wanna build a snow igloo?
İglo yapmak ister misiniz?
But it's breaking the bank keeping his igloo frozen.
Ama iglosunu soğuk tutmak çok pahalıya patlıyor.
Let's see what you've got, igloo.
Bakalım neler yapabiliyorsun, eskimo.
Build us a nice little igloo.
Kendimize buzdan güzel bir ev yaparız.
Like an igloo, the thick walls retain heat.
Bir iglu gibi, kalın duvarlar ısıyı tutuyor.
Tell her you have a friend, a Canadian friend, who lives in an igloo, so she can't call her.
Ona Kanadalı bir arkadaşın olduğunu söyle, eskimo kulübesinde yaşadığını, böylece onu arayamaz.
- Come on, it's called lgloo.
- Barın adı Igloo be adam.
Which reminds me drinks at IgIoo : free.
Hazır hatırlamışken, Igloo'da içkiler : Bedava.
- Igloo's so last week.
- Igloo'nun modası geçti.
Since I got frost bite at Igloo.
Igloo'da az kalsın donuyordum.
If you build an igloo to sleep in... and the town plow runs over it and kills you... we are not going to just leave your corpse in the snow.
Hayır Kirk. İçinde uyumak için bir iglo yaparsan ve kasabanın kar küreme aracı üstünden geçerse cesedini öylece karda bırakmayız.
We're building an igloo in central park.
Central Park'ta kardan ev yapacağız.
and, uh, what was really going on in that 40-story igloo?
ve o dev igloo'da gerçekte neler oluyordu?
Remember, the little igloo tent we bought?
Aldığımız mezar çadırı hatırlıyor musunuz?
We were sleeping in an igloo that he built.
Oradaki... yapılarda uyuduk.